28 Eylül 2010 Salı

Son Yangın

Benim değil o eski ateş semazenleri
Şimdi viraneleri ağlatıyor tenleri
Dalgın ırmaklarını kuruttum acıların
Rengi değişti sevda ikliminin, suların
Geçmişini arayan o divane köprüler
Akşamın kollarında yıkıldı birer birer
Yağmuru anlamayan bulutlar benim değil
Günbatımına mahkûm umutlar benim değil

Âşikâr olmuş meğer tende can, canda cânan
Bende yanan nûrudur, nûrumdur onda yanan
Şimdi doruklardayım, ne yoksulum, ne yetim
Şu incecik kalbimdir varlığına hüccetim
Nice serv-i kâmet ki, kuru bir yaprak imiş
Meğer ruhum savrulan bir avuç toprak imiş
Benim değil o hülya, hânende, siyah ışık
Benim değil o saray, şehriyâr, o karmaşık
Ölümü gezginlere bağışlayan şahmaran
Benim değil o sahra, fırtınalar, kum ve kan
Aklı bile çaresiz koyan mağrur pençeli
Benim değil o mühür sevdalısı, o deli
Perdeler indi zaman perisinin yüzüne
Gecesini bağladım ağlayan gündüzüne

Duymadığım seslerle uçuyor şimdi kuşlar
Ellerimden tutuyor sıra dağlar ve taşlar
Son bir titreyiş kaldı karanlıkta, uyanmak
Kül olmadan vuslatın kapısına dayanmak
Belki bir yol bulunur kırılan aynalarda
Bahçıvan handân olur bu ebedî baharda
Dumanlı ayinleri bitti evin, sokağın
Geldiğini söylüyor hayat yeni bir çağın
Yeni bir sonsuzluğa açılan pencereler
Söyleyin, o mihrimah muammadan ne haber
Ey eski çığlıklarım ne haber, nerdesiniz
Şimdi yalnızlığa mı gömülüyor sesiniz
Yıkıldı zindanlarım, dehlizlerim, mahzenim
Güllerim son yangında açıyor şimdi benim

Son yangın, kâinatın her yerinden duyulan
Son yangın, ceylanların gözlerinden yayılan
Son yangın kâh bembeyaz, kâh kırmızı bir rüya
Son yangın gölgesini bırakıyor uykuya
Söz, incinin mercanla buluştuğu derinlik
Yürek bir tahtırevan, sessizlik ve serinlik
Kalem son limanıdır deniz fenerlerinin
Nilüferler büyümüş içinde her birinin
Ben Nuh’un gemisiyim; o bir tufan güneşi
İki meftûn pervane ağlatıyor dervişi
Hayal, melekler kadar ıraktadır ve yakın
Zülüfleri tutuştu bu yangında firâkın
Bu yangın dokunuyor derine, hep derine
Bu yangında yürüyor yolcular kaderine

Öğün ey aşk masalı okuyan tarih, öğün
Salıncaklarında ay benimdir şimdi göğün
Benimdir arzdan arşa tebessümle yükselen
O terennüm, o dua, yed-i beyzâdan gelen
Rüzgâr benim, ölümsüz karanfiller benimdir
O esrarlı ülkeler, nazlı iller benimdir
Küheylan alev alev bir menzîle koşuyor
Bu son yangını şimdi kâinat konuşuyor

.

Nurullah Genç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder