23 Nisan 2010 Cuma

Aşk Buzlu Bir Yanardağ

üşümek üşümek bir tanem
çocuksu gözlerinin alevinde
titreyip üşümek
ve kaçıp gitmek buralardan
buralar bana dar geliyor
sevdiğim

yüreğim sığmıyor göklerin altına
vurup gidiyorum
rüzgarın kanatlarında
belkısların diyarından ta kehkeşanlara
dolaşıyorum yeryüzünü
gökyüzü,melekleri,
yıldızları
ayda duruyor hala canlı ve dipdiri
aşkımızın izleri
buralar bana dar geliyor
birtanem
tutunamıyorum bu zalim dağlara,
ovalara, vadilere
taşıp gidiyorum okyanuslardan
üşüyorum
üşüyorum
alev alev kartipilerinde üşüyorum


dönüp bakıyorum yollara
virane evlerin silueti düşmüş
hatıralara
dönüp bakıyorum dumanı
göklere biriken yakılmış zamanlara

sen daha çocuksun bilmiyorsun
aşkın buzlu bir yanardağ olduğunu
kaldırımların sensizliği nasıl
haykırdığımı yüzüme
denizin korkunç dalgalarını
ve kıyıdaki insafsız
çarpıntılarını
ve durup durup çılgınca
yokluğuna nasıl ağladığını
istanbul,un
sen bilemiyorsun

üşümek üşümek bir tanem
çocuksu gözlerinin alevinde
titreyip üşümek

ve kacıp gitmek buralardan
buralar bana dar geliyor
sevdiğim
yüreğim sığmıyor
çırpınıp duruyor deryaların
uçsuz bucaksız ufuklarında

üşüyorum
zümrüt gözlerinin alev alev
yangınında
üşüyorum bir tanem
üşüyorum

.

Ferman Karaçam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder