25 Şubat 2011 Cuma

Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-84

KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-84

Büyük işlerin içinde namus aramak yanlıştır.. Namusun içinde büyük işler aramak kadar.

.

Özdemir Asaf

Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-112

KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-112

Açlığı yok edecek doktrin mi bulmak isteyorsun? Öyleyse ne politika yapar durursun!
Dünyadakilerin yarısı açtır. Politika, bölgedeki açları azaltacağını ileri sürüp dünyadakileri çoğaltan gecikmenin adıdır.

.

Özdemir Asaf

Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-114

114

Açlık insanı öldüren, partileri yaşatan bir olaydır.

.

Özdemir Asaf

Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-113

KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-113

Açlık yok olmaz.
Krallıklar buna karşı “Evet efendim, siz doğru söyleyorsunuz, haklısınız! ” dediler.
Yeni rejimler “azaltılabilir” dediler.
Bugün açlık yok olmamış, krallıklar yok olmuştur. Açlık azalmamış rejimler çok olmuştur.

.

Özdemir Asaf

Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-111

KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-111

Eskiden bir şato bir soyu, bir aşk bir şövalyeyi, bir davaa bir aileyi doyururmuş.
Şimdi bir soy bir konağı, bir şövalye bir aşkı, bir aile bir davayı besleyemeyor.

.

Özdemir Asaf

Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-105

KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-105

Ölüm cezalarının kalmasını isteyenler, düşmanlarının ve kaatillerinin korunup kurtulmamasını isteyenlerdir.
Kalkmasını isteyenler, kendilerinin ve dostlarının korunup kurtulmasını isteyenlerdir.
Birincilerde, başlarına gelebilecek öldürülmek korkusu, ikincilerde başlarına gelebilecek öldürmek korkusu ağır basar.
Buna az ilgi duyanlar: Benim gibi, öldürülmekle öldürmek arasında eşitlikle yaşayanlardır.

.

Özdemir Asaf

Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-101

KONUMUZ DÜŞÜNMEK-ETİKA-101

Kişi ödevini yapmadıkça suçu devlette arar.. Birkaç şey bulmakta gecikmez.
Devlet ödevini yapmadıkça suçu halkda arar.. Birkaç kişi bulmakta gecikmez.

.

Özdemir Asaf

Yuvarlağın Köşeleri-Hayvanlarla Aramızdaki-Etika-Birinci Bölüm-176

HAYVANLARLA ARAMIZDAKİ-ETİKA-176

Hayvanlar sürüyü sayılarıyla gerçekleştirirler..
İnsanlar sayıyı kendileriyle..

.

Özdemir Asaf

Yuvarlağın Köşeleri-Hayvanlarla Aramızdaki-Etika-Birinci Bölüm-174

HAYVANLARLA ARAMIZDAKİ-ETİKA-174

Hayvan bir edimden bir edime geçer. Bütün hayvanlar için bu böyledir. İnsan da öyle.. Yalnız o iki edim arasında bir düşün alanından geçer. Yazık ki bütün insanlar için bu böyle değildir.

.

Özdemir Asaf

Yuvarlağın Köşeleri-Hayvanlarla Aramızdaki-Etika-Birinci Bölüm-172

HAYVANLARLA ARAMIZDAKİ-ETİKA-172

Köpek kızdırılırsa ısırır. Köpek neye kızar? Bunu o bilmez; bunu bilmek bize düşüyor. Ben biliyorum.
Köpeğin bilmediğini benim nasıl bildiğimi ben ne köpeği anlatabilirim ne de sizlere.
Ama beni bu konuda çürütemezsiniz de. Buyurun, işte köpek.. Atılın üstüne doğru.

.

Özdemir Asaf

23 Şubat 2011 Çarşamba

GÖREL-ETİKA-210

Kendisinden uzak kalmış olanlar çok bağırır.

.

Özdemir Asaf

GÖREL-ETİKA-208

– İnsan mı paraya bağlı, para mı insana bağlı?
– Bu, insana bağlı.

.

Özdemir Asaf

GÖREL-ETİKA-207

Ele geçtikten sonra elde tutulması kolay şeyler önemsizdir: örneğin para. Çalışmakla çok zor geçer.
Ele geçtikten sonra elde tutulması zor olan şeyler önemlidir. Örneğin ün. Çalışmakla çok kolay geçer.

.

Özdemir Asaf

GÖREL-ETİKA-201

Gerçek ile yapmacık’ı ayırdedilmez kılacak kadar birbirine karıştırıp eriten o eşsiz yol: Nezaket.

.

Özdemir Asaf

GÖREL-ETİKA-198

– Başarıya erişmiş kişiler neden oluyor?
– Başarısız kalmış kişilerden oluyor.
– Başarıya erişmiş toplumlar neden oluyor?
– Başarısız kalmış kişilerden olmayor.

.

Özdemir Asaf

GÖREL-ETİKA-196

Şu kayaya bir tekme atsana.. Ayağın acıdı değil mi? Seni olduğu gibi karşıtladı, çünkü o kaya.
Şu adama bir tekme atsana.. Ayağı acıdı.. Ama sana karşılık vermedi, neden?
Çünkü adam değil de ondan.

.

Özdemir Asaf

GÖREL-ETİKA-186

Rüzgâr yelkensiz de olsa gene rüzgârdır. Ama rüzgârsız yelken bir bezdir.

.

Özdemir Asaf

GÖREL-ETİKA-194

“Herkes evinin önünü süpürsün, kent temiz olacaktır.”
– Tozsuz sokaklı ülkeler için ne güzel öğüt.. Demek dinlemişler ve süpürmüşler.
– Hayır, o hiç önemli değil:
Sözü anlamışlar.

.

Özdemir Asaf

GÖREL-ETİKA-186

Rüzgâr yelkensiz de olsa gene rüzgârdır. Ama rüzgârsız yelken bir bezdir.

.

Özdemir Asaf

GÖREL-ETİKA-185

Sen onlara ne kadar benzersen o kadar kolay yaşarsın.
Onlar sana ne kadar benzerlerse yaşaman o kadar kolaylaşır.

.

Özdemir Asaf

AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-123

Okul birinci sınıfda başlar, yaşam birinci sınıfda biter.
Okullarında birinci olanların çoğu yaşama geç bitsin deye mi yaşamda sonuncu kalırlar.

.

Özdemir Asaf

AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-122

Okula ilk başladığımız yıllardan şunları hatırlayorum. Öğretmenlerimizden biri:
– Tanrı o kadar büyük, o kadar büyüktür ki, insan göremez.. demişdi.
Başka bir öğretmen de:
– Mikrop o kadar küçük, o kadar küçüktür ki, insan göremez.. demişdi.
Başka öğretmenlerimiz de, iyilik, doğruluk, kahramanlık, yüreklilik, vatan, nüfus... gibi göz ile görülmeyen, el ile tutulmayan kavramlar üzerinde düşünmeye zorlamışlardı.
Sonra, bizlere, görebileceğimiz, tutabileceğimiz, taş, demir, tahta, yaprak, toprak gibi şeyleri gösterip öğrettiler.
Şimdi bakınıyorum da.. Görüp öğrendiklerimizden çok görmediklerimiz bizleri bugün de tartışmalara sürükleyor.
Görülmeyenleri öğretmeye çalışırlarken bizleri görülenlerle mi oyaladılar yoksa!
Yoksa görülenleri öğretmek isterlerken görülmeyeceklerle mi oyaladılar bizi?

.

Özdemir Asaf

AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-121

Öğrendiklerimi ikiye ayırıyorum..
Önünde durduğum parçası bilgimdir. Önüme alabildiğim parçası kişiliğim..
Beni bilinmeyenlere hem götüren hem de direndiren gücüm.

.

Özdemir Asaf

AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-120

Doğru kurulmuş bir problem: Biri bunu yanlış çözdü. Daha doğrusu çözemedi.
Kuruluşunda bir yanlışlık olan problem: Bir öğrenci bunu, yanlışlığı sezmeden doğru çözdü.
Sınavı problemi çözemeyen kazanır.

.

Özdemir Asaf

AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-118

Okuldan sonra betiklerle ilgisini kesenlerin çokluğuna takıldım. Canım sıkıldı.
Canımın sıkıntısını giderecek bir araç aradım. Buldum: Betik.

.

Özdemir Asaf

AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-116

Öğrenci sözlü sınavda:
Hatırlamadığını bilmediği için bilemiyor.
Öğretmen:
Bilmediğini hatırlamadığı için, hatırladığını soruyor.

.

Özdemir Asaf

AKILDAN, OKULDAN YANA-ETİKA-115

Her zaman bilenler her şeyi bilmez.
Her şeyi bildiğini söyleyenler başka bir şey bilmez.
Akıllarını işletmemiş olanlar çok şey bilmez.
Çok işletmiş olanlar da her zaman bilmez.

.

Özdemir Asaf

YUMU

Ortalığa çıkarsam,
Bütün kentte duyulur,
Biri alır diyordum.

Açsam ardına kadar
Bir gönül kapısını,
Biri kalır diyordum.

Bir şey'ler anlatmaya,
Ya da bir şey sormaya
Biri varır diyordum.

Görürler yazdığımı,
Dururlar geçerlerken;
Biri döner diyordum.

Anlatırlar evlerde,
Dinlerler akşamları;
Biri sezer diyordum.

Beklem'li günler geçti,
İçimden kimler geçti;
Biri bilir diyordum.

Kapılar örtük kaldı,
Sofralar örtük kaldı,
Biri gelir diyordum.

Yazı oldu bir kitap,
O kitaba bir cevap
Biri verir diyordum.

.

Özdemir Asaf

YÖN

Sen bana bakma,
Ben senin baktığın yönde olurum.


Özdemir Asaf

YOL'UN

Biri olsa burada, yanımda ya karşımda;
İstediği bir yerde o birden inse bile,
Ben onu götürürüm duyularla aklımda,
İnince benim yüzüm onda silinse bile.

.

Özdemir Asaf

YOĞUN

Evler, ampûller, bardaklar olacağım.
Ben yaşayacağım neysem öyle kalarak.
Sen boyuna yanımda ağlayıp güleceksin..
Demek ben bakacağım.

Biliyorum, ben bu şişeleri bırakacağım..
Kırılmasın, tozlanmasın dediğim.
Biliyorum, hepsini kıracaklar, hepsini, hepinizi.
Bu raflar, bu kitaplar, bu kutular, sildiğim.

Sizler, şu siz, şu sen, şu o, şu kim..
Uyurken, uyanmışken, şu giden, şu gelen.
Unuttuğum, benzettiğim, bildiğim..
İnsanlar; o siz, bu sen, şu ben.

Kıranları da kıracaklar, ezecekler, bugün, yarın.
Tozlarını silmeyecek bir el, bir bez.
Olanca kapısını açık tutanların
Dışına bile hırsız girmez.

Bir fazla almak bir fazla olmak değil.
Kimler var, vermekle tam kalmışlar.
Üsdenlik dışından parlamak değil..
Yerlerden çok kaçmak toplamışlar.

Ne iyi kırık bir şişe olmak,
Yıkık bir ev, çatlak bir bardak.
Gene de bir şişe, bir ev, bir bardak.
Giderken de biraz daha kendi kalarak.

Evler, ampûller, bardaklar olacağım,
Oluşmak için neysem öyle kalarak.
Sen boyuna yanımda değişeceksin,
Boyuna öleceksin, ben bakacağım.

.

Özdemir Asaf

22 Şubat 2011 Salı

YER

Bir yerde o varsa,
Onda da bir yer vardır.
Yer nerede ya da ne kadarsa;
O yoksa, yok kadardır.
Ama bir de o varsa,
Yer hem hep kadar, hem her kadardır.

.

Özdemir Asaf

YAZARLAR

Benim öykümü uyanınca yazarlar,
Nerede kalmıştım, or'dan yazarlar.

.

Özdemir Asaf

.

YAŞAM

Sanırım görmediniz;
Şimdi şuradan geçti.
Yazık görmediyseniz,
Böcek gibi güzeldi.

.

Özdemir Asaf

YAŞAYAN ÖLÜM

Gözlerini kaçıramazsın, geçmiş ola
Artık derebeyindir senin o görmüşlüğün
Köleliğinİ sana IşItIr yaşlandıkça o ve sen
Onun yaşamışlığındadır senin ölmüşlüğün
Artık o sende hep yaşayan bir ölüm

Başka görüntülerle gelir, öbür açılarıyla
Seni yerinden eder, gider,
Gelir yerinden eder..
Pasını siler, kimse anlamaz sen anlarsın
Sen anladıkça o sende hep yaşayan bir ölüm

.

Özdemir Asaf

Yarış

Herkes herkesi seviyor..
Hepsi de başka türlü seviyor.
Herkes herkesi sevmesin,gerek yok.
Adam azaldı, sevgi de elden gidiyor.

'Bana, sen haklısın deyorlar,
Hayır hayır,ben çok haklıyım.*' bilen biliyor.
Bu yarışın dışında kalanlar,
Adamı sevgi, sevgiyi de adam ediyor

.

Özdemir Asaf

YAPMA ÇİÇEKLER

Çırılçıplak bir kadın
İniyor güzellik dağlarının
Esmer akşamlarından,
Yalnızlığının ve yalanlarının
Karanlık uykusuzluklarına.

Ellerinde yapma çiçekler
Çiçekler yalana ve ölüme yakın
Kadının sakladıklarının
Günlere gecelere bölünmüş
Üşümüşlüğü
Bakın,
Sizlerle,
Yapma çiçeklerle örtülmüş.

Yapma çiçekler
Kadını kırmayın, rahat bırakın.
Yapma çiçekler
Solan renkleriyle ellerinde kadının
Bunu bilmeyecekler.

Yapma çiçeklerin renkleri soluyor
Kadının ellerinde.
Ah o çılgın renkler
Kadının gözlerinde
Soldukça kadın daha da esmer.

.

Özdemir Asaf

YANILGI

Kendimizden bir adadayız,
Dört-yanımız başkalarından.
Aynı önemli kapıdan giriyoruz,
O eski, o beyaz kapıdan.

İlkin yıllar üstünde
Bizi ayıran bir dünya vardı, adımıza kurulu.
Burada yıldaşlarımız soyunup-giyiniyor,
Bilinik kılıyor birbirimizi.
Bir hastalık bulaşıyor anlamlarımıza,
Büyümsümeye vardırıyor yinlerimizi.

Ben sınırlanıyorum göz-göre-göre,
Kardeşleşmemiz ayrıklaşıyor,
Kopuyor kan.
Sen konuşmadan duruyorsun senlerce karşımda.
Kalımsız bir anıtsın gençlikten, kitapsızlıktan.

Başkalarından bir adadayız,
Dört yanımız biz-gibi insandan.
Aynı önemsiz kapıdan çıkıyoruz,
O eski, o kırmızı kapıdan.

.

Özdemir Asaf

Yanık

Ağladığımı gör deye ağlamayorum;
Ağladığım için ağladığımı görüyorsun.

.

Özdemir Asaf

Yalnızlık Paylaşılmaz

Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.

Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.

.

Özdemir Asaf

Yalnızlık

Yalnız kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.

Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanin kendine mektup yazması
Ve dönüp-dönüp onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.

.

Özdemir Asaf

YALNIZLIĞIN ADI

Derin bir uyku..
Düşümde
Düşündüm ister-istemez
Aklıma takıldı
Yalnızlığın adı.

Tam o sırada
Bir sinek
Beni uyandırdı.
Gerçek bir sinek
Yalnızlığın adı
Düşümde kaldı.

.

Özdemir Asaf

Yalnızlığa Övgü

Mutluluğun gözü kördür,
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.

Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,
Boyuna bekler dönsün diye sesini.

Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;
Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.

Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var..
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar,
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.

.

Özdemir Asaf

YALIN

Uyurken, uyanırken kendine sor ne diye,
Anarken, unuturken, neyin yerine diye.
Kimi gittikçe kalır, ululuk taslamaktan,
Kimi kaldıkça gider, yürür kendine diye.

.

Özdemir Asaf

Yalnız'ın Durumları

Her şeyi süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin.

Sen herşeyi süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin.

Yalnızsa,
Sürekli bir sonbaharı
Süpürür hep..
Düşünemezsin


Yanar
Sobasında
Yalnız’ın
Üşüyen
Bakışları.

Lâmbasında
Karanlığa dönük
Bir ışık
Titrer
Sönük-sönük.

Penceresi
Dışına kapanmıştır,
Kapısı
İçine örtük.


Yalnız
Bin yıl yaşar
Kendini
Bir an’da




Yalnız’ın
Nesi var, nesi yoksa
Tümü birdenbire’dir.

Yalnız
Bir ordudur
Kendi çölünde..

Sonsuz savaşlarında
Hep yener
Kendi ordusunu.

Yalnız’ın
Sakladığı bir şey vardır;
Boyuna yerini değiştirir,
Boyuna onu arar..

Biri bulsa diye.




Yalnız
Hem bilgesi,
Hem delisidir
Kendi dünyasının.

Ayrıca;
Hem efendisi,
Hem kölesidir
Kendisinin.

Tadını çıkaramaz
Görece’siz dünyasında
Hiçbirisinin.


Yalnız
Sürekli dinleyendir
Söylenmemiş bir sözü.





Sözünde durması
Yalnız’ın yalancılığıdır
Kendisine..

Hep yüzüne vurur utancı..
O yüzden
Gözlerini kaçırır
Gözlerinden.




Yalnız’ın odasında
İkinci bir yalnızlıktır
Ayna.




Yalnız
Hep uyanır
İkinci uykusuna.




Yalnız
Kendi ben’inin
Sen’idir.

Bir sözde saklanmış bir yalanı
Bir gözde okunduğundan
Bakmaz kendi gözlerine bile.




Her susadığında
O
Kendi çölündedir.




Kendi öyküsünü
Ne anlatabilen,
Ne de dinleyebilen.

Kendi türküsünü
Ne yazabilen,
Ne söyleyebilen.




Bir zamanlar güldüğünü
Anımsar
da..

Yoğurur hüzün’ün çamurunu
Avuçlarında.




Yalnız
Aranan tek gördü tanığıdır
Yargılanmasında
Kendi davaasının..

Her duruşması ertelenir
Kavgasının.


Yalnız
Hem kaptanı
Hem de tek yolcusudur
Batmakta olan gemisinin..

Onun için
Ne sonuncu ayrılabilir
Gemisinden,
Ne de ilkin.





Yalnız’ın adı okunduğunda
Okulda ya da yaşamda..
Kimse
“Burada”
deyemez..
Ama
Yok da..




Uykunun duvarında başladı..
Önceleri bir toz gölgesi sanki;
Sonra bir yumak yün gibi.

Ama şimdi iyice görüyor
Örümceğin ağını
Gün gibi.




Yalnız
Duymuş olduğunun sağırı,
Görmüş olduğunun körü
Dür..

Ölür ölür öldürür,
Öldürür öldürür ölür.

Duyduklarını unutur,
Duyacaklarını düşünür.




Yalnız’ın adına
Hİç kimse konuşamaz..

O
Kendi kendisinin
Sanığıdır.

Yalnız
Önceden sezer
Sonra olacakları.
Paylaşacak biri vardır;
Anlatır anlatır ona
Olanları, olmayacakları.

Her leke
Kendisiyle çıkar.

.

Özdemir Asaf

YALIN

Uyurken, uyanırken kendine sor ne diye,
Anarken, unuturken, neyin yerine diye.
Kimi gittikçe kalır, ululuk taslamaktan,
Kimi kaldıkça gider, yürür kendine diye.

.

Özdemir Asaf

Yakın

Bir ışık düşerse üstüne basma.
Daha yakınlaşır, korkarsın.
Bir leke, silmeye-gör
Leke kalır, sen çıkarsın.

Bir gölge, nereye gider.
Gözlerince gider, bakarsın.
Bakarsın girer gözlerinden.
Leke onun peşinden, bakarsın.

Bir ışık düşerse üstüne basma,
Gözlerine basarsın.

.

Özdemir Asaf

YAKI

Özleyince anılarımdan çalmaktayım,
Düşlerime çalmaktayım anılarımdan..
Onlardan bir yakınan yok da,
Hırsızlar yakınıyor çaldıklarımdan.

.

Özdemir Asaf

VARI

Kazandıklarım bitti, yitirdiklerim kaldı.
Söylediklerim yitti, dinlediklerim kaldı.
Bir bilmek ülkesinin düşün-ili’ne vardım;
Öğrettiklerim gitti, öğrendiklerim kaldı.

.

Özdemir Asaf

Var

Deniz nerede pırıl pırıl,
Nerede yolculuklar, yollar..
Orada adımlarım var.

Trenler midir gelen, insanlarıyla..
Gemiler midir giden, dumanlarıyla,
Orada gözlerim var.

Sayısız yeşil rengi yapraklar mi verir..
Tadları, meyvaları, gıdaları
Ağaçlar mi verir, topraklar mı verir..
Orada ağızlarım var.

Renk renk, biçim biçim açan çiçekler mi..
İlkyaz dolu bahçeler mi..
Ses kaynayan geceler mi..
Orada duyularım var

Nerede kuşlar, orada kulaklarım.
Nerede taşlar, topraklar, ellerim orada.
Nerede sevilecek vücud ve kadınlar,
Orada kollarım, dudaklarım var

.

Özdemir Asaf

ÜÇÜN

Bir kelimenin yanına bir kelime gelince,
Bir sesin yanına bir ses gelince,
Bir insanın yanına bir insan gelince..
Büyürler, büyürler, büyürler ölümden önce.

.

Özdemir Asaf

21 Şubat 2011 Pazartesi

Gezdim Seyrettim Dünyayı

Gezdim seyrettim dünyayı
Şu dünyada melamet var
Silindi gönlümün pası
Yüreğimde zılalet var

Ne yolcular izin izler
Ne meşayih sırrın gizler
Ne kadı şer'isin gözler
Ne beylerde adalet var

Ne kız hicap saklar
Ne gelinler usül bekler
Ne kocalar özün yoklar
Ne yiğitte marifet var

Şeriat göğe çekildi
Yüz suyu yere döküldü
Alem zulm ile yakıldı
Kıyametten işaret var

Pir Sultan'ım eyder erlik
İşin bilmektir serverlik
Allah'a yakışır benlik
İnsanda da keramet var

.

Pir Sultan Abdal

Gidiyor (Bir Tenhada Gördüm)

Bir tenhada gördüm o nazlı yari
Böyle uğrun uğrun baktı gidiyor
Siyah saçlarını dökmüş yüzüne
Gönlümü ateşe yaktı gidiyor

Yüzüne baktıkça tutuldu dilim
Kırıldı kollarım tutmuyor elim
Hey dost bu diyarda n'olacak halim
Gözlerimden kan yaş aktı gidiyor

Dost dost diye dostu hergün sorarım
Yitirdim o yari durmaz ararım
Abdal Pir Sultan'ım edem kervanım
Bak işte sel gibi yıktı gidiyor

.

Pir Sultan Abdal

Göçen Canlar Dönmez İmiş

İsm-i azam duasıdır
Hergiz usanılmaz imiş
Uçtu bülbül kafesinden
Göçen canlar dönmez imiş

Alay göçmüş yurd'uğradım
Bir acıkmış kurd'uğradım
Bir acayip derd'uğradım
Çekmeyenler bilmez imiş

Ezelidir gönül ezel
Olur bahçelerde gazel
Gel ahımı alma güzel
Bir ah yerde kalmaz imiş

Cevrilüben konan iller
Yaylamızdır Çamlıbel'ler
Bülbülün arzusu güller
Hüb açılan solmaz imiş

Pir Sultan'ım Emirzade
Gel sırrını verme yade
Gaziler fani dünyada
Pir ağlatan gülmez imiş

.

Pir Sultan Abdal

Gitme Giden Gitme

Gitme Giden Gitme Sual Sorayım
Ya Ne Bu Dünyanın Üstünde Durur
Vallahi Billahi Ben Onu Gördüm
Dünya Sarı Öküz'ün Üstünde Durur

Gitme Giden Gitme Bir Dahi Soram
Ya Bu Öküz Neyin Üstünde Durur
Vallahi Billahi Ben Onu Gördüm
Öküz De Bir Salın Üstünde Durur

Gitme Giden Gitme Bir Dahi Soram
Ya Bu Sal Da Neyin Üstünde Durur
Vallahi Billahi Ben Onu Gördüm
Sal Da Bir Balığın Üstünde Durur

Gitme Giden Gitme Bir Dahi Soram
Ya Bu Balık Neyin Üstünde Durur
Vallahi Billahi Ben Onu Gördüm
Balık Da Deryanın Üstünde Durur

Gitme Giden Gitme Bir Dahi Soram
Ya Bu Derya Neyin Üstünde Durur
Vallahi Billahi Ben Onu Gördüm
Derya Da İkrarın Üstünde Durur

Gitme Giden Gitme Bir Dahi Soram
Ya Bu İkrar Neyin Üstünde Durur
Pır Sultan’ım Der Ki Ben Onu Gördüm
İkrar Da İmanın Üstünde Durur

.

Pir Sultan Abdal

Gönder Bizi Safa İle

Mihman olmuşum gelmişim
Hakk'a bağlamışım özüm
Ev sahibi iki gözüm
Gönder bizi safa ile

Gelin örselemen bizi
Hakk'a ısmarladık sizi
Ayağın tozuna yüzü
Sürdür bizi safa ile

Sürüye katılan koçlar
O da Hakk'ın emrin işler
Yiyip içtiğimiz kardaşlar
Gönder bizi safa ile

Hey dedeler hey babalar
Yerde gökte hü diyenler
Rıza lokmasın yiyenler
Gönder bizi safa ile

Gidiyoruz hoşça kalın
Gahi siz de bize gelin
Heybemize azık koyun
Gönder bizi safa ile

Pir Sultan ere varalım
Hak divanına duralım
Yolcu çizmesin giyelim
Gönder bizi safa ile

.

Pir Sultan Abdal

Gönül

Amanın eyle mürüvvet
Gördüğüne tapma gönül
Yüzüne bakmayanın sen
Tozuna da bakma gönül

Bir kardaşa meyil verip
Tuz ile ekmeğini yiyip
Azıcık noksanını görüp
Tez başına kakma gönül

Arap ata binip coşma
Karlı buzlu dağlar aşma
Her gördüğüne sır açma
Doluları dökme gönül

Pir Sultan'ım gündür ava
Çektiğim emekler hava
Nasihatım olsun sana
Sen hatırlar yıkma gönül

.

Pir Sultan Abdal

Gönül Arzediyor

Gönül arzediyor dosta gitmeyi
Aman Allah yolun pareler beni
Ölem de kurtulam elin dilinden
Yuyalar kefene saralar beni

Bu dünyada hiçbir eyi kalmamış
Yaralısın ama cerrah gelmemiş
Elif sevdiğine malum olmamış
Yakma yar oy diyor yareler beni

Ben Allahtan gelen gazadan kaçmam
Sürahi dibinden badeler içmem
Alem bir yan olsa ben yardan geçmem
Meğer ahdedeler vuralar beni

Evleri var Gürcüm damda tevekte
Yar gele derdime merhemler kata
Mezarım üstünde bu otlar bite
Meğer çift koşalar süreler beni

Pir Sultan Abdalım can göğe ağmaz
Haktan emrolmazsa ırahmet yağmaz
Bu ellerin sözü hiç bana değmez
İlle dostun gülü yareler beni

.

Pir Sultan Abdal

Gönül Azm Ediyor Azm-i Didarı

Gönül azm ediyor azm-i didarı
Yenilmiyor efkarımız ne acep
Garip bülbül gibi kılarım zarı
Açılmıyor gülşenimiz ne acep

Her dem aşkın kervanları çekilir
Şu didemden kanlı yaşlar dökülür
Günden güne yaralarım sökülür
Artar gider firkatımız ne acep

Pir Sultan Abdal'ım dosta mailim
Yüz sürüben kapısında sailim
Hak'tan gelen tecellime kailim
Böyle imiş kaderimiz ne acep

.

Pir Sultan Abdal

Gördüm İki Turna

Seyredelim Horasan'ın ilini
Gördüm iki turna güzel turnalar
Tavaf ettim imamların yerini
Gördüm iki turna güzel turnalar

Muhammet bizimdir Ali bizimdir
Erkanı bizimdir yolu bizimdir
Değmesin yad avcı teli bizimdir
Gördüm iki turna güzel turnalar

Muhammet Ali'den parıldar damlar
Elinde doğar ol şems ile kamer
Yaylağı Yıldız'dır gözleği Kemer
Gördüm iki turna güzel turnalar

Şu gelen avcıdan hazerim deyu
Ezel ki ikrarı bozarım deyu
Çığrışır Tebriz'de öterim deyu
Gördüm iki turna güzel turnalar

Pir Sultan Abdal'ım kendi halinde
Kalmadılar evliyanın yolunda
Kalkıştı da gitti Ali gölünde
Gördüm iki turna güzel turnalar

.

Pir Sultan Abdal

Gönül Ne Yatarsın

Gönül ne yatarsın gaflet içinde
Doğdu seher vaktı kalk hacet dile
Özünü zulümden kurtaram dersen
Doğdu seher vaktı kalk hacet dile

Evliyalar enbiyalar varisi
Kalkar hacet diler gece yarısı
Çığrışır ötüşür arşın horozu
Doğdu seher vaktı kalk hacet dile

Evliyalar enbiyalar bilüşür
Müezzinler Allah Allah çığrışur
Gökte aziz melaikler seğrişür
Doğdu seher vaktı kalk hacet dile

Allah'ım cömertsin cömert ganisin
Halil gelsin hulle donu biçilsin
Rabbim uyumazken sen ne uyursun
Doğdu seher vaktı kalk hacet dile

Pir Sultan'ım sevdiğine ağlasın
Yezitler bağrına kara bağlasın
Mümin kullar dergahında eğlesin
Doğdu seher vaktı kalk hacet dile

.

Pir Sultan Abdal

16 Şubat 2011 Çarşamba

UZUN KOŞU

Sana yeni ulaşan şimdi, eski bir bakışdan gelmedir.
Onun gözü senden öncedir, bir yalnız kalışdan gelmedir.
Senin şimdi duyduğun sıcak yaşamını onaran bu ses,
Çok ölümlü savaşlar kadar zorlu bir yarışdan gelmedir.

.

Özdemir Asaf

UZUN BİR ÖYKÜ

Hiç kimsenin kafesine
Koyamayacağı bir kuş..

Kaçmasını öylesine
Uçmasını böylesıne
Unutmuş.

Bir insan sesine
Gelip konmuş.

.

Özdemir Asaf

Uyumak

Uyku adı altında beni yoklamaz ölüm,
Neleri yaşadımsa uyanıklıkta gördüm.
Uyurken geçenlerin sormadım adlarını,
Kaçı kaça böldümse yaşanırlıkta böldüm..

Uyku adı altında beni yoklarsa ölüm.
Ki ben tüm uykuları hep uyanıkken gördüm..
Neden mi ben kendimin sorardım adlarını?
Anlasınlar diyedir, ben nasıl, nerde öldüm.

.

Özdemir Asaf

Uykusuzluk

Uykusuzluk ve pencerede bir kedi
Gece boyu hiç konuşmadan durdu.
Yağmurlar yağdı, dindi,
Pencerede hep kedi,
Ne geceye girdi, ne de uyudu,
Baktı, baktı, baktı,
Belli değildi doğmadığı, doğduğu.

Sanki ona bir zaman
Hadi minderden in dendi,
O da şimdi, yola çıkıp bir duygudan
Pencerenin dışında duran
Bir geceden indi, odaya girdi
Dedi:
Hadi şimdi sen de in uykundan.

Sevdi mi, sevmedi mi, belli etmedi.
Sürdürüp suskunluğunu
Bekledi.
Şimdi eski uykusuzluğunu
Yeni huysuzluğu besledi.
Aaaa..
Kedi bu uykunun içindeydi.

Ankara yolundaydı bir gece,
Bir gün Marmaris yolundaydı kedi.
Bütün uyku kapılarının önündeydi.
Mırmırları, tırmalamalarıyla
Bir kadının düşlerindeydi
Ve bütün hırçınlığıyla
Anılarının önündeydi.

.

Özdemir Asaf

Uyanmalı

Bir gün gelecek
Ölmemiş hiç kimse yaşamayacak

Yaşanmamış hiç kimse
Ölmeyecek

.

Özdemir Asaf

UMUT YAPRAKLARI

Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,
Öylel bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgârlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı,, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.

.

Özdemir Asaf

ULTRA

Bir kelimeye
Bin anlam yüklediğim zaman
Sana sesleneceğim.

.

Özdemir Asaf

Tükenmez dolmakalem doldurulur,

TÜKENMEZ DOLMAKALEM DOLDURULUR,
KIRILMAZ CAM TAMİR EDİLİR YÜZYILINDA
İKİYE KIRILMIŞ BİR ŞEYİN BİR PARÇASI
KONUŞSAYDI

Gülelim, varsın olmasın iten.
Bak alıştık, gülüyoruz,
İnelim merdivenlerden.
Bizi bekleyenler, bizi konuşanlar
Yakınlaştığımızı görsünler
Aralarında.

Biz biliyoruz, ama söylemeyoruz.
Onlar da biliyor.
Ama belli ediyorlar, bildiklerini.
Birincisi böyle sürsün, ikincisi..
Bir daha gelmeyecek, biliyoruz.
Biz biliyoruz olmadığını, ama var demeyoruz.
Onlar da biliyor ikincisini,
Hem olduğunu sanıyorlar,
Ama yok deyemeyorlar ona.

Biz bırakalım bunları,
İnelim merdivenlerden.
Varsın olmasın çeken, aralarında.
Gözlerimizin içine bakalım.
Boyuna unutalım.
Bilinen birşey kalmasın ortada.
Bizi bekleyenler, bizi konuşanlar
Yakınlaştığımızı görsünler
Aralarında.
Bakmayanlar durmasın görenlerin yanında.
Dolaşalım yanyana.
İkiye kırılmamış bir şey gibi,
Aralarında.

Olmadığımızı bilerek anlaşalım olmakta.
Konuşalım, gülelim, yanılalım,
Darılıp barışalım.
Birincisi böyle sürsün dışında.
Yaşayormuş gibi yapalım.

.

Özdemir Asaf

Tohum

Öyle bir kelime söylesem ki deyorum,
Dışarıda bir başkası kalmasa.

.

Özdemir Asaf

TENTATION

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç..
Sana deyeceklerim söylemekle bitmez
Yıllardır yaşamamdan çaldığım zamanlar
Adına düğümlendi.

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç..
Başka şehirleri özleyelim orada seninle.
Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar
İkimize yetmez.

.

Özdemir Asaf

15 Şubat 2011 Salı

Telâş

Yaşamak değil,
Beni bu telâş öldürecek.

.

Özdemir Asaf

Taşlama

Nasıl biriktirdin
Dedi o
Ve çalışarak mı diye ekledim
Ben
O da
Evet dedi

Nasıl kazandın
Ve aklınla mı diye ekledim
Evet dedi

Sende evet çok dedim
Evet dedi

Benim her şeyim var dedi
Bir şeyin yok dedim
Ne o diye sordu utanmadan
Dedim, bende olan

.

Özdemir Asaf

TAŞINMAK

Taşınmak kadar
Hüzünlü bir kırık yoktur
Bir kopma bir yaralanma
Gizlenmiş bir hıçkırık yoktur

Şarkıları vardır ya büyük olayların
Taşınmanın da bir şarkısı olmalı dedik
Şimdi onu okuyalım
Şarkısını taşınanların

Çocuklar dikkat edin
Bir şey unutulmasın
Mangalın kapağı
Tuz kutusu
Teyzemin başörtüsü
Ihlamur torbası
Sürahinin örtüsü
Kırılmasın dikkat edin
Safran kavanozu
Çocuklar dikkat edin
(Şangır şungur)
Ah kırılmasın
Kırılmasındı
Anneannemin lambası
(Kamyon sesi gelir)
Her şey tamam mı
Her şey tamam
Anne her şey tamam
Tastamam

Ama babamın
Şu pencerede kalan
Bakışlarını
Alamadım bir türlü
Çakılmış köşesine
Alınmıyor alınmıyor
Babamın bakışları
Kırılmıyor da
Yerlere de düşmüyor
Orada
Duruyor hava gibi
Taşınmıyor anne
Babamın bakışları
Taşınmıyor

Desinler boşuboşuna
Güle güle

.

Özdemir Asaf

TAM-TAM

Dördü ikiye bölenler
İki iki elde ederler.
Alırlar ikinin birini,
Öbürünü bırakıp bana
Nerelere giderler.

Üçü üçe bölenler
Üç bir elde ederler.
Üçlerden bir üç’den;
Alırlar da üçün birini,
Neler düşünürler.

İkiyi ikiye bölenler
İki bir elde ederler.
Hangisidir bir tek,
Öbür bir buna ne der,
Neden belirlemezler.

Biri ikiye bölenler,
Beni sana bölerler,
Seni bana bölerler,
Aşkı sevgiye tam-tam,
Pay-pay bizi bize bölerler.

.

Özdemir Asaf

Tablo

Kedi kadının yanındaydı,
Kadın gecenin yanındaydı.

Kedi gitti geceye değdi,
Karardı,
Döndü kadına değdi.

Bir kadın portresi belirdi;
Elinde siyah bir gül vardı,
Kucağında kırmızı bir kedi.

.

Özdemir Asaf

Şimdinin

Şimdi ben neden mi güler?
Şimdi ben bir başka bana,
Bir başka şimdi'den baktığımdandır.
Şimdi bu müzik neye çalmakta,
Ne var ona böylesine dalmakta?
Uçurumlarla dağlar birbirinden çıkmadır.

Selam verdim, görmedin, ne zaman, şimdi.
O şimdi benimdi, bu senin şimdi.
Şimdilerin kimi güldürür, kimi ağlatır.

Renklerin, seslerin, sözlerin anlamı, ağırlığı,
Kendileriyle ve öbürleriyle duyarlığı, uyarlığı
Bir de uymazlığı, duymazlığı, sağırlığı vardır.
'Bir şulesi var ki şem-i cân’ın
Fânusuna sığmaz âsumânın'
Çok şimdiler Şeyh Galib'in malıdır.

Şimdi buradaydı, nerede, oradaydı, görmedin mi?
Ben ora, sen bura, sen ora, ben bura dendikçe,
Şimdi bir şey olsadır, hem bir şey olmasadır.

'Ne meyle ne nay-ü neyle şimdi,
Gönül eğlenmeyor bir şeyle şimdi'
Şimdisinden Fuzuli uzanmış olmalıdır.

Bir şimdiden bir şimdiye köprü kurarlar
Da balıklar üstünde Yunus deyu geçerler.
Benim çocukluğumdaki yunuslar yuvarlaktır.
'Deryada deryalıklar, suda oynar balıklar,
Ne bu sevdâ olaydı, ne de bu ayrılıklar'
Çocukluklar çocuklardan azdır.

Ne olacak şimdi, ne olmuşdu, komşuda yangın çıkmışdı,
Sönmüştü, külleri uçuşmuşdu, basıma yağmışdı.
Bu çizgiler, bu aklar, o anı yangınından kalmadır,
Ne olduysa için-için ve neler de olmadıysa,
Hiçbir zaman demedimdi bir hiç için.
O konak asıl şimdi yanmaktadır.

.

Özdemir Asaf

ŞİMDİ

Unutulmamak savaşımında
Anlayorum biz yaşlıların
Çirkin kalan
Haklı direnişlerini
Anlamsızca
Gençleri güzel kılan
Az deneylerinde
Haksızca.

.

Özdemir Asaf

Şimdi

Eskiden hep giderken olsam derdim,
Bilmediğim oraları özlerdim.
Nedir dönerken, nedir akşam
Bilmezdim, bilmeden gülerdim

Başka, hep başka bir yerde olsam.
O gelir beni bulur derdim.
İçinde neler olup olmadığını düşünmeden,
Evlerin, evlerin arasından geçip giderdim.

.

Özdemir Asaf

ŞİİR

Sana bu güzellikler bizden kalsın,
Bugünlerden bir şeyler bizden kalsın..
Senden almak isterler, bizi söyle;
Geleni bize gönder, bizden alsın.

.

Özdemir Asaf

ŞEY

Bir gün sözlüğü açtım, ŞEY nedir diye baktım;
Gördüm filozoflarla düşüp-kalkan bir kadın.
Ardından dediler ki sonra okuduklarım:
Bugün duruşması var ağır-ceza’da onun;
- O, kimseye yaar-olmaz, ama inanma sakın -
Sığınmış, yatağında uyuyorken, dostunun
Ortağıyla, bir-olup, dostunu vuran kadın.

.

Özdemir Asaf

14 Şubat 2011 Pazartesi

ŞARKIM

Hey benim koca kafam.
Tadlar ağzımın içindedir,
Duramaz.
Sesler kulaklarımın derinliğindedir,
Uçamaz.
Kelimeler dilimin ucundadır,
Kalamaz.

Hey benim koca kafam.
Altmış iki santimlik başım..
Saçlar sakallar içinde,
Erkek omuzlar üstündedir.
Bir bedenim var ki,
Merd sevgiler peşindedir.
Aşklar içimde,
İnsanlar yanımdadır.
Hiç biri uzaklaşamaz.
Demir gibiyim onlarla.
Yok etmek isteyen yıkamaz.

Bak yüzüme, bak sözüme,
Dünya kaçtı gözüme;
Çıkamaz.

.

Özdemir Asaf

ŞARKILAR

Her şarkının götürdüğü yer başka,
Hepsi başka başka sinmiş içime.
Biri, Büyükdereye götürüyor,
Biri on altı yaşımın Kadıköyüne.

Kimse sevgimi bilmez şarkısı
Eskiden ağlatırdı beni;
Şimdi düşündürüyor.

.

Özdemir Asaf

ŞARKI

Sana ben anlatırdım
Şarkıların dilini,
Sen burada, sen burada olsaydın,
Gelirdi kulağına,
Unuttukça mutluyum,
Mutluyum unuttukça
Derdi bir ses, sıcacık..
Ama ben mutluluğa
İçimden inansaydım.

.

Özdemir Asaf

Şakacı

Güler, gülümser bir şakacı,
Güldürür,düşündürür,
Arada-bir durur, gözleri dalar,
Neler söyler, neler susar..
Yoksa, çok acı bir şakayı
Şakadan da olsa,
Çok yalın bir karanlığa mı saklar..
Oynadığı oyunsa,
Yaşamda oynadığı,
Oyununu mu yaşar..
Oyunda yaşadığı,
Yaşamını mı oynar..
Yaşarcasına, oynarcasına.
Öyküler anlatır olmuşcasına,
Sonunu mutlu bağlar,
Gider evinde ağar.

.

Özdemir Asaf

.

SUSMANIN İKİNCİ YÜZÜ

Şimdi bütün anmalar bir susmanın içinde..
Şimdi bütün susmalar bir odanın içinde..
Anlatmaya bir sözcük, bir bakış arıyorlar,
Önce sakladıkları, bir adamın içinde.

.

Özdemir Asaf

SUSMAK

Bir insan olsun
Olsun da burada
Bir insan olsun
Orada

Nerede olursa olsun
Bir insan
Gitse olsun, kalsa olsun
Giderse olan, gitmezse duran

Aranır bir insan bir insanı
Arar bir insanı bir insan

Söylenemeyor çok şey
Susmadan

.

Özdemir Asaf

SUSMA’NIN BİRİNCİ YÜZÜ

Yaşam’a sarışın girişin, nasıl maviydi.
Değil mi, söyle, öyle değil miydi.
Denizde bir yangın ipi koptu, birden.
O ipi kesen, senin bu ellerin miydi.

.

Özdemir Asaf

SUÇLU KİM

Cıvıl cıvıl
Ötüyordu deyecektim

Küfür küfür
Esiyordu deyecektim

Işıl ışıl
Yanıyordu deyecektim

Püfür püfür
İçiyordu deyecektim

Şıkır şıkır
Oynuyordu deyecektim

Kütür kütür
Oluyordu deyecektim

Hışır hışır
Soluyordu deyecektim

Patır patır
Düşüyordu deyecektim

Baktım anlamayacak
Hışır hışır durma dedim

.

Özdemir Asaf

Su

Kirli eller daha temiz.
Temiz elli
Kirli gönüllerden.
Ne dersiniz?

.

Özdemir Asaf

SÖZÜ

İnanmadığım oran'da,
Sen varsın diye,
Olacağım, orada.

.

Özdemir Asaf

13 Şubat 2011 Pazar

Sözcül

Birisi gelse,
Bana candan bir şey verse,
Ben de alsam;
Ne iyidir
Onun ve benim için.

Birisi gelse,
Bana bir söz dese,
Ben de anlamasam;
Ne kötüdür
İkimiz için.

Birisi gelse,
Benden bir şey çalsa,
Ya da saklasa;
Bu yıkımdır
İkimizden birisi için.

.

Özdemir Asaf

SÖZ ARAMIZDA

İkimiz de herkes gibiyiz.
Neden kendi bakışlarını bırakıp
Yapmacık gözlerle bakar,
Neden çerçevesini bozarsın dudaklarının.
Allı pullu tavırlara kim kanar.

Söz aramızda,
İkimiz de herkes gibiyiz
Çırıpçıplak olduğumuz zaman.
Yinlerimiz doğru söyleyor,
Elbiselerimiz yalan.

.

Özdemir Asaf

Söz

Benim en sevdiğim söz senden duyduğum ben'dir.
Hep yinelediğim söz sana koyduğum ben'dir.
İyi olmak adına bilgiç olmak istemem,
Seni senlediğim söz, bir-bir oyduğum ben'dir.

.

Özdemir Asaf

Söyle

Köpek gibi, kanlar içinde
Dönüp susabilir misin,
Kavgadan, aşktan, umuddan.

Hayvanların en güc'lüsü insan.
Çünkü korkmasını da bilir,
Kavgadan, aşktan, umuddan.

Sen bilir misin, bilir misin sen
Korkmasını, korkuyu, korktuğunu,
Söyleyebilir misin korkmadan.

Kavgadan, aşktan, umuddan
Dönüp susabilir misin sen..
Sen, hayvanların en güc'lüsü insan!

.

Özdemir Asaf

SORUMLU

İp der ki ipin ucuna:
İpin ucunu sakın kaçırma..
Uçurtma’dan sorumluyuz.

Uçurtma der ki kuyruğuna
Havaya kuyruk sallama
Çocuklardan sorumluyuz.

.

Özdemir Asaf

.

Sorular

Bir susmayı bakışlarda seslendiren,
Hüzünlü yangınsal aşka döndüren nedir.

Beklemeyi özlemlere süsleyen,
Yalnızlığın kara-ışığını söndüren nedir.

Duyanı ısıtan, kulağını kestiren, güneşe baktıran,
Korkusuzluk denizlerinde yüzdüren nedir.

Saraylarda çılgın eden, kentlerde tek bırakan,
Direklere astırıp üzdüren nedir.

Ne varsa yeryüzünde, ne yoksa
Onunla paylaştıran, böldüren nedir.

Her şeyi, ama her şeyi olağan dışında,
Örneğin bir gülü yeşil gördüren nedir.

Gözlere ışıltılı anlamlar bağlayan,
Yaşamı ölüme güldüren nedir.

Kalabalıklar, kalabalıklar içinden
Kişiyi yüceye sürdüren nedir.

Parça-parça büyümüş bir çocukluğu
Olgunluk aşamalarında yaşatırca öldüren nedir...

.

Özdemir Asaf

Soluk

Ben atıma bindiğimde,
Ben pazara indiğimde,
Alıyorum dediğimde,
Bütün pazar alınmıştır.

Ben sazımı aldığımda,
Beste-beste olduğumda,
Meydan-meydan çaldığımda,
Bütün sözler söylenmiştir.

.

Özdemir Asaf

SISYPHE

Seni öylesine düşündüm ki,
Öylesine, yaşama’dan önce.
Senden başka bir şey yok sanki.
Ama nasıl da varsın derim sana,
Düşüncelerimce.

Seni öylesine, buldum ki,
Öylesine, kendimden fazla.
Yalnız sensin gölgesiz,
Ayrılmamacasına, yanımda..
Akların arasında karan,
Karaların ortasında akınla.

Öylesine istedim ki seni,
Senden önce..
Öylesine, her şeyin içinde,
Öylesine dışında,
Gün, gece.

Seni öylesine yaşadım ki,
İnan..
Artık nereye baktığım belli değil,
Ne yaptığım belli değil,
Vardığım sonrasızlıktan.

.

Özdemir Asaf

Shakespeare'den Shakespeare'e

Çok şey var
Olmakla olmamak arasında

Bence bütün ve her şey
Bölmekle çıkarmak arasında

Çokluk ikiye bölerler her şeyi
Toplamakla çarpmak arasında

Ben dörde bölerim her şeyi
Gitmekle kalmak arasında

Bir yokluk, yok olmak
Aldanmakla inanmak arasında

Bir varlık, var olmak
Unutulmakla unutmak arasında

Ben yok oldum kimi zaman
Yok olmamak içindim kimi zaman

Var oldum öyle anlar oldu ki
Var olmamak içindim kimi zaman

Her şey senin yüzünden
Deyip çıkmak vardı aradan

Ama ben bilirdim ki
Benim yüzümdendi de çoğu zaman

.

Özdemir Asaf

Sevinç İle Hüzün

Sevinci kapıştılar taşımayı bilmeden,
Şimdi bilen yok, nerede oturuyor.
Köyün delisi Hüzün, yalnız kaldı yollarda
Adam-adam, sınıyor, arAyor yoldaşını..
Kıskandıran özlemi, yüzünden okunuyor.

Görünüp siliniyor o gündenberi.
Sevinç bin an gözlerde, dudaklarda.
Yerini sevgilisi Hüzün'e bırakıyor.
Sevinç'se, uzaklarda, hep uzaklarda..
Şöyle bir görünüyor, hemencecik uçuyor.

İşte o günden beri gözlerde, dudaklarda
Hüzün, aramaktadır yitik yavuklusunu.
O günden beri Sevinç yerinde durmaz
Ve kişiliğini ararken uzaklarda
O günden beri kimliksiz hüzün olmaz...

.

Özdemir Asaf

12 Şubat 2011 Cumartesi

SESİNİZ

Siz gittiniz, gittiniz, gittiniz,
Ben kaldım, kaldım, kaldım,
Sesiniz kaldı, onda kaldım,
Yöneldim yüzünüze baktım,
Yöneldim gözlerinize baktım,
Orada yansıyan bana baktım.
Yalnızlığımı nasıl anlayacaktım.

.

Özdemir Asaf

Sesin Yargılanışı

Savunmadan kendini,
Başı dik
Dinlemiştir duruşmayı,
Susmacasına.

Kim tutuklasa,
Ne kadar tutuklansa
Hep kaçmayı başarmıştır,
Kurtulmamacasına.

Hep egemen, özgür kalmış,
Tutsak almıştır güzelliği..
Aşkı sürgüne göndermiştir yataklara,
Kamcılarcasına.

Yaşlandıkça anlamlaşan,
Anıları unutulmaktan koruyan
Bir ulu bekçi, göze karsı,
Uyumamacasına.

Bir çiçek, hiç solmayan,
Hiç koparılamayan,
Hiç yalanı olmayan,
Sonsuzcasına.

.

Özdemir Asaf

SESİN RENGİ

Ne zaman nereye gitmedimse,
Hiç kimseyi de incitmedimse,
Konular birikti kendiliğinden;
Ben ne kadar biriktirmedimse.

.

Özdemir Asaf

SENSİZ

Sensiz de denizi seyredebiliyorum.
Hem dalgaların dili seninkinden açık.
Ne kadar hatırlatsan kendini boş.
Sensiz de seni sevebiliyorum.

Hep boş konuşurduk hatırlar mısın, bula bula,
Karşılaştığımız zamanlarda.
Sen, sevgiden şımaran çocuk,
Ben şaşıran budala.

.

Özdemir Asaf

Seni Seyrederdim

Saçların uçuşurdu rüzgârdan.
Yanından seni seyrederdim.
Güneş yakardı, deniz yanardı..
Sen konuşurdun, dinlerdim.

Gülerdin..
Susardın, düşünürdün.
Benimle el - ele yürürdün..
Yol biterdi.

Görmezdim seni..
Zaman yıl yıl geçerdi.
Uzaktan, çok uzaklardan
Seni seyrederdim.

.

Özdemir Asaf

Sempati

Bir yaprak, ağaca takma.
Bir damla, buluta takma.
Bir bulut, maviye takma.
Bir yağmur, havaya takma.

Ben sana bakıyorum,
Bir rüzgâr esiyor.
Sözü uzatıyorum,
Ben, sana takma.

.

Özdemir Asaf

Seni Saklayacağım

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.

.

Özdemir Asaf

SEÇİM

Çok bilen çok yanılır
Az bilen daha çok

Hiç bilmeyen
Yanıldığını bile bilmeyecek
Bu kadar mutlu kişiyi
Kim seçmeyecek?

.

Özdemir Asaf

Saygı

Sana güzel deyorlar;
Sakın olma.

.

Özdemir Asaf

SAPAK

Çok kişi bir başka türlü
Kendine yalan.
Çok kişi bir başka yalan,
Kendi türünde.

Kiminin kültürü yoksun
Ahlâkdan..
Kimi de ahlâkdan yoksun,
Kültüründe.

.

Özdemir Asaf

Sana

Küçük çocuklar yapıp geceleri kendimden,
Seni öpsünler diye gönderiyorum sana.
Bana, kucaklarında seni getiriyorlar;
Ben de sonra o seni getiriyorum sana.

.

Özdemir Asaf

Saçları

Bilmeyorum ne vardı saçlarında..
Rüzgâr mı delice eserdi,
Gözlerim mi öyle görürdü yoksa..
Saçlarının her haali hoşuma giderdi.

.

Özdemir Asaf

Sabaha kadar

Dünya o kadar büyük ki;
Bir noktayım ortasında, ne yapsam.
Bazan da o kadar küçülüyor ki dünya,
Devrilecek sanıyorum, kımıldarsam.

Hayat o kadar uzun ki,
Öyle bitmez geliyor ki bir an..
Bir de bakıyorum, o kadar kısalıyor ki;
Ne çıkar, diyorum, bir hayattan

Saadet o kadar lâzım ki yaşayana;
Billâhi can verir uğrunda insan.
Hem o kadar boş ki mesud olmak,
Gün yüzü görmeden ölenlerin arkasından.

Ben o kadar önemli kişiyim ki,
O kadar iyiyim ki aklım ve düşüncelerimle.
O kadar fenayım ki ben
Delice niyetlerimle.

Gece; ne kadar karanlık ve sessizsin..
Öyle kaplayorsun ki evleri, yolları, denizleri.
Hem o kadar aydınlık ve seslisin ki;
Çılgınca coşturuyorsun bizleri.

Sabah; bir yeni dünya gibi geliyorsun;
Öylesine süslü, öylesine saadesin ki..
Sen o kadar güzelsin ki sabah,
O kadar güzelsin ki.

.

Özdemir Asaf

ROMAN

Roman bir adamın adıdır.
Bir başka ada bakan,
Duysan-duymasan
Seni anmalıdır.

Roman bir adın yaşamıdır,
Başkalarınca da yaşayan;
Okusan-okumasan
Sana uzanmalıdır.

Roman bir yaşamın anlamıdır,
Düşünmeden varılmayan;
Anlasan-anlamasan
Sana bulanmalıdır.

Roman bir anlamın dağıdır,
Yarasız çıkılmayan;
Korksan-korkmasan
Seni kuşanmalıdır.

Roman bir dilin dumanıdır,
Tüter evren sobasından;
Üşüsen-ısınsan
Sönmeden yanmalıdır.

.

Özdemir Asaf

PORTRE

(Neyzen Tevfik)
Bütün metrolerin ve santimlerin,
Bütün kiloların ve gramların,
Bütün rakıların
Ürktüğü adam.

.

Özdemir Asaf

POETİKA

Yaşadım da yoruldum, bir ağır-işçi gibi,
Uyudum da uyandım, binlerce kişi gibi.

Bana düşünmek vardı, payıma onu aldım,
İşledim de işledim bir hüner-işi gibi.

Horlandı, beğenildi; inandım, alınmadım,
Yolun geleceğini çizdim, geçmişi gibi.

Zor dönemler olmadı-değil, olsundu, oldu,
Ne koştum ne de durdum kaçak gidişi gibi.

Bu konuyu burada bırakıyorsam birden,
Olmasın diyedir bir şeyin bitişi gibi.

.

Özdemir Asaf

Peyzaj

“Et son front, êtait nu,
comme une place vide
entre deux armées”
Jules Supervielle*

Buram-buram ışık saçan,
Alın denizlerinden geçen
Sönük bir gemidir yalnızlık;
Gözlerde dumanı kalır.

Umutları içtikçe içen,
Yoğunlaştıkça çöken
Ardındaki karanlık,
Bir de limanı kalır.

Sözlerdir anılarda çakan,
Boyuna kıyılara çeken,
Fener, onda da, bir an’lık
İzlerin kalanı kalır.

Gözlerden saldıran, kaçan
Yengiler, yenilgilerdir uçan.
Kimsesiz, çorak, yanık,
Uzanan alanı kalır.

.

Özdemir Asaf

Perspectıf

Senin içine girdiğim zaman
Dışımda kalıyorsun.
Senin dışından sana bakınca
İçime sığmayorsun.

.

Özdemir Asaf

PERDE

I

Perde başkalarıdır
Başkalarına açılır,
Başkalarına kapanır,
Yaşamda ve Oyun’da.

Bir konu hazırlanır
/Her iki tarafında/
Bir konu yaşanır.
Bazısı ıslaklanır
Bazısı alkışlanır.

Bazen ıslaklanan tekrarlanır,
Alkışlanır kaldırılır.
Bazen alkışlanan unutulur,
Islaklanan anılır.

Bazısına çiçek atılır,
Bazısına taş atılır.
Bazısı kapandıkça açtırılır,
Bazısı açılmamak üzere kapanır.
Perde başkalarıdır.
Her iki tarafında bir konu.
Perde her iki tarafındadır;
Ayırır ondan onu.

Perde açılıp kapandığı yerde
Bir sonu bir başa vurgular.
Bir bilinse! bilinmez ki nerde,
Bir başlangıç bir sonu noktalar.

Açılıp kapandıkça
Unutturur oyun olduğunu yaşamın
Oyunun bir yaşam,
Ya oynanıp yaşanan,
Ya da yaşanıp oynandıkça.



II

Perde başkalarıdır.
Sevgilim;
Beni uyandır
Uykusuz sezgilerimden,
De ki;
Ben o değilim..
Ben hep yaşadım,
Hiç oynamadım..
Yokum ben, de..
Ben orada hiç olmadım..

Bağır, beni uyandır,
Orada oynayan beni çağır..
De ki;
Sen hep oynadın,
Hiç yaşamadın..
Oyundu, bitti;
Kapat perdelerini
Seyircin gitti.


III

Perde başkalarıdır.
En zor üçüncü perde;
Ayırır ikisinden
Üçüncüyü.

Üçüncü aşk, savaş, ayrılık, aldatı, ölümdür,
Beslenir yaşamın güzellikleriyle-çirkinlikleriyle,
Uyarmak, vurmak için örülür
Dışındakileri içindekileriyle.

Savaş, tutar oyunlarda
Onu yapamayanlarını avundurur.
Aşk, korkunç biter, oyunlarda,
Onda hiç yenen yoktur.

Mutluluk güldürüye girer oyunda,
Çoğu kez mutsuz bir aktör oynar.
Yaşamda aldanan, aldatandır oyunda
Kral oynar, sarhoş oynar, hırsız oynar, kör oynar.

Ardında birilerini, önünde birilerine
Bağlayan bir çağrıdır, perde..
Oyuncularını seyircilerine
Benzer çizgilerinde ayırır. Perde.

.

Özdemir Asaf

Pek İyi

Ne sordularsa söyledim.
Ellerim değdi dedim,
Gözlerim değdi dedim.
Ne sordularsa söyledim.

.

Özdemir Asaf

11 Şubat 2011 Cuma

Pay

Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
İnanırdım saadetli yolculuklara.
Adalar var zannederdim güneşli, maavi, dertsiz.
Bütün hızımla koşardım dalgalara.
O zaman beni görseydiniz.

Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
Beni o zaman görseydiniz
Siz de gelirdiniz peşimden.

Ama simdi su aksam saatinde
Son liman kendim, bu döndüğüm,
Bilmiş, bulmuş, anlamış.
Hatırımda, bir vakitler güldüğüm.
Yoluna can serdiğim o kaçış.

Simdi, şu aksam saatinde
Dönüyorum görmüş, geçirmiş, atlatmış,
Gözlerin doymayan sahilinde.

.

Özdemir Asaf

Özlem

Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun içinde ben..
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.

Uykumun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben..
Bir yere gidiyorum,
Delice..
Aklımda sen.

Ben seni seviyorum,
Gizlice..
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.

Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir anda..
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda.
Güzelce..

.

Özdemir Asaf

Özet

Seni büyük buldum, anladım,
Seni güzel buldum, korudum,
Seni küçük buldum, uyardım,
Seni yakın buldum, uyudum,
Biri yanlış idi, unuttum.

.

Özdemir Asaf

ÖZDÜŞÜM

Ah ben hep duyguyla akıl
Kapılarını bunca yıl
Zorladım. Bir düş gerçeği
Topladım gerçek düşümde.
Savaştı bu huyla akıl,
Hep kafamda ve gönlümde.

Baktım, bölüşmüş gerçeği,
Aklım bir düş-dönüşü'mde.
Duyguyla anlaşmış akıl..
Aşk motoru olmuş düş'ün,
Ve düş de aklın eşeği.
Vardığım her öpüşüm'de
Aklım ısırdı her şeyi.

Motor çıkmaza dayandı,
Eşek renklere boyandı.
Baktım, o uslanmaz aklım,
Elinde duyu çiçeği,
Bir yorgun, renkli eşeği
Koklayarak okşayandı.

.

Özdemir Asaf

ÖYLESİNE BİR MASAL Kİ

Benim bahçem yoksuldu;
İki dala bir yaprak düşerdi ağaçlarımdan.
Kuşlarım ödünç alırdı kanatlarını
İşlerinden yorgun dönen arkadaşlarından.

Zeytin, peynir, reçel, bal
Konserleri verilirdi her gece
Sofralardaki yapayalnız ekmeklere
Ve yokluklar yarına bırakılırdı böylece..

Soğuk sular akardı çeşmelerden,
Doktorlar saklambaç oynardı hastalarla.
Her akşamki sazlı-sözlü eğlencelerden
Çocuklar hasta olurdu pastalarla.

Aylı-yıldızlı-mehtaplı gecelerdi tüm
Sokaklar, evler ışıl-ışıl parlardı.
Çözümlemesi zor bilmecelerdi, kördüğüm;
Ve bakar bakmaz çözüm bulan adamlar vardı.

Öyle okullarımız vardı ki orada
Öğretmenler Hoca’larının öğrencisi değil.
Ner’deyse kulu-kölesiydi, kıran-kırana.
Derslere bile girilirdi arada.

Nasıl anlatsam, bizim ora’lar
Öyle sıradan bir semt, bakımsız bir mahalle değil,
Sanki Cennet’ten bir köşe,
Bağımsız bir masal ülkesiydi.

Ah! Sizler görmediniz çocuklar, çünkü
- Dilerim görmeyiniz - o günler geride kaldı.
Dinlemediniz böylesine bir öykü.
Şairine gülmeyiniz, bir masaldı.

.

Özdemir Asaf

ÖTE

Benden, onlara benzer olmamı beklemeyin,
Ve onları yineler olmayı beklemeyin.
Herkes yeniliğine varır, kendi kalırsa.
Kimseden bana benzer olmayı beklemeyin.

.

Özdemir Asaf

ÖNCE

Ağaçlar çizerdim, yeşillenirdi;
Çizdiğim ağaçlara çizdiğim kuşlar gelirdi.

Ormanlar düşünürdüm, uyurdum,
Düşündüğüm ormanlarda kaybolurdum.

Anı kuyularından çekmek bir yudum acı su,
Bir yudum acı su, çekmek anı kuyularından, soğuk su.

Bilmedim bu, ya bir korkunun duygusu,
Bilmedim bu, ya da bir duygunun korkusu.

Kent dayanıyor bahçenin duvarlarına,
Yeni bahçeler çiz, gözlerinin kuşlarına.

Hazır kent dayanmışken bahçene
Kuşlarını gözüne sal, götür ağaçlarına.

.

Özdemir Asaf

Ölümün Yükselişi Ve Çöküşü

Ne zaman bir yakını ölse birinin,
Onu ilk-olum sanır kalır o.

Ne zaman bir sevdiği ölse birinin,
Onu en-ölüm alır kalır o.

Ne zaman bir saydığı ölse birinin,
Onu hep-ölüm bulur kalır o.

Ne zaman bir-bildiği ölse birinin,
Onu son ölüm sayar kalır o.

Ne zaman bir umduğu ölse birinin,
Onu yok-ölüm duyar kalır o.

Ne zaman bir her şeyi ölse birinin,
Kendini ölümlere yaşar kalır o.

Ne zaman bir kendisi ölse birinin,
Ölümlerde kendini yaşar kalır o.

.

Özdemir Asaf

ÖLÜMÜMDEN BİRAZ SONRA

Ölümümden biraz sonra anladım
Olmayınca oyun.
Gözlerim dışına kapalı, içine açık.
Kalıbım belirsiz bir yerde artık.
Sırtüstü yatıyorum, up - uzun.

Öyle bir dünyadayım ki şimdi,
Ellerim tutabildikleriyle kalmış,
Büyük beynim kıvrım kıvrım, donuk.
Artık ne karanlık var benim için, ne aydınlık,
Ne sıcak, ne soğuk.

.

Özdemir Asaf

ÖLÜM

Ölüm; ben onu çiçeklerle giderken gördüm.
Ölüm; ben onu yaşamları bilerken gördüm.
Obur doymazlıkların obur açlıklarında,
Ölüm; ben onu, varlıkları silerken gördüm.

Ama bir de yokluğun ve yüreğin önünde;
Ölüm; ben seni utanç ile titrerken gördüm.

.

Özdemir Asaf

10 Şubat 2011 Perşembe

Ölmeyen

Sana geliyorum, sana,
Beni anla, içimdeki şeytan.
Yalnız sensin doğru söyleyen.
Gerekince kaçan, gerekince gelen.

Denizin yüzünde geceleyin,
Karanlıkları işleyen renkleri görmek senden.
Senden bazı kelimelerin farkedilmemiş güzelliğini anlamak,
Unutulmuş yaşamaya başlayıvermek birden.

Sana geliyorum, doğru sana,
Susmamak için.
Çünkü sensin dinleyince dinleyen,
Bakınca bakan, görünce gören.

Sevmesini iyi bilirim, düşünmeyi öğrendim.
Duydum nedir can vermeden ölmek.
Artık bütün kapıları açıp kapayabilirim.
Sen anlarsın bunlar ne demek.

Sana geliyorum, yalnız sana,
Yalansız, gizlisiz.
Olduğu gibi anlatacağım ne varsa,
Bil, bilsinler, biliniz.

Sen,
Vurunca vuran, gülünce gülensin.
Sesin, yüzün, ellerin yüzde-yüz senin.
Sen ölmeyensin.

Sana geliyorum,doğru sana,
Susmamak için.
Çünkü sensin dinleyince dinleyen,
Bakınca bakan.görünce gören.

Sevmesini iyi bilirim,düşünmeyi öğrendim.
Duydum nedir can vermeden ölmek.
Artık bütün kapıları açıp kapayabilirim.
Sen anlarsın bunlar ne demek.

Sana geliyorum, yalnız sana,
Yalansız,gizlisiz.
Olduğu gibi anlatacağım ne varsa,
Bil,bilsinler,biliniz.

Sen,
Vurunca vuran,gülünce gülensin.
Sesin,yüzün,ellerin yüzde-yüz senin.
Sen ölmeyensin.

.

Özdemir Asaf

Öğüt

Okulda, anladıkça başaracaksın.
Yasamda, başardıkça anlayacaksın.
Gelecek mutlu-mutsuz, inanmasan da;
Gözlerin yaşardıkça anlayacaksın.

.

Özdemir Asaf

ORTA MESELESİ

Ecoute, Malrouth,
Nous sommes au milieu de la route

Antonin Artaud

Dinle barbut
Yarısındayız yolun
Sen bunu unut
Bilinmesin sağın solun

Ortada kalanlar
Ortada bıraktıklarından kaçanlar

Ortada bırakılanlar
Ortada kaldıranları suçlarlar

Ortanın da dereceleri (!) var
Başında ortasında sonundalar

Belirsiz bir yer yoktur var
Ortanın ortası kadar


Ortanın başında duranlar
Ortanın sonundakilere uzanırlar

Sonra sıralar sıralar sıralar
Ortanın sağındakiler, solundakiler

Ortadan kaçma akışında sular
Ortadan akma kaçışında sular

Bakılınca tepelerden ovalara kadar
Kalır karalarla göklerin ortasında havalar

Bir birikme düzlüğüne kadar
Doğanın ortasında süzülür yataklar

Yaya kaldırımlarından yürüyen vatandaşlar
Ortada Tanrı belası trafik var

Bir roman ortasında cıvıklar
Bir oyun ortasında alkışlar, kahkahalar

Genç kız odasına çekilir ağlar
Palyaço ortada halkın önünde ağlar


Pazarlık üç aşağı beş yukarı uzar
Ortasını bulurlarsa alır satarlar

Cehennemi cenneti bir güzel uydurmuşlar
Ortasına da bir durak kondurmuşlar

Kadını ya göklere çıkarmış ya yerlere atmışlar
Sonra cayıp ortasında bulmuşlar

Ne içli fotoğraflar var
Gelinle damadı ortalarına almışlar

Ne zaman kar yağsa fırtınalar
Tuzu kurular ortada Tanrı’yı arar

Solun sağında, sağın solunda beyler paşalar
Ortanın solu alındı, sağını bakalım kim kapar

Şimdilik ortayı boşalttılar
Sağın da solun da ortası var

Anneannem derdi bir zamanlar
Tanrılar ortada kalanları korusunlar

Bir başla bir son A-B noktası var
Aradığını ikiye böl ortası çıkar

Bunları bana yazdıranlar
Yazdıklarımın ortasına baksınlar

.

Özdemir Asaf

ORANDA

Yüzümde hüzünden gölgeler varsa,
O hüzün yüzündendir olsa olsa.

Bilmiyorum, bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa,
Yaşanmadığı okunur, şimdi, daldımsa.

Özledikçe yalnız durup-susup baktımsa,
Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa.

Geldiğini umudumla umudla umdumsa,
Geleceğini görüyor-biliyordum, anlattımsa.

O geçip-gitti ora' sına, ben göremedim, baktıysa.
Derim ki şimdi, bir daha gelse de, sorsa.

Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa.
Bense buramda onu bekledim oysa.

Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa,
İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa.

.

Özdemir Asaf

Onarmak Zordur

Her karşılaşmamızda kendine özgü
gülümsemesiyle elini kulağının arka-
sına koyup eğilir, kulağıma 'onu bir
daha oku' derdi Sabahattin Eyuboğlu..

ONARMAK ZORDUR

Şarkılar değil de
Hep kulaklar bitiyor,
Onarmak zordur.

Bir yürek üşümüş
Kapamış kapılarını,
Onarmak zordur.

Bir şey yitirilmiş
Hiç eskimeyecektir,
Onarmak zordur.

İnsanIn içine düşen korku
Özgürlüğünden olmuştur,
Onarmak zordur.

Ölümü düşünmek yenilmek,
Sevmek ölümü yenmektir,
Onarmak zordur.

.

Özdemir Asaf

Olmayacaksa

O gider buralardan, sen döndüğün bir günde..
Aranırken onu sen başkaları yüzünde.
Işık olur tararsın karanlıkları bir-bir..
O güneş gibi parlar, sen söndüğün bir günde.

Yaşamın aramakla olgunlaşıp yitmiştir;
Kocaman bir ağacın tek bir yemişi gibi..
Karamsar bir öyküdür, bir sence değerlidir;
Yalnız masal ulu'su bir dağ ermişi gibi.

.

Özdemir Asaf

O Yolda

Geliyor sandığım gidiyor çıktı.
Başlıyor umduğum bitiyor çıktı,
Üstüne-üstüne gittim, ne gidiş
Altına-altına iniyor çıktı.

Uyu büyu,ü dendi, düşüme gittim,
Haydi işe dendi, işime gittim,
Yaşa dendi, yaşıma gittim,
Yendiğim sandığım yeniyor çıktı.

Bozguna benzeyor, saklasam olmaz,
Eskiye yeniden başlasam olmaz,
Yakıştırsam olmaz, yazmasam olmaz,
Maviye boyadım, baktım mor çıktı.

Sapsarı saçlarım vardı, aklaştı,
Anılar üstüste bindi yükleşti,
Bir büyük oyunun sonu yaklaştı,
Tüm yanan ışıklar sönüyor çıktı.

Gözümde bir ışık, çağırıyordu,
Beşikte bir çocuk, bağırıyordu,
Öyle bir düğündü, çan çalıyordu,
Gel çanı sandım git çalıyor çıktı.

Kimler kimler yoktu bizim kervanda,
Birer birer indi hepsi bir handa,
Savurduk sap saman biz bu harmanda,
Bir gidiş yoluydu, dönüyor çıktı.

.

Özdemir Asaf

O IŞIK

Ben yoksam, biliyorum, ben sende yokuz..
Sen yoksan, biliyorum, sen bende yokuz..
Ve de gözlerimizde bir o ışık.. ki..
O yoksa, biliyorum, biz bizde yokuz.

.

Özdemir Asaf

O Gece

O gece ben olmayacağım.
Utancımdan bakamadığım aynalarda
Güldüğünüzü görecek
Anlayacaksınız.

Her gece birinin olmadığı gecedir.
Gecelerinizi karıştıracak gitgide
Olmayanlarınızın çoğalması.
Benim olmadığımı duyduğunuz bir gece
Korkacaksınız.

Şimdiden düşünüyorum son kalanımızı
Son gidenimizin bu gecesinde.
Ama bir gece olacak, ortalarda bir gece..
İçinde siz de olmayacaksınız,
Ayrıca.

.

Özdemir Asaf

O AKŞAM

Ceviz kırıyorlar, bakıyorum;
Kabuğunu kırıyorlar cevizin.
Ceviz çıkıyor..
Sonra oyunlarına dalıyor çocuklar.

Ben de bir ceviz alıyorum
Cevizlerin içinden.
Deniz çıkıyor benim cevizimden,
Açılıyorum.

Gidiyorum o ceviz kabuğunda,
Çocukluğumun oyunsuz bahçelerinden.
Bir akşam o çocuk oyununda
Alnıma yazılan o hüzün denizinden.

.

Özdemir Asaf

9 Şubat 2011 Çarşamba

O

Çalıyor o gözlerinden o uzun saçsız boyacı;
Gül-bombalı, atsız-arabasız, sakalsız boyacı.
Dudaklarında bir ıslık var, yakasında bir çiçek,
Solan renkleri boyamakta o boyasız boyacı.

.

Özdemir Asaf

NOKTASIZ

Biri gelir sorarsa
Sana beni sorarsa
Gitti der misin
Gittiğimi söyler misin
Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin.

.

Özdemir Asaf

Nokta

Bana yalanlar söylese yetinecektim.
Ama yalan söyledi.

.

Özdemir Asaf

NASIL

Kim nereden biliyor?
Kimse bir yerden bilmeyor.
Kimse kimseden bilmeyor.
Kimse bir şey anlatmadı ki.

Herkes kendinden biliyor.
Kimse bir şey anlatmadı ki.
Ben bunları ondan biliyorumsa.
O bunları benden bilmeyor.

Bana kimse durup anlatmadı.
Ben, durun anlatayım dedim.
Anlattımsa alışılmamış.
Kimse bir şey anlamadı.

Bu gece, gecelerden biridir.
Ben, gece gündüz bekledim.
Kimse bunu demedi:
Ben, gece gündüz bekledim.

.

Özdemir Asaf

NASIL

Havalarda yakalar da tilcikleri ben,
Atarım gene havalara, havalara atarım,
Ve tutarım da onları tam düşerlerken,
Nasıl atarım, nasıl tutarım anlamam,
Anlamlarına basıp kendimi de atarım,
Seni düşünüyorumsa kendimi tutamam..
Nasıl uçmam, nasıl düşmem anlamam.

.

Özdemir Asaf

MÜZİK İÇİN ÖVGÜ

''Bir insan topluluğunun nasıl yönetildiğini
anlamak isterseniz onun müziğine bakın.''
KONFÜÇYUS

Yeni sözler demeye geldim yeni seslerle,
Bağırmalarla değil, canımdan nefeslerle..
Sana kalacak ne var dersen, anlamı derim;
Susmalarında bile bulur seni seslerle.

.

Özdemir Asaf

MÜZİK

Burada ben varım, orada o var.
Buraya oradan gelen bu şarkılar,
Atar beni oraya, onu buraya kadar.

Ben orada olurum, o buraya gelince.
Buluşamayacağız bu müzik bitmedikçe.

.

Özdemir Asaf

MÜZİK

Müzik geceyi geceyi
Geliyor, aç pencereyi,
Sersin odana duyu,
Uğultulu halıyı,
O doğup büyüdüğü
İnansal doğayı.

Yürüsün eleyi eleyi
Seviler, buğu-buğu,
Gönlü, anıyı, belleği,
Oğsun duyuyu.
Ne sıcak anlatır seslenmeyi;
Yumuşacık sen demeyi.

Isıtır yorganı, sözü, perdeyi.
Işıtır en karanlık odayı,
Açar kilidi, açıyı, kapıyı,
Kaynatır donmuş suyu,
Doldurur boş tencereyi
Çeker sürgüyü,
Çözer bir-bir her düğmeyi.

Ballandırır peyniri, ekmeği,
Unutturur tabancayı, bıçağı,
Süsler masayı,
Ölümsüz kılar çerçeveyi,
Açar sevilere yatağı
Yeğ kılar saklamaya söylemeyi
Fısıldar sevmeyi, sevilmeyi,
Müzik donatır yeri göğü.

.

Özdemir Asaf

Mum Alevi ile Oynayan Kedinin Öyküsü

Bir mum yanıyordu bir evin bir odasında
O evde bir de kedi vardı.
Geceler indiğinde kendi havasında
Mum yanar, kedi de oynardı.

Mumun yandığı gecelerden birinde
Kedi oyunlarına daldı.
Oyun arayan gözlerinde
Mumun alevi yandı,
Baktı,
Mumun titrek alevinde
Oyuna çağıran bir hava vardı.

Oyunlarını büyüten kedi büyüdü
Kendi türünde çocukcasına,
Döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü
Geldi mumun yanına, oyuncakcasına.
Bir baktı, bir daha, bir daha baktı
Mumun alevinin dalgalanmasına
Uzandı bir el attı.
Bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı..
İlk kez gördüğü mumun yakmasına
İnanmayacaktı.

Kedi, oyunlarında büyüyordu,
Mum, üşüyordu yanmalarında.
Zaman ikili yürüyordu
Aralarında.
Bir ayrışım görünüyordu
Birinin yanmalarında
Öbürünün oynamalarında.

Kedi oyunlarında büyüyordu,
Yitirerek gitgide oyunlarını.
Mum küçülüyordu yanmalarında,
Yitirerek gitgide yakmalarını.

Oynarken büyüyen kedi yanacak,
Aydınlatırken küçülen mum yakacaktı.
Küçülen yaka-yaka aydınlatacak,
Büyüyen yana yana anlayacaktı.


Bir mum yanmasından
Ve bir kedi oyunundan
Kaldı sonunda
Bir gecenin tam ortasında
Bir evin bir odasında
Göz-göze susan
İki insan.


Mum yandı bitti,
Kedi büyüdü gitti.
Oyunlar karıştı gecelerde
Suskun uykusuzluklara.

O iki insandan, sonunda
Birinin anılarında kedi,
Birinin dalmalarında mum
Kaldı gitti.

Nerede bir mum yansa şimdi,
Nerede oynasa bir kedi,
Birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri..
Bugün dün gibi oluyor,
Dün bugün gibi.
Mum ellerimi tırmalıyor,
Belleğimi yakıyor kedinin elleri.

.

Özdemir Asaf

MUM

Mum yanıyor, zaman yanıyordu..
Bir tarafındakiler gülüyor,
Bir tarafındakiler ağlıyordu.
Biri vardı aralarında.
Düşünüyor, hayata bakıyordu.

Mum yanıyor, zaman yanıyordu
Erzurumun köylerinde.
Akşamın ve sabahın erken olduğu
Ali Baba dağının eteklerinde
Geniş vakitler yaşanıyordu.

Mum yanıyor, zaman yanıyordu
Hasankale ovasında.
Geceye karşıydı karlı Palandökenler.
Bir adam vardı hayallerin ortasında..
Kar kadar beyazdı ümidler.

Bu adam üç bin on beşde
Yunan medeniyetini okuyordu.
Kaldırıp başını kitaplardan
Kervanlaşmış dağlara bakıyordu..
Bakınca akşam oluyordu.

Hasankale ovasında, Kuruderede
Kilometreler santimleşiyor,
Santimler asırlaşıyordu..
Güneşe ve geceye karşıydı karlı Palandökenler.
O adam hayata bakıyordu.

Bir tarafta ağlayanlar, bir tarafta gülenler..
Bir tarafta bunlar için ölenler..
Mum yanıyor, zaman yanıyordu.
Mumun alevi titreyor,
Umudun alevi titremiyordu.

.

Özdemir Asaf

8 Şubat 2011 Salı

Yokuş

Öteki dünyada akşam vakitleri
Fabrikamızın paydos saatinde
Bizi evlerimize götürecek olan yol
Böyle yokuş değilse eğer
Ölüm hiç de fena bir şey değil.

.

Orhan Veli Kanık

Yatağım

Ben ki her akşam yatağımda
Onu düşünüyorum.
Onu sevdiğim müddetçe
Yatağımı da seveceğim....

.

Orhan Veli Kanık

Yaşamak

I

Biliyorum, kolay değil yasamak,
Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Söyle bir fırsat bulup yarim gün,
Yan gelebilmek Camlıca tepesine...
-Bin turlu mavi akar Bogaz'dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.

II

Biliyorum, kolay değil yasamak;
Ama iste
Bir ölünün hala yatağı sıcak,
Birinin saati isliyor kolunda.
Yasamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.

.

Orhan Veli Kanık

Yolculuk

Yolculuk niyetinde değilim.
Fakat böyle bir iş yapmaya kalksam
Doğru İstanbula giderim.
Beni bebek tramvayında görünce
Ne yaparsın acep?

Mamafih söylediğim gibi
Yolculuk niyetinde değilim.

.

Orhan Veli Kanık

.

Zeval

Örtüldü hafızanın örtüsü
Tasalarımın bittiği yerde.
Yükseliyor simdi perde
'Geri gelen saadet' türküsü

Devri tamam oldu pervanenin
Gökten bir beklediğim kalmadı.
Tükendi artık içimde tadı
Yıldızlı küreler düşünmenin.
Ne çıkar karşıma çıksa ecel
Bu boşluk ondan daha mi iyi?
Başka bir alemden beklediği
Olmayan kula zeval ne güzel!

Beklememek beter beklemeden;
Geldi yolunu gözlediğim yar.
Al bu başı sen artık ey rüzgar
Ve sus artık, sus artık ey beden!

.

Orhan Veli Kanık

Yaşıyor Musun?

Takmaya çalışırken kuyruğunu
Birlikte yaptığımız şeytan uçurtmasının
Görürdüm çırpınırdı ufacık kalbin.
Hatırımdan bile geçmezdi
Sana duyduklarımı söylemek.
Acaba hala yasıyor musun?

.

Orhan Veli Kanık

Yalnızlık Şiiri

Bilmezler yalnız yasamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

.

Orhan Veli Kanık

Üstüne

Kuşlar geçer bulutun üstünden
Yağmur yağar bulutun üstüne

Kuşlar geçer trenin üstünden
Yağmur yağar trenin üstüne

Kuşlar geçer gecenin üstünden
Yağmur yağar gecenin üstüne

Ve ay gelir, kuşlar nereye giderse
Güneş doğar yağmurun üstüne

.

Orhan Veli Kanık

Veda

Yolum asfalt,
Yolum toprak,
Yolum meydan,
Yolum gokyuzu
ve ben neler dusunuyorum!..

Aski, yagmuru,
Tramvay sesini,
Otelciyi...
ve bir misra mirildaniyorum
Sicak bir yemek lezzetinde...

Postaci, jandarma ve issiz
Hala gidip geliyorlar.
Yalniz Niyazi oturuyor,
Rahmetli Suleyman Efendinin oglu,
Kahvede.
Ajans dinliyor, dusunuyor:
< Kitlik olur mu?>> diye.

Yahut o da bilmiyor,
Yakinda muhabereye gidecegini.


(Ekim 1939/Vatan, 16.11.1952)

.

Orhan Veli Kanık

Vatan İçin

Neler yapmadık su vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.

.

Orhan Veli Kanık

Tereyağı

Hitler amca!
Bir gün bize de buyur.
Kakülünle bıyıklarını
Anneme göstereyim.
Karşılık olarak ben de sana
Mutfaktaki dolaptan aşırıp
Tereyağı veririm.
Askerlerine yedirirsin.

.

Orhan Veli Kanık

Tren Sesi

Garibim;
Ne bir güzel var avutacak gönlümü,
Bu şehirde,
Ne de bir tanıdık cehre;
Bir tren sesi duymaya göreyim,
İki gözüm
İki çeşme.

.

Orhan Veli Kanık

Tenezzüh

Böyle gece yarısından sonra
Ne diye ışık yanar bu dağ evinde?
Ne yaparlar acaba içerdekiler?
Konuşurlar mı, tombala mı oynarlar?
Belki o, belki bu...

Konuşurlarsa ne konuşurlar?
Muharebeden mi, vergilerden mi?
Belki de hiçbir şey yapmazlar
Çocuklar uyumuştur
Efendi gazete okur
Ayali dikiş dikmektedir
Onu da yapmazlar belki de
Kimbilir
Belki de yazılmaz
Ne yaptıkları

.

Orhan Veli Kanık

Tahattur

Alnimdaki biçak yarasi
Senin yüzünden;
Tabakam senin yadigarin;
'Iki elin kanda olsa gel' diyor
Telgrafin;
Nasil unuturum seni ben,
Vesikali yarim?

.

Orhan Veli Kanık

7 Şubat 2011 Pazartesi

Şehir Haricinde

Çatlamak üzre olan tomurcuklar
Güzel günler vadetmededir.
Ve bir kadın, şehir haricinde;
Otların üstünde,
Güneşin altında,
Yüzükoyun uzanmış;
Göğsünde ve karnında
Baharı hissetmededir.

.

Orhan Veli Kanık

Şarkı

Bardak boşalır bencileyin dolmayı bilmez
Benzim gibi yaprak sararıp solmayı bilmez
Hiçbir şey canımca feda olmayı bilmez
Canım senin uğrunda feda olmak içindir!

.

Orhan Veli Kanık

Şanolu Şiir

Kadehlerin biri gelir, biri gider;
Mezeler çeşit çeşit;
Bir sevdiğim şanoda şarkı söyler:
Biri yanıbaşımda,
İçer içer, ötekini kıskanır.
Kıskanma, güzelim, kıskanma;
Senin yerin başka,
Onun yeri başka.

.

Orhan Veli Kanık

Şaheserim

Aşık olduğum zamanlarda
Şiir yazmak adetim değildi.
Halbuki asil şaheserimi
Onu en çok sevdiğimi
Anladığım zaman yazdım.

Onun için bu şiiri
İlk önce ona okuyacağım.

.

Orhan Veli Kanık

Şoförün Karısı

Şöförün karısı, kıyma bana;
El etme öyle pencereden,
Soyunup dökünüp;
Senin, eniştende gözün var;
Benimse gençliğim var;
Mapuslarda çürüyemem;
Başımı belaya sokma benim;
Kıyma bana.

.

Orhan Veli Kanık

Söz

Aynada başka güzelsin,
Yatakta başka;
Aldırma söz olur diye;
Tak takıştır,
Sur sürüştür;
İnadına gel,
Piyasa vakti,
Muhallebiciye.

Söz olurmuş,
Olsun;
Dostum değil misin?

Orhan Veli Kanık

.

Orhan Veli Kanık

Son Türkü

Kaybolmak uz re suya düsen bilezik;
Bak, butun kırışıklar silindi sudan.
Son saatimde mi uyandım uykudan,
Neden bos gecen yıllardan içim ezik?
Durdu beni ölüme götüren kervan.
Eski bir şarkı söyleniyor rüzgarda.
Duydum ki sevmeyi bilen dudaklarda
Benim ilahilerim hala okunan.

Sevgilim...... ellerime dokunaraktan.
Beni çağıran bir eda var sesinde.
Bu muydu insanlara son nefesinde
Görüneceğinden bahsedilen şeytan?
Sular çekilmeye başladı köklerde
Isınmaz mi acaba ellerimde kan?
Ah! Ne olur butun güneşler batmadan
Bir türkü daha söyleyeyim bu yerde!

.

Orhan Veli Kanık

Sol Elim

Sarhoş oldum da
Seni hatırladım yine;
Sol elim,
Acemi elim,
Zavallı elim!

.

Orhan Veli Kanık

Sokakta Giderken

Sokakta giderken, kendi kendime
Gülümsediğimin farkına vardığım zaman
Beni deli zannedeceklerini düşünüp
Gülümsüyorum.

.

Orhan Veli Kanık

Sizin İçin

Sizin için, insan kardeşlerim,
Her şey sizin için;
Gece de sizin için, gündüz de;
Gündüz gün ışığı, gece ay ışığı;
Ay ışığında yapraklar;
Yapraklarda merak;
Yapraklarda akil;
Gün ışığında bin bir yeşil;
Sarılar da sizin için, pembeler de;
Tenin avıca değişi,
Sıcaklığı,
Yumuşaklığı;
Yatıştaki rahatlık;
Merhabalar sizin için;
Sizin için limanda sallanan direkler;
Günlerin isimleri,
Ayların isimleri,
Kayıkların boyaları sizin için;
Sizin için postacının ayağı,
Testicinin eli;
Alınlardan akan ter,
Cephelerde harcanan kursun;
Sizin için mezarlar, mezar tasları,
Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları;
Sizin için;
Her şey sizin için.

.

Orhan Veli Kanık

Sicilyalı balıkçı

Yüz sene sonra bugünkü dünyadan
Bir tek insan kalmadığı gün,
Sicilya sahillerinde yasayan bir balıkçı
Bir yaz sabahı ağlarını atarken denize
Her zamankinden daha geniş gökyüzüne bakıp
Benden bir mısra mırıldanacak
Şarki halinde bu dünyadan Mehmet Ali isminde bir sairin
Gelip geçtiğini bilmeksizin...

Bu güzel düşüncenin
Olmayacağından eminim
Fakat nedense bu is
Benim pek tuhafıma gidiyor.

.

Orhan Veli Kanık

.

Seyahat üstüne şiirler

I

Seyahat edildiği zamanlarda
Yıldızlar konuşur
Söyledikleri şeyler
Ekseriya hüzünlüdür.

II

Sarhoş olunduğu akşamlar
Islıkla çalınan şarkı
Neşelidir.
Halbuki aynı şarkı
Bir treninin penceresinde
Neşeli değil.

.

Orhan Veli Kanık

Sevdaya Mı Tutuldum?

Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?

.

Orhan Veli Kanık

Sere Serpe

Uzanıp yatıvermiş, sere serpe;
Entarisi sıyrılmış hafiften;
Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;
Bir eliyle de göğsünü tutmuş.
İçinde kötülüğü yok, biliyorum;
Yok, benim de yok ama...
Olmaz ki!
Böyle de yatılmaz ki!

.

Orhan Veli Kanık

Seni Sevmek

Seni sevmek..Evet haklısın,kötü kızım. Suçluyum seni sevdiğim için Gece gündüz benim olman için ettiğim dualar Bir gecede olsa,rüyama girmen için
Dilek ağacına bağladığım umutlar Döktüğüm gözyaşları sana olduğu için suçluyum ben...Hep terkedildiğim için İstenmesemde senden kopamadığım. Her türlü sözlere maruz kaldığım Ve sana güvendiğim için suçluyum ben...
Doğru..zaten sen hep doğruyu söylersin Bir çocuk ne anlar sevmekten? Ne anlarki sevgi uğruna ölmekten Ne anlar yaşam nedir,dünya ne? Herşey tozpembedir onun gözünde
Hep umut vardır o küçük yüreğinde... Karanlıkta aydınlık hisseder Olmayacak sevdaya olur der.. Ben de çocuğum ve cezalıyım... cezam sevilmemek Tek suçum ise seni be canım seni sevmek....

.

Orhan Veli Kanık

Saka Kuşu

Güzel kız; sen küçüklüğümde
Bahçemizde ki erik ağacının
En yüksek dalına kurduğum
Öksenin üstünde dolaşan
Saka kuşu kadar
Sevimli değilsin!

.

Orhan Veli Kanık

Sabaha Kadar

Şu şairler sevgililerden beter;
Nedir bu adamlardan çektiğim?
Olur mu böyle, bütün bir geceyi
Bir mısranın mahremiyetinde geçirmek?

Dinle bakalım, işitebilir misin
Türküsünü damların, bacaların
Yahut da karıncaların buğday taşıdıklarını
Yuvalarına?

Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını
Kullanılmış kafiyeleri yollamak içein,
Kapıma gelecek çöpçülerle,
Deniz kenarına?

Şeytan diyor ki: 'Aç pencereyi;
Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar.'

.

Orhan Veli Kanık

Sabah

Elimi çok dallı bir ağaç gibi
Tutarım gölün yüzüne
Ve seyrederim bulutları
Bir deve gürültüler içinde koşar, koşar, koşarken
Güneş doğmadan evvel varmak için
Ufka...

.

Orhan Veli Kanık

Rubai

Ömrün o büyük sırrını gör bir bak da
Bir tek kökü kalmış ağacın toprakta
Dünya ne kadar tatlı ki binlerce kişi
Kolsuz ve bacaksız yasayıp durmakta

.

Orhan Veli Kanık

Rüya

Annemi ölmüş gördüm rüyamda
Ağlayarak uyanışımı hatırlattı bana,
Bir bayram sabahı
Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakarak
Ağlayışımı...

.

Orhan Veli Kanık

6 Şubat 2011 Pazar

MESAJ

Ölebilirim bu genç yaşımda,
En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim.
Şimdi kavakyelleri esiyorken başımda,
Sevgilim,
Seni bir akşam-üstü düşündürebilirim.

.

Özdemir Asaf

MATEMATİK SEKSÜEL

Bir gün, birân-bir günün bir anında
Seni sevecek kadar-sana seni anlatsam.

Başımdaysam sonunda-sonundaysam başında,
Yürüyor yenilenen, yorulmayan bir anlam.

Sözcüklerin içinde-sözcüklerin dışında,
Düşünlerinde eksik, yaşamlarında tamam.

Sen de anlamalısın gidiyorken yanında,
Başına vura-vura ben sana anlatamam.

Üşünen gecelerin sıcak karanlığında
İki'den bir'i, bir'den iki'yi çıkaramam.

.

Özdemir Asaf

MASAL DEĞİL

Bastığın yere bakma demiş sanki bir kötü
Baktığın yere basma demiş bir başka kötü

Bilmemek anlamamak olağan bir iş olmuş
Gelmiş ortaya bundan kapkaranlık bir örtü

Bundan öte yıllarda bir kuşak olagelmiş
Işıkdan görünmemiş ne kötü ne de örtü

Çıkmış o ilk adamdan sonra ilk küçük adam
Elinde yanar-döner, yarı-yırtık bir örtü

Işıklar azalırken gözükmüş kuyulardan
Bir sürü, başlarında ve ellerinde örtü

Bastığın yere bakma, baktığın yere basma
Yama yama dikilmiş o parçalanan örtü

Gelmiş “minarelerle kuyular bir” düzeye
Şimdi duyduğun sesler işte bundan ötürü.

.

Özdemir Asaf

MASAL

Biri varmış, ünü yaşamış çalmış..
Biri yokmuş, dünü yaşamış kalmış..
Vermek diye bir şey dururken, saklı;
Biri gelmiş, günü yaşamış almış.

.

Özdemir Asaf

Masal

Düşünüyordum
Olaylara insan,
İnsanlara olay çıktı
Masalımdan.

Biri varmış, biri yokmuş derken
Yollardan trenlerden,
Sözü aldım getirdim
Dağlardan tepelerden.

Ben de biriktirdim
Hiç'leri hep'e
Bir dağ bozdum
Yaptım binlerce tepe.

Kurdum orada burada
Ev-ev, köyler kentler,
Dağıttım oda oda
Dağıttım birer birer.

Dağıldı tepelere
Dağların onu ardı,
Sevenlere sevilenlere
Artık bir tepe vardı.

Birinde sen, birinde ben
Öbürlerinde onlar vardı.
Aşklar başlayacakken
Sonlar tepelerden başladı.

Başladı ayrılıklar,
Ayrı ayrıydı adları.
Birer birer ayırdılar
Evleri odaları.

Bir zaman oralarda
Seven özleyen kimdi.
Evlerde odalarda
Yaşanmayan bir şimdi.

Bir daha düşünürsem masal
Bozmayacağım dağları.
Düşünmek iyi, düşünmek güzel.
Ama önce iyi çizmeli yolları.

Yakın yakın derine
El-ele olsun yürümeleri.
Ayrılığın yerine
Mutluluğun şiiri.

.

Özdemir Asaf

Masa

Çağırdım geldiler.
Oturmasalar ölürdüm.
Oturdular öldüm.
Anlamadılar.

.

Özdemir Asaf

MAL ÜSTÜNE ÇEŞİTLEME

Al paranı sattığımı geri ver.
Ver paranı sattığını geri al.

*

Aldı öldü, sattı öldü..
Kalktı öldü, yattı öldü.

*

Kimi enini sevdi, kimi boyunu,
Kimi ölünceyedek sıktı suyunu.

*

Biri son sahibiydi, biri ilk..
Bu oyunu hep birlikte seyrettik.

*

Sizin için üçün beşin ne değeri var..
Aldatmada aldanmanın da yeri var.

*

Ömrümün nurusun, canımın yongası..
Şu gördüğümüz yatak-yorgan kavgası.

*

Kimi der, ayağını yorganına göre uzat,
Kimi der, yorganını ayağına göre uzat.

*

Dağdan dağa atlamakta bir keçi,
Çaşyırlarda otlamakta birkaçı.

*

Şunu şunu ayırdım, ne tuttu..
Alıcı satıcıyı, satıcı alıcıyı uyuttu.

*


Öbür çeşitlerimiz depomuzdadır,
Cafcafımız vitrindeki popomuzdadır.

*

Bugün peşin, yarın veresiye,
Bahalı sattık, ucuzluk diye diye.

*

Tasalanma paşam, bir kolayı var;
Size tavşan, bize aslan payı var.

*

Doymazları mallarıyla aşınırken gördüm,
Taşınmazmalları taşınırken gördüm.

*

Ver paramı sattığını geri al.
Al paranı sattığımı geri ver.

.

Özdemir Asaf

Macera

Ben yürümeye başlayınca denizlerin üstünde
Karalarda koşanlar durup bana baktılar.
Ben de gittim
Sığınacağım adaları birer birer batırdım.

.

Özdemir Asaf

Lavinia

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.


1957

.

Özdemir Asaf

KÜÇÜK EV

Hangi eve
Başımızı soktuysak..
Yer yerinden oynadı
Aşkımızdan.

Büyük aşklar
Eve sığmaz diye
Bir şair sözü vardır da,
Ondan.

.

Özdemir Asaf

4 Şubat 2011 Cuma

KURAMSAL ORTAM

Ne zaman ora'sı dense,
Aklıma bura'sı gelir.
O bunu benimce bilse;
Yer nasıl oraya gider,
Orası kiminle gelir.

Boşalır bir zaman yer'den,
Bir yaşam iki yön verir.
İkiye boşalan yerden
Burası oraya gider,
Orası buraya gelir.

.

Özdemir Asaf

Korku

Aldanacaksan sevgilerinde, sâf sevgilerinde
İnsanların yalancı gurularına..
Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde,
Kelimelerinle onlara kapılacaksan,
Yaşama!

Oyun yapıp oynarlar seni
Geceleri aralarında.
Şarkı yapıp söylerler dostlarına,
Roman gibi okurlar boş zamanlarında.
Masal yapıp anlatırlar çocuklarına.

Aldanacaksan gecelerinde, kara gecelerinde
Aydınlık dünyaların şen insanlarına.
Yanılıp içini açacaksan,
Derdini gizlemeden durmayacaksan,
Yaşama!

Saklarlar dinlediklerini
En zayıf zamanında vurular seni.
Uyduramazsan fikirlerine
Başıboş hareketlerini
Defe koyup çalarlar seni.

.

Özdemir Asaf

KOCAMAN

Şimdi kocaman denizlerde, kocaman gemilerde
Neden yok küçüklüğümüzdeki büyüklüğümüz;
Çocukluğumuzun bahçelerinde, o evlerde
Kâğıttan gemilerimizi yüzdürdüğümüz.
Bir şeyler mi kalmış çocukluğumuzda,
Çocukluğumuzla çözdüğümüz...

.

Özdemir Asaf

KİLİT

Bir renk karanlığa adını çiziyordu.
Bir bakış sana adını çiziyordu.
Binlerce sevi geçiyordu geceden..
Biri durmuş, yalnızlığını çiziyordu.

Bir umud bir yarına adını çiziyordu.
Bir yarın bir olur’a adını çiziyordu.
Binlerce belki geçiyordu geceden..
Bir bekleyiş bir yitişe adını çiziyordu.

Bir adım bir gidişe adını çiziyordu.
Bir gülüş bir ezilişe adını çiziyordu.
Binlerce dudak geçiyordu geceden..
Bir öpüş bir gizlenişe adını çiziyordu.

Binlerce göz geçiyordu geceden
Bir geçiş bir yola adını çiziyordu.
Bir yol bir yalana adını çiziyordu.
Bir yer bir saklanışa adını çiziyordu..

Bir ışık bir kaçışa adını çiziyordu.
Adım bir aldanışa kendini çiziyordu
Bir söz bir yanlışa adını çiziyordu.
Binlerce oluş geçiyordu geceden.

Bir korku bir kırgınlığa adına çiziyordu
Bir saklanış bir olmazlığa adını çiziyordu
Bir umgu bir inanca adını çiziyordu
Binlerce düş geçiyordu geceden

Bir ölüm bir yaşama adını çiziyordu
Bir yaşam bir ölüme adını çiziyordu
Binlerce bir geçiyordu geceden
Bir ad bir ada adını çiziyordu

Bir yaşam bir yaşama adını çiziyordu.
Bir ölüm bir ölüme adını çiziyordu.
Binlerce eş geçiyordu geceden..
Bir gece bir göze adını çiziyordu.

Bir göz bir geceye adını çiziyordu
Bir el bir ele adını çiziyordu
Binlerce iki geçiyordu geceden
Bir sunuş bir duruşa adını çiziyordu.

.

Özdemir Asaf

Yanılmıyorsam, saygılarla yalnızdım..
Saygılar duymasaydım, yanılmazdım..
Yaslanacak anılarım olsaydı,
Söyleye-söyleye, böyle saklamazdım.

.

Özdemir Asaf

Kımıltı

Bir ışık vardı/
Ben ona bakıyordum.
O ışık sallanıyor sanıyordum.
Oysa hemen anladım,
Ki ben kımıldanıyordum.

.

Özdemir Asaf

Kendisini Unutmuş

Bütün aşkların kitabı elinde
Sevilmemiş yinlerin balosuna gitti.
Öylesine kalabalıktı ki,
Sevdiğini anlamadı.

Bütün kapıların anahtarı elinde
Öpülmemiş dudakların balosuna gitti.
Öyle aydınlıktı ki,
Öptüğünü anlamadı.

Isıklarla örtünmüştü çıplaklık,
Renklere uzandı susamış,
Beyazlıklar arasında kayboldu bakışları.
Gözleri yaşamayordu artık.

Şekilleri çağırmaya gitti, kandıracak.
Elleri aranıyor, tutamayordu.
Elleri, elleriydi kurtaracak,
Artık yaşamayordu.

Bir yanda gelen o dinmeyen aydınlık,
Aldıkça alan.
Bir yanda giden bir noktaydı karanlık,
Ellerinde başlayan, gözlerinde biten.

Bağırdı, kan gibi aktı sesi,
Aşamadi dışının duvarından.
Elinde bütün aşkların kitabı,
Anlatıyordu aldanan aydınlıklarından.

Elinde bütün kapıların anahtarı,
Ve unutulmuş bir duvarda, kendi kapısı..
Varamadı.
Ora öyle karanlıktı ki.
Öldüğünü anlamadı.

.

Özdemir Asaf

Kelimeler... Kelimeler...

Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde
Denizlere açıldı içimizden biri
Niçin gittiğini söylemeden.
Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.
Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.
Bulacak sanıyordu yenilikleri.

Her an bir yeni su vardı,
Her yeni suda bir yeni an.
Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından
Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.
Bitmeyordu köpüklerle renkler
Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.

Gözlerinin önünde bir oyun,ardında bir oyun.
Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.
Yeni manzaralarla gelen yeni duygular
Hani, eski keLimelerle olmasa
İnsanın ömrünce devam edecek.
Gözlerin önünde bir oyun, ardında bir oyun.

Anladı, ölmekle yaşamanın birleştiği noktada
Yeni rüzgârlarla esen yeni korkulara
Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin
Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.

Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini

.

Özdemir Asaf

Kelebek

Son isteğin nedir?
Sorusu,
Çok, çok kolaydır,
ilk isteğin nedir?
Sorusundan.

Çünkü,
O soruyu
Kimse kimseye soramadı,
Korkusundan.

.

Özdemir Asaf

KEDİ İDİ ADI

Bu adı
Ona kimse vermedi
Çağırdılar, sağırdı, duymadı

Kedinin mırmırları
Onun
Hem düşünmesi,
Hem de duyma’sıdır.

Bunu
Benim yazmam
Da
Benim mırmır’larımdır.

Duyan
Bunu yazmaz
Uyan
Bunu yazan bir kedidir.

.

Özdemir Asaf

3 Şubat 2011 Perşembe

KASA MASA

Ben çok parayım
Dedi
Kasanın biri
Kasanın birine.

Bir masa, aradan
Ben yasayım dedi
Masanın birine
Öbür bir masadan.

Bir iskemle
Çok yaşayın dedi,
Kapının birine,
Kapı aralığından.

Gerçek bir pencere
İçin için güldü,
Önce dışına, sonra içine,
Umursamadan.

.

Özdemir Asaf

KARMAŞIK DOĞRU

Beni güldüremeyen
Acıklı değil
Gülünçtür

Ağlayışların çok çoğu
Düşündürücü değil
Gülünçtür

Acıklı
Düşündürür güldürür
Güldürür düşündürür

Solmuş bir gül, örneğin
Sabahları bir düğün
Akşamları ölümdür

Karmaşık, ellerimdeki çiçek
Sabahki akşamki o gerçek
Gülümdür

Bulgularım yere düşünce
Sözcüklerim üşüyünce
Ölüyümdür

.

Özdemir Asaf

KAPISIZ

Şu oda yok mu, şu oda;
Üç kişiyi öldürdü, biliyorum.
Gözlerimle gördüm öldüklerini.
Odanın suçlu olduğuna yemin ediyorum.

Şu dolap, tutmuş güneşli yeri,
Başdan - başa yaldız.
Yüz yıl indirdi kaldırdı perdeleri
İki ana, bir kız.

Bir komodin vardı,
Önceleri allık - pudra oyalardı.
Bir de anası, kesme aynalı,
Cadı gibi yutardı.

Şu konsol, mermeri çatlak,
Bir zamanlar ne yaman şeydi.
Ha bugün ha yarın bir şeyler anlatacak,
Bir kadına işkenceydi.

.

Özdemir Asaf

Kalmak Türküsü

Daha gidilecek yerlerimiz var
Su sohbetinizi dinler gideriz
Coştukça şarkılar, türkülar, sazlar
Rakı mı, şarap mı, içer gideriz

Geçse de umudun baharı yazı
Gözlerde kalıyor yaşanmış izi
Kimseler kınamaz burada bizi
Ne varsa hesabı öder gideriz

Söyleyecek sözü olan anlatsın
İsterse içine yalan da katsın
Yeter ki kendinden, bizden söz etsin
Yalanı doğruyu sezer gideriz

Neler gördük neler bu güne kadar
Daha gidilecek yerlerimiz var
Bizi buralarda unutamazlar
Kalacak bir türkü söyler gideriz

Sevgiye var olduk sevdik sevildik
Kavgalara girdik öldük dirildik
Bir anlam fırını içinde pistik
Anlamlı güzeli sever gideriz.

.

Özdemir Asaf

Kaldım

Seni düşlerime aldım,
Uykusuz kaldım.
Seni uykularıma aldım,
Düşsüz kaldım.
Başıma aldım, sensiz;
Gönlüme aldım, başsız,
Sensiz, yollarda pulsuz,
Pullarda mektupsuz kaldım.
Sana adlar aradım..
Ardında adsız kaldım.

.

Özdemir Asaf

Kafile

Bir karnaval âlemidir yaşanan...
Gelinlerin pırıl pırıl teli vardır,
Avunurlar.
Kadınların çeşit çeşit teni vardır,
Soyunurlar.
Tehlikeli bir oyundur oynanan.

Bir karnaval âlemidir yaşanan...
İnsanların vazgeçilmez huyu vardır,
Unuturlar.
Yollarında kuyu vardır,
Kaybolurlar.
Tehlikeli bir oyundur oynanan.

.

Özdemir Asaf

Kalan

Bir şey kaldı gecelerden birinde
Senden.
Öncesinde bilinmemiş bir şey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar’ın arasında kaçamaklı.

Veriliş rengi başka, alınış rengi başka..
Söylemeye vakit kalmadan
Dudakların altına bırakılmış bir şey.
Karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta..
Gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı.

Bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden,
Bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz..
Seninle dolu, seninle sensiz bir şey..
Arandıkça bulunmamış yıllar yılı,
Bulundukça aramaklı.

.

Özdemir Asaf

Jüri

Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
Birinciliği beyaza verdiler.

.

Özdemir Asaf

İŞTE

Bir gözüm doygundur, yalan bakar.
Bir gözüm çocuktur, bilmez.

Bir gözüm dinleniktir, utanır.
Bir gözüm sevinmeyi bilmek için sevinmez.

Bir gözüm gördüğünce caygındır.
O bir gözüm altı olur, eksilmez.

.

Özdemir Asaf

İstiyorum

Rüzgâr mı dedim..
İsterim ki saçların dağılsın.
Gece mi dedim..
Hemen düşüncelere dalmalısın.

Aşk der demez
Kalbin hızlı çarpmalı.
Sabah, dememe kalmadan
Uyanmalısın.

.

Özdemir Asaf

1 Şubat 2011 Salı

İLK

Biri vardı, o ilk ağlamayı bulup
Herkesi güldüren.
Sonra da bunu unutup
Ağlarcasına gülen.

.

Özdemir Asaf

İKİLEM

Bir laf, bir söz, bir deyim
Bir eyleme yem oldu.
Bir eylemde bir deyim
Yeni bir eylem oldu.

.

Özdemir Asaf

İki Olmaya Tüzük

Biri koyu biri açık
Biri büyük biri küçük
Sevgisiz yürüyorlar
Boş bakışları sönük
İki renk iki biçim geçiyor.

Bir değiller gözlerde
Biri denizden biri dağdan
Teraziyi çekiyorlar aşağı
Geliyorlar pazardan
İki anlam geçiyor.

Uykusuz yorgun bitik
Ürkek adımlarıyla dalgın
Kendinden öte - itik
Kendinden - beri yalın
İki özlem geçiyor.

Ağaçlar otlar su taş toprak
Ortada kinleri sevgileri
Ortada aşkları kavgaları ölüleri
Açıkta ama ayıp değil güzellikleri
İki hayvan geçiyor.

Çoğu geç azı erken
İleri büyük yazan çizen
Kimi çağınca kimi çağlarca
Berilerden gelen ötelere giden
İki adam geçiyor.

.

Özdemir Asaf