Nerden esti bu bakış yılların gerisine;
Neye bu hasret çekiş o uzak yaz sesine?
Hani yolunda gümüş lâleler açacaktı;
Altın renkli güneşler diyarıydı o eller...
Yola düşmek hevesi elinde bir bıçaktı;
Vurdun, koptu, dağıldı bizi bağlayan teller...
Şimdi neden bu dönüş o eski rüyalara?
Kanat açmış gibisin gene başka rüzgâra...
Yeşil yolunda seni yalnız mı bıraktılar;
Yoksa, güneş yerine bir çıra mı yaktılar?..
Dönmek... Tatlı bir rüya... İnanıyor gibiyim;
Koy elini alnıma; bak, yanıyor gibiyim...
Işıklandı başımda altın renkli bir gece;
Ruhuma eter gibi doldu ekin kokusu...
Gene esti ruhuma o rüzgâr ince ince;
Yıldızlı bir rüyaya daldı uzaklarda su...
Gene dünya çok güzel çılgın hayalimizden;
Gene ay yükselirken biz gülüştük, ağladık;
Gene geçtik sularda kehkeşanlı bir izden;
Gene sonsuz bir aşka ömrümüzü bağladık...
Bizi kızıl kalbine çekti akşam suları;
Sararan yüzümüzü gizledi çam yolları...
Yeşil gölgelerine karıştığımız yollar;
Sabah darılıp akşam barıştığımız yollar...
Ürperdim ısrar eden bakışlarınla gene;
Ses verdim enginlerden sesi gelen kalbine...
Karanlıkta ağlayan çeşmenin kırık taşı;
Yolun bir kenarında dua eden serviler;
Beyazlanan ufuklar, yıldızların telâşı;
Bulutlu gözlerimde titredi birer birer...
Ah, o yaz günlerinde uykuya varan tarla;
Bahçeler güldü gene penbe erguvanlarla...
Bahçede güller açtı; sünbüller açtı gene;
Papatyalarla baktık saadet niyetine...
Yıldızlı tepelerde ilk eşi gibi arzın,
Gene hiç yaşanmamış sevdaları yarattık;
Kuş uçmaz yolumuzda bir sesi vardı yazın;
Bu sese ruhumuzun musikisini kattık;
Söyledin, ben dinledim; yemin ettin, inandım;
Gene alev saçların alnıma değdi; yandım...
Tekrar buluş bu peri, efsane dünyasını;
Bir an olsun unutmak bu hasretin yasını,
Evet, tatlı bir rüya; inanıyor gibiyim;
Koy elini alnıma, bak, yanıyor gibiyim...
Lâkin, yok mu haberin, senden sonra bu yerde
Yıldırımlar gürledi; kasırgalar dolaştı;
Gökten kara bulutlar alçaldı perde perde;
Mavi deniz coşarak altın kumlara taştı...
Artık ne gül, ne bülbül, ne de yeşil bir bahar...
Sönmeyen bir alevle gezelim diyar diyar...
Kırılan ruhumuzu bir ince matem ezsin,
Çünkü yollar bozuldu, sevgilim, dönemezsin!..
ŞÜKÛFE NİHAL BAŞAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder