Anne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Anne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mayıs 2010 Pazartesi

ANNE

Anneciğim kimi zaman
Umutsuzca seni ararırım
Issız çölde serap misali hayalini yaşarım.

Gözlerinde canlanır gülen gözlerin
Kulaklarımda çınlıyor sımsıcak sesin
Alışmak zor sensizliğe ANNE nerdesin
Nerdesin ANNE...

24 Nisan 2010 Cumartesi

Anne

Kan ter içinde gece
Kan ter içinde her yanım
Her yanım bu gece vurgun içinde
Kurşun yemişim, sürgün yemişim
Bu sana ilk gelişim
Vur emriyle düşmüşüm kapına
Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana

Yok elimde bir demet menekşe
Yok elimde sevdiğin gül şekeri
Yok işte sana bir şey
Bilmem ki ne demeli
Bir tek ağır yaralı özlemim
Ve birtek gözlerine sürdüğün gözlerim
Anne benim, aç kapıyı
Oğulcuğun, küçük tavşanın, körolmayasıcağın
Ölmeyesin, bitmeyesin
Yürekyarısı gitmeyesin dediğin
Anne benim, aç kapıyı
İşte geldim, işte bu sana ilk gelişim

19 Nisan 2010 Pazartesi

ANNE

Eteğinde çamur anne, eteğinde ateş
Sanki Kudüs oldun anne, yüzün bin güneş

O ne avuçladığın anne ellerin yanmış
Ruhlar ağlaşıyor yine, melekler ayaklanmış

Denizler kabardı sen dur, denizler kabardı
Bu ırmaklar yokken anne gözlerin vardı

Kundaklanmış saçlarından kıvılcım düştü
Yaralanmış tüm aşıklar ona üşüştü

Yıldızları mı küstürdük uçup giden ne?
Belki yoruldu melekler göğü tut anne

Eteğinde çamur anne, eteğinde ateş
Sanki Kudüs oldun anne, yüzün bin güneş

MUSTAFA İSLAMOĞLU

14 Nisan 2010 Çarşamba

Anne

İlk kundağın
Ben oldum, yavrum;
İlk oyuncağın
Ben oldum.

Acı nedir
Tatlı nedir... bilmezdin
Dilin damağın
Ben oldum.
Elinin ermediği
Dilinin dönmediği
Çağlarda, yavrum
Kolun kanadın
Ben oldum
Dilin dudağın
Ben oldum.

Anne

Dünya bir cehennem öyle donmuşum,
Üşüdüm kollarına alsana anne
Sensiz kutuplarda yanlız kalmışım
Kalbimde sıcacık kalsana anne

Gezerken dünyayı hep diyar diyar
Güneş gibi içimi ısıttın anne
Bulamadım senin gibi bir tanecik yar
Vatan gibi hep beni sarsana anne

Arif Altunbas


25.08.2007
Kirgizistan/Osh

11 Nisan 2010 Pazar

Anne

Bırak kalsın masada ekmek
Testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık,
Gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
Yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta,
Kırlangıç havada
Dama düşen ince yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün
Didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
Bir yerde yorulur
Bırak kalsın süpürge duvarda,
Sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.

Ahmet Erhan