23 Nisan 2010 Cuma

Cânı Kim Cânânı İçün Sevse Cânânın Sever

Cânı kim cânânı içün sevse cânânın sever
Cânı içün kim ki cânânın sever cânın sever

Her kimün âlemde mıkdârıncadur tab'ınde meyl
Men leb-i cânânumu Hızr Ab-ı Hayvânın sever

Başa dem düştükçe taksîr eylemez eyler meded
Ol sebebden muttasıl çeşmüm ciger kanın sever

Müşg-i Çîn âvâre olmuşdur vatandan men kimi
Hansı şûhun bilmezem zülf-i perîşânın sever

Şu ki ser-gerdân gezer başında vardur ki hevâ
Gâlibâ bir gül-ruhun serv-i hırâmânın sever

Akıbet rusvâ olub mey-tek düşer il ağzına
Kim ki bir ser-mest sâkî lâ'l-i handânın sever

N'olacakdur terk-i ışk etme Fuzûlî vehm edüb
Gâyeti derler ola bir bende sultânın sever

.

Fuzuli

Bercesteler

Döğülmeye söğülmeye koğulmaya billâh
Hep râzıyım ammâ ki efendim senin olsam
* * *
Eylesen tûtîye tâlim-i edâ-yı kelîmât
Sözü insan olur ammâ özü insan olmaz
* * *
Ey dil ki hecre doymayıp istersin ol mehi
Şükr et bu hâle yoksa gelir yüz belâ sana

Batalı kana ohun dîde-i giryân içre

Gazel

Batalı kana ohun dîde-i giryân içre
Bir elifdür sanasan kim yazılur cân içre

Yeridür sîne-i sûzânuma külhan deseler
Anca kim yandı ohun sîne-i sûzan içre

Cânı ten içre ne sahlardum eger bilse idüm
Ki degül gizlü gam-ı lâ'l-i lebün cân içre

Ala gör ohlarını dîdelerümden ey dil
Hayfdur olmaya nâ-geh ite müjgân içre

Çâk gönlüm yarasında yaraşur peykânun
Akd-i şebnem hoş olur gonca-i handân içre

Kaddüne serv demiş goncalarun ta'nından
Duramaz bâd-ı sabâ hîç gülistân içre

Ey Fuzûlî kime sûz-ı dilümi şerh edeyüm
Yoh menüm kimi yanan âteş-i hicrân içre

.

Fuzuli

Aşka Sevdalanma

Can verme sakın aşka aşk afeti candır
Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır
Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an
Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır
Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz
Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır
Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma
Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır
Aşk içre azap olduğu bilirem kim
Her kimseki aşıktır işi ahü figandır
Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin
Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır
Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var
Aldanmaki şair sözü elbette yalandır.

.

Fuzuli

Aşk Belasına At Beni Rabbim

Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni

(Ya Rab aşk belasıyla içli dışlı kıl beni,
bir an bile ayırma aşk belasından beni)

Az eyleme inayetini ehl-i dertten
Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni

Adsız

Sevgiliden bir parça sevgi alıp bana verenler,
Buna karşılık canımı alıp sevgiliye verdiler.

Fuzuli

Âvâre Gönül

Gel artık aldanma divâne gönül;
Pişman olup yoksa ağlayacaksın.
Oldun bir hayâle pervâne gönül,
O hülyâ ile bir gün yanacaksın...
Bildim bileli her dem âvâresin,
Yolların yoldaşı tam bîçâresin;
Dertleri pek çok bir baht-ı kâresin,
Bir bilsem ne zaman anlayacaksın...
Her gün ömrün mumlar gibi eriyor,
Bak, feryâdına kimse ses vermiyor!
Hasretlerin, hicranların bitmiyor,
Acaba ne zaman uyanacaksın!
Arzuların hep ruhunu kanattı,
Günahların her ufkunu kararttı;
Gelen günler geçenleri arattı,
Bilmem buna nasıl dayanacaksın?

.

Fethullah Gülen

Ateşten Sineler

Ateşten sîneleriz alev dokunmaz bize;
Kor kesilip gitmiştir gelenler semtimize...
Sararmıştı benizler yüzümüzü görmeden,
Dize gelmişti düşman murâdına ermeden.
Ruhlarına azâbız, onlar bilirler bizi,
Şimşeklerle yarıştık tanırlar hepimizi.
Azgınların başında sindirici cezâyız;
Dostlara dost isek de, düşmanlara ezâyız!
Kulaklarda çağıltı mâzî gibi ırmaktan,
Dize geldi bayraklar ay-yıldızlı bayraktan.
Hasımlara tûfândık; nûr etdik çevremizi,
İsterseniz bir sorun şanlı mâzîye bizi...
Şimdi dinmiş olsa da, ruhlarda heyecânlar,
Mutlaka tutuşacak, o eskiki akkorlar...

.

Fethullah Gülen

Aşılmaz

Ah edip ağlamadan,
Sîneler dağlamadan,
Su gibi çağlamadan,
Bu dağlardan aşılmaz!
Cânı cânânı vermeden,
Fakr ile fahr'a ermeden,
Yokluğa kanat germeden,
İmkânsız yollar aşılmaz!

Kafada düşünce, sînede îmân,
Gönülde heyecan, hislerde tûfan,
Ve binbir ızdırâp, binbir hafakan,
İçini sarmadan çöller aşılmaz!

Altın Tenler

Taptâze altın tenlere benzer bu yiğitler;
İniyor çevrelerine ışıktan demetler...
Sonsuzdan gelen ilhâmla doldukça dolmuşlar,
Hızır’la arkadaş olup sırlara dalmışlar...

Bir büyülü kevserle meğer hepsi de mest imiş,
Gözlerinden belli her biri bir sırra ermiş.
Tûfânlara denk heyecânları var hiç dinmez;
Polat gibi yürek taşırlar korkmaz ve sinmez...

Bilir cihân bunları, belli beldesi köyü,
Çehrelerinde feşedici gizli bir büyü..!
Ve şimdi dehâya denk bu parlak ferâsetler,
Horozu çoktan ötmüş bir kutlu şafak bekler...

.

Fethullah Gülen

Altın Saçlı Bahar

Bu mevsim o kadar coşkun ki sular,
Çığlık çığlık vadi, dere inliyor.
Sular gibi köpürüyor duygular,
“Gel Sonsuz’a yelken açalım” diyor.
Nur yağıyor, ışık sarmış her yanı,
Zaman artık sevinç, neş’e zamanı..
Beklemiştik mevsimlerce bu ânı,
Bir bir ölenler şimdi diriliyor...

Her yanda güzellik, her yanda âhenk,
Geçmişteki muhteşem günlere denk..
Ve bahçelerimizde hevenk hevenk,
Bir başka tadda meyveler eriyor...

Allah ve İnsan

Tekmil İnsanlık her an Allah duygusuna aç,
Zihinler şîrâzesiz, zihinler O’na muhtaç...
Sezer her zaman temiz vicdanlar bu duyguyu,
Düşünce çıkmazları Rabb’e ulaşma koyu...
İlmin o engin ufku, mantığın hünerleri,
Dolduramıyor İmandan boşalan yerleri.
Bir sürü ulemâ ve bir sürü de filozof...
Nazariyeleri çarpık, düşünceleri kof.
Ne fikirlerinde sadra şifa veren beyan;
Ne madde ötesini olduğu gibi duyan.
Anlayışlar kısır; her şeyin mebdei meçhûl,
Ve yığınlar faraziyeler ağında ma’lûl.
Oysa, her renkte ve her seste O’ndan bir ma’nâ,
Ruh ve hikmet ufkunda her şey İnsandan yana:
Varlık O’nun nuru, o Nur’un dalgalanışı,
O, hem varlığın hem de hâdiselerin başı...
Bu sırrı kavrayan gönüller oturaklaşır,
Ancak oturaklaşan ruhlar O’na ulaşır.
Gözsüz görmese de her yanı O kaplamakta,
Sırra, hep bu ilâhî münasebet akmakta...
Ve duygular O’na uyanmakta perde perde,
Bir vuslat istikametinde ki az ilerde...
Her tarafta kevserden gürül gürül çeşmeler,
Her yanda İnsan-Allah bestesinden nağmeler.
Fikir bu ufka erip gönülle birleşince,
Ayrı bir visal kapısı açılır her gece.
Bu eşiği aşan ruh kendi özüne erer,
Gerçek İnsan olmaktan gaye de buymuş meğer...

.

Fethullah Gülen

Akyol

Gördüm nurlu geleceği rüyamda bir gece,
Işıklar yağıyordu her tarafa sessizce...

Ahenkle işleyen bir saat gibiydi isler;
Bir bir silinip gitmisti asırlık teşvişler...

Ve herkes birbirine yürekten bakıyordu;
Somaki musluktan kevserler akıyordu.

Akıncı Türküsü

Atlasdan cepkenli yiğit akıncı!
Dönmedin geriye bunca yıl oldu.
Gözlerim yollarda ruhumda sancı,
Elimde güllerim buruşup soldu.

Gezdiğim yerlerde hep seni sordum;
Şimdi gelir diye hayâller kurdum.
Günler geçti ben: “Yarın!” deyip durdum,
Bin hafakan sînem boşalıp doldu...

Ger dizgini artık, şahlansın atın!
Ger ki, va’dedilen günler pek yakın!
Ufukta bahar var, unutma sakın!
Zulmet silindi her yöre nûr oldu.

.

Fethullah Gülen

Ak Ve Kara

Apaydınlık bir dönem, kol kol gezen güneşler,
Semâda yüzüp giden kehkeşânlara inâd.
Her bucağı Irem Bağları’na denk o günler,
Gök kuşağı gibi zafer tâklarıyla âbâd...

Sonra bir kâbuslu devir ve aranan dünler
Firavunlaşdı herkes firavundan da berbâd.

Harâb oldu her taraf, soldu çiçekler, güller,
Bülbülün dilinde dinmeyen yeisli feryâd.

Aç Kapını

İltifât et aç kapını bendeni sevindir.!
Nağmeler sun ruhuma ötelerin dilinden;
Sun ve gönlümü saran hafakanlarımı dindir.!
Sunduğun gibi nâçârlara kendi elinden.
Sensin o tek merhametli bana da bir ihsan,
Lutfeyleyip yolumu otağına çevir.!
Yol boyu her dönemeçte nezdinden bir bürhan;
Sal ufkuma ahdini emânıma yetiştir!
İç içe gurbetteyim, yok gurbetlerin dibi,
Ağarsın ak günler, ersin zulmetin eceli.!
Sensin bu gamnâk gönlümün Biricik Sahibi,
Herkes gibi ne olur bana da bir tecellî.!
Ve her ân yepyeni bir vuslat heyecanıyla,
Gönlüme o derin sevginin zevkleri insin.!
Hep kanatlansın ruhum aşkının tufanıyla.
Hicranla köpüren ızdıraplar bir bir dinsin!
Duyayım kalbimde tecellî ettiğin ânı.
Ve bakışlarım sonsuzun rengine boyansın!
Göreyim şevkin vuslata döndüğü zamanı...
İsterse artık her yanım ateşlere yansın...
Bir sırlı âlem ki güneş tıpkı bir bengisu,
Madde çözülüp mânânın bağrında erimiş;
Ruh tecellî avında ve gönül kurmuş pusu,
Herkes bir büyülü temâşâ ufkuna ermiş...
O yerde O’ndan başka hiçbir şey işitilmez,
Kulaklara çarpan ses duyguların bestesi;
Saatler 'tik tak' ve günler doğup-batmak bilmez,
Zaman, mekan bilinmezin sırlı hendesesi...

.

Fethullah Gülen

Şimâllim II

Kalbimi oymuşlar, oymuşlar da şimâllim
Hayâlini, resmini değil
seni koymuşlar içine
Onun içindir adınla atışı

Adını besteleyen kanlı bir kalb

Bir fildişi kule değil
Ötesi berisi toprak
Bir Mecnûn, bir Kerem, bir Ferhat

Gören göz, duyan kulak o

Alperenler imanı
Bir derviş sabrı, ganî
Unutmuş deliye çıkan adını

Kalbimi oymuşlar, oymuşlar da şimâllim
Hayâlini, resmini değil
seni koymuşlar içine
Onun içindir adınla atışı

(Mayıs 1949)

.

Fethi Gemuhluoğlu

Şimallim

Şimal dağların kafir sarmış şimallim,
sevişmek olmaz bize...
Şimal dağlarının en yücesine,
Kayaları aşarak, rüzgarlara binip kartallaşarak,
Sakladığımız soyumuzu buldular.
Vurdular, onun arta kalanını vurdular,
kör ve kızıl kurşunlar.
Yukarlardan senin ve benim,
kalbime çarparak yuvarlananlar var.
Sevişmek olmaz bize şimallim,
sevişmek olmaz!
Şamil'im diyen köpüklü ağızlara,
Yalınkılıç şimşek gözlü, bizim yağızlara,
dipçik basıyorlar şimallim.
Şimali asıyorlar,
dedenin at oynattığı bozkırlarda.
Şimalde kızıl bir kar!
Şimalde kızıl bir çarlık!
Şimal avullarında kıtlık var,
şimallim kıtlık!
Dağ çocukları kızıl kardan önce eriyor,
karıştı kanları Karadenize...
Ak denizim ak, köpüklen, şahlan,
bahtı karam, adı karam.
Boğazda duruyoruz, selam sularına.
Depreşti yaram, yaram depreşti de şimallim,
sevişmek olmaz bize!...
Dağıt saçlarını şimallim dağıt,
Rüzgar dağıtsın, erkar dağıtsın,
Ver saçlarını şimallim ver,
bayrak olsun ellerime!
Ger saçlarını şimallim ger,
önüne koy kalbimi.
Siper doğacak yavrularına,
Siper dağ çocuklarına,
Siper toprağımıza!...

.

Fethi Gemuhluoğlu

Fark

Masal bu ya:
rüyama girmesin diye
kırk başlı ejder ile
şahın kızındaki dev
yorganı başıma çeker
soluksuz bekler
belki de uyurdum..

Önce pencereden
tülün ardından görünüp
köşe başından dönünce sen
ne aklım, ne kalbim
gene düşünmem sonunu
kırpıştırarak gözlerimi
alın yazımı hecelerim

(Şubat 1945)



Fethi Gemuhluoğlu

Yasemen

Süzülür gözlerimden
Damla damla hayalin
Çığ düşer yaprağıma
Açılmadan solarım

Kırılır dökülürüm geçeceğin yollara

Hıçkırarak bakarım
Masmavi sabahlara

Hıçkırarak bakarım
Denizdeki şavkına

.

Ferman Karaçam

Usul Usul

Tazele baharını
Yağmur yağsın başaklara
Bir ırgat yürüsün
Toprak kokan zifiri gecelerde

Tazele baharını
Alnında bir damlacık ter düşsün
Mor çiçeğin üstüne

Usul usul kat bakışlarının ateşini
Kanıma
Usul usul yüreğimi kolla

Bir ırgat mızrabı
Dokunsun yarama
-ki yaramı çocuklar kalbinde saklar

tazele baharını gönül evimde
tazele baharını yar - ki
dolanıp gelsin üstüme
dost dediğin zamanlar

.

Ferman Karaçam

Son Gidiş

bırakıp
gıdecekmiydın
bir gün
böylesine
kilitleyip beni cehennem ateşinle
ayrılığın narlı cenderesine
ve alıp tüm kınalı kuşları
kucağına
gidecekmiydın
sevdığim

.

Ferman Karaçam

Ses II

Ay ışığı kahvende
Türkülere boyandı bir yüzünde gül açtı
Ötekine ay düştü

İçtim ayı yüzünden
gülümsedin denize

Ay oldu içim-dışım
Ve uzandım göklere umudu tutmak için

Üşüdüm rüzgarından
Hüzün alevlerinin

.

Ferman Karaçam

Ses I

Üşüdü bahtımda zaman
Gözyaşlarım ırmak oldu

Saçıldı dilinden mercan
Sesinden bir mecnun doğdu

.

Ferman Karaçam

Git

Yüreğini bana bırak sevdiğim
tadında kalsın herşey
mavi kalsın sahaflar
büksün boynunu eski dergiler
git
menzilden alınmış seherlerin var yaşanacak
sesin var
bahar gibi akan yüreklere
umutların
göğün var senin yıldızlarla dolu
git