29 Eylül 2010 Çarşamba

Veranın Gözlerinde Mevsimler

derya içre deryayı bilmeyenlere

İlkbahar

Resmini yapabilseydi parmaklarım
Karanfillerle buluşup perçemlerinde
Yitik kalbini arardı denizlerin

Yoksa o gözler masmavi çiçeklerin
Bin bir çeşidiyle damıtılmış bir nehrin
Sularını arayan yıldız mıdır göğümde

Yoksa o baygın tebessümüne
Dokundukça alevlenen
Çaresiz bir yaprak mıdır ellerim


Yaz

Bu rıhtım, bu liman, yorgun gemiler
Akkor kirpiklerinden fışkıran dalgaların
Sahillere vuran yalnızlığıdır

Parçalanan adaların uzaktan
Duyulan feryadı, çöl ağıtları
Düşürür pencereme

Ya serin bahçelerin gölgesinde
Bekleyeceğim güvercinlerle gelen
Bir deniz türküsünü
Ya da kavurunca ateş ve rüzgâr
Savuracak ötelere ruhumu
Gel ey sonbahar


Sonbahar

Eylül kıvamındadır deniz fenerleri
Sular sapsarı bulutlardan süzülür
Kâbus ve rüya
Sıradağlar gibi çöker uykuya

Hayal bir kardelen yurduysa, derya
Yıkar beklenmedik fırtınalarla
Kaptanların son duruşlarını
Göğsüme bastırdığım
Bir tayfanın ölüm fotoğrafıdır
Düşer kumsallarına acının
Her sonbaharla


Kış

Gül dondu, gönül dondu
Kıpırdayamıyor bakış ve evren
Meğer engin ufuklardan ansızın
Çıkmaz sokaklarına girmişim buzulların

Dağ yutunca kalbimi, kanımda kuşlar
Kar tufanı altında kırılan kanatların
Çıkardığı son sesi duymuşlar

Meğer köpük gölgesiymiş umutlar
Kaç ömür saklıysa içinde her anın
İnsan kendi karanlığına çekermiş
Yaşanmamış mevsimlerini sevdanın

.

Nurullah Genç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder