7 Nisan 2010 Çarşamba

Korkulu Günler

Soru sormayın canlar cevap müşkül şu sıra
Giden korkuttu bizi, gelenden korkuyoruz.

Hırsızdan çok bekçiler hakkımızı çaldı ya
Bizler şimdi bağlama çalandan korkuyoruz.

Hüzünlenen de sahte, kahkahalar atan da
Sebepsiz ağlayandan, gülenden korkuyoruz.


Solucanlar büyüyüp oluyorlar ejderha
Yumurtadan çıkmamış yılandan korkuyoruz.

Daha neler gelecek kim bilir başımıza
Karanlık tasarıdan, plândan korkuyoruz.

Rüşvet rutin dışına çıktı yukarı katta
Verenden korkuyoruz, alandan korkuyoruz.

Dokunulmaz kepçeler dalar nafakamıza
Biz artık bölüşenden, bölenden korkuyoruz.

Aklımızı yitirdik ahmaklar ortasında
Bilmediği şeyleri bilenden korkuyoruz.

Kurtlar kuzuya döndü, kuzular güvercine
Vallahi üzengiden, palandan korkuyoruz.

Bir bozulma başladı inançta ve ahlakta
Doğandan, doğacaktan, ölenden korkuyoruz.

Çiçeksiz ve meyvesiz ağaçların altında
Alerjik endişeyle polenden korkuyoruz.

Nerede bir büyükbaş konuşmaya başlasa
Üstümüze yağacak yalandan korkuyoruz.

Güvendiğimiz bizi yoldu çevirdi kuşa
Tarlasında otları yolandan korkuyoruz.

Ne gibi pislik saçar, ne der, ne demez medya
Bayramlardan, düğünden, şölenden korkuyoruz.

Arı musallat oldu topuğu kıllı ata
Kırılacak yulardan, kolandan korkuyoruz.

Arttı itimatsızlık, işledi ruhumuza
Eğilip terimizi silenden korkuyoruz.

Baskısı var diyorlar siyasetin hukuka
Demokrasi zırhını delenden korkuyoruz.

Oyuncular köledir, zorba hakem kalede
Muhteremden, sayından, ulandan korkuyoruz.

İhtiyaç duymaktayız istikrara, huzura
Şıp demeden huzuru bulandan korkuyoruz.

İnsan, ağaç, sarmaşık, yosun, mantar, papatya
Her kökünü toprağa salandan korkuyoruz.

Taraf tutan hukukçu, azgın çete ve mafya
Karanlıkta boşalıp dolandan korkuyoruz.

Yetmez mi bunca korku? Alın bir miktar daha
ünlü/ünsüz falandan-filandan korkuyoruz.

07.05.2000(Parmak İzi)
.

Abdurrahim Karakoç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder