1 Mayıs 2010 Cumartesi

Benim Dünyam

sen benim içimde bir korkulu rüya
hergün sevip sardığım bir hülyasın
yokluk ateşten gömlek sensizlik ölüm gibi
rüyam hülyam benim dünyamsım
kanımda canımda alın yazımda
bir varsın birde ben şu dünyamda

Ben Topraktan Bir Canım

Ben Toprağın Sinesinde İnsan Denilen Bir Canım,
Hem Düşünür Hem Severim Budur Taştan Farklı Yanım.
Her Maddenin Zerresini Bedenimde Taşıyorsam,
Ben Ne Bir Taş Ne Bir Ağaç, İnsanlığımla İnsanım.

Batsın Bu Dünya

Yazıklar olsun, yazıklar olsun
Kaderin böylesine, yazıklar olsun
Herşey karanlık, nerde insanlık
Kula kulluk edene yazıklar olsun.


Batsın bu dünya, bitsin bu rüya
Ağlatıp da gülene, yazıklar olsun
Dolmamış çileler, yaşanmamış dertler
Hasret çeken gönül, benim mi olsun..

Bağrımda Bir Ateş

Bağrımda bir ateş var ne bileceksin
Ölsemde ne duyacak ne göreceksin
Hep seninle yaşadı öldü deseler
Aşkından öldüğümü bilmeyeceksin
Belki biraz üzülüp kim diyeceksin

Aşkımızın Duası

Dünyam gözlerinde ağlıyor gibi
Her damla aşkımıza bir dua gibi
Dünyam gözlerinde ağlıyor gibi
Her damla aşkımızı bağlıyor gibi

Aşk Pınarı

eğer aşka bir ceza verebilseydim
benim gibi onunda sevmesini isterdim
meçhulden gelmişim meçhule giderim ömür denen şu yoldan
susadım su içitim yürek kansın diye yoldaki bir pınardan
aşk pınarıymış bu içmesen anarsın
içsen benim gibi aşk diye yanarsın ne ilk içen bendim
ne son geçen bu yoldan dertler başladı aşk pınarından

Akşam Güneşi

batarken ufukta bir akşam güneşi
bırakıp gitmiştin beni sen sevgilim
yıllar yılı oldu hala dönmedin geri
ne olur neolur dönbana
bak batıyor yine akşam güneşi

MÜJDELİ HABER

                                 Hasan KARAKAYA’YA
KARAKAYA efkarlanma, gül gayrı
istikbalde güzel şeyler olacak.
ANASOL-MEE atlayacak çağları
Üç bin üçte bütün yüzler gülecek.

Biraz sabret, ne kaldı ki şurada
Bin yıl sonra ereceğiz murada
Umutlan çimlendirdik serada
Yoncaları biçme vakti gelecek.

GÜZEL VATANIM ANADOLU'YA

Seni çok sevenler(!) çok örseledi
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Açların çalıştı, tokların yedi
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

Yanan hep sen oldun, yakılan hep sensin
Ruhuna çiviler çakılan sensin
Şekilden şekile sokulan sensin
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

KÖROĞLU'NUN HUYU

Arabistan çöllerinde gezerken
Orda bana ıras geldi dört gidi..
Biri Arap, biri Acem, biri Rum
Birisi de şol kızılbaş kürt idi.

Biri çıktı tepeye seyran eyledi
Biri bindi kırata cevlan eyledi
Biri soydu beni üryan eyledi
Birisi de ut yerini ört dedi.

SÖĞÜT'TEN ANKARA'YA

İnsanda bir damla, ağaçta tohum
"Ana rahmi zahir" toprağa düşer.
Kızıl bir aydınlık ufku öperken,
Umutla rçiseyle yaprağa düşer...

Bir gece yarısı gökler açılır,
Yolcusuna hizmet Burak'a düşer.
Nübüvvet mührüyle nurlanır alem,
Siler karanlığı şafağa düşer...

AĞLAR ANAM

Ben doluksam, gözlerinden kan - revân ağlar anam
Az üzülsem, sîne çâk eyler, siyah bağlar anam...

El güler, âlem güler neylesin derdim nedir?
Hıçkırıp figân ederken, sinesin dağlar anam...

El açıp yıldız tutarken yalvarır;
"Ya Rabbenâ İhdinâ evlâdenâ..." der, mağfiret sağlar anam...

O BİR VE TEKTİR

"Kul hüvallahü ahad" eşi yoktur bilirim
Doğmayandır, baba yok, kardeşi yoktur bilirim
Hâlikımdır, yaratandır yaratılmış ne ki var,
Oğlu yoktur, kızı yoktur, eşi yoktur bilirim...

YASİN HATİPOPLU

16.07.1999-İSTANBUL

KORKAĞA DEĞİL ERKEĞE OY VERİN

Kime dosy dedimse, hep yaralandım
Gülümseyen nice yüzlere kandım
Mertlik bir zamanmış, miadı dolmuş
Namertliğe paha piçilmez olmuş...

Söz imiş senetler, milim şaşmazmış
Küçük büyüğünü, yolda geçmezmiş
Kırk yıllık hatırı olur derler ya
Artık o kahveler içilmez olmuş...

Çıplak

Çıplak düşünüyorum vücudunu
sıcak sessizliğinde saçlarınla örülü
bir yıldızla iç içe
bir gemi gibi madeninde
özgürlüğünde kanatların
saçlarına benzeyen kanatların
ki denizin tuzunda erirler
her akşam gördüğümde

Bir Şey Her Şeydir

1
Bir öpüş su içiyor maşrapasından gecenin,
her dudak yalnızlığımızın peşinde,
batik gemileri dirilen güneşleriyle
göksel balıklarına karşıcı gelebilir mahalle.
Ne güzel ölüler vardı bir vakitler,
yüzler, simdi dirilerin bil çaydanlığı boş,
omuzları sarkık ceketler içinde,
çayırdaki evlerinin gözleri kör,
bir adamın boşluğunca sırtını denize dönmüş
kedileri nokta gibi sedirde,
unutulmuş bir ani kalıntısı gibi uzaktalar
içleri yok kutularıyla baş başa.

Bir Aşka Vuran Güneş

Öyle sevdalar vardır, biter baslar;
Buruk tatlar vardır, ağızda şurup giden;
Bir aşka vuran güneş kolayca batmıyor.
Yanıyor bin kollu şamdanı, tutuşuyor
Ufkunuzda camları göksel konağının
Ve bir yaz aksamı buhurdan gibi tüten
Hanisellerinin morumsu buğusunda,
Bekliyor bahçemize donuk balkonunda,
Sarmaşık gülleri kokladıkça kırmızı,
Hüzünler, japon fenerleri arasında.
Öyle günler var, öyle anlar, hiç bitmeyen!
Nasıl bir ışık emmişler ki sevginizden,

Ben Maksada Bakarım

Mademki maksat barış
Yurtta barış
Cihanda barış
Salla gitsin atom bombasını
Misten Fisfis
İnsan dediğin nedir
Abur cubur
Olsa da olur
Olmasa da olur
Maksat barış
Yurtta barış cihanda barış
Kendi savaş
Adi barış
Ama yanarmış yıkılırmış
Boş veeer
Maksat barış

.

Oktay Rıfat Horozcu

Bayraklarımı Çektim

Bütün bayraklarımı çektim gönderlere,
Kanımın sıcak rengine boyadım kenti.
Taslar döşedim öfkelere giden yola,
Elimin tersiyle düzledim kuleleri.
Sevgiyi dörde böldüm, doğu, bati, kuzey
Güney, sıçraman için bir uçtan bir uca,

Ağzımın Tadı

Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem,
Boğazımda düğümleniyorsa lokma,
Buluttan nem kapıyorsam, vara yoga
Alınıyorsam, geçimsiz ve işkilli,
Yüzüm öfkeden karaya çalıyorsa,
Denize bile iştahsız bakıyorsam,
Hep bu boyu devrilesi bozuk düzen,
Bu darağacı süratli toplum


Oktay Rıfat Horozcu

Başka Biri

Ölü bir kente sürülmüş, tutuk
Sinsi bir sokakta tek başına
Sorumsuz bir denizde gülümser.
Bencil renklerden uzak, benekli
Külü esildi mi ışıl ışıl.

Balıkçı

Denize vuran balıkçı
bir aynadan döner bize
yüreği rüzgara göre
mintanı yamalı
ayakları çıplak
elleri güzel

Bağımsız

Bütün karanlığı versem size giden geceyi durduramazsınız
ışır odamızın havası kaçar çeşmelerinizden durduramazsınız
Ben denize bakarım sandalca uzaktan
Siz yüzersiniz bir kuş uçar bir gemi geçer durduramazsınız

.

Oktay Rıfat Horozcu

Ayla Gezinti

Ağaçlar ki atlar gibi ayak üstü
Uyurlar, başlarında düş torbaları,
Dalgın, el ele geçiyorduk uykulu
Ağaçları. Bulutları geçiyorduk,
O yerde ben gökte, el ele, göz göze,
Ağır ağır kayıp giden bulutları .

30 Nisan 2010 Cuma

RAHMET

Toprağına sevgiden bir çadır açtık
İpini koparan, saldırdı durdu.
Sırtladık otağı yollara düştük
Yollarda irtica tufanı koptu.

Her bahar zamanı, cemre vaktinde
Çiğnendi, virana döndü tarlamız
Rahman'a sığındık bin bir secdede
Secdeden iplere gitti başımız.

Bazen seherlerde ateşe daldık
Hama'da kumlar yıkadı bizi
Kimi daha bebek, kimi kadındık
Mora'da topluca gömdüler bizi.

Ölümü sundular türlü şekilde
Yaftada İslamı yazanı seçtik
Meydana çağrıldık, güya fikirde
Fikir ki, cellâtta bir yağlı ilmik.

Hanemiz basıldı evden kovulduk
Kırıldı kolumuz öz yurdumuzda
Zincirli Aksa'ya suçunu sorduk
Dedi ki: Dosyamız Ayasofya'da.

Ha bugün, ha yarın diye dayandık.
Sabıra sığındık uzun yollarda
Tekbir'e dayanıp O'na yalvardık
Etiyopya, Filipin, Afganistan'da.

Taşıdık omuzda nurlu davayı
Alevler içinde Hakk'a yürüdük
Filistin elinde Fatma bacıyı
Bombalar içinde kurban eyledik.

Kardeşim Bilâl'in yattığı çölde
Duvaklar sahipsiz, başlar bedensiz,
Şeyhmus'un öldüğü köhne hücrede
Allah'a uzanan canlar perdesiz.

Sen hey gidi dünya, Allah'ın mülkü
Bir demet çiçeğin bahçesi yok mu?
Kulaktan kulağa söylenen türkü
Seni meydanlarda haykıran yok mu?

Yanık ezgilerle sulandı kürsü
Nerde o yiğidim Bediüzzaman.
Mabedler yolduran insan ölüsü
Kavgada ufacık, lafta kocaman.

Beyaz kefenine İslâm yazılan
Nice yiğit gördük dar ağacında
Şeyh Sait adıyla kalbe kazılan
Kavgayı yaşadık er meydanında.

Kalleşçe bir tetik, bir deli kurşun
Yıkıldı yerlere Hasan El Benna
Söylenmez yiğidim, saklanır suçum
Ve suç filizlenir hep inadına.

Güneşe uzanan ip gibi yolda
Sabrımıza inat zafer ağlıyor.
Türbeler diyarı anayurdumda
Devrim çocukları, baba arıyor.

Ah şu bölük pörçük mübarek ümmet
Kaldırın elleri dua edelim.
Zehirden yaşları yutkunan ümmet
Gelin hep beraber âmin diyelim.

Ya Rabbim doğmamış bebekler için
Örtüsü yırtılan Ayşeler için
Kudüs'ün o ufak taşları için
Rahmet diliyoruz, Ya Rabbim rahmet...

ADİL AVAZ