30 Nisan 2010 Cuma

Ankara'dan Ayrılırken Kırmızı

Ne kadar da güzelmiş akşamleyin ağlamak
Her gözyaşı damlası bir rüya çeşmesidir
Böylesine içten mi bakarmış insana gök
Bulutları karadır unutulmuş bir tenin
Toprak desen, rengârenk bir yalnızlık, bin umut
Hıçkırmak, en vefakâr çiçeğin yaprağında
Bulmakmış o efsunlu yıldızını gecenin


Kırmızı önce bahar, sonra tahtında ömrün
Saba Melikesi’nin kıskandığı bir hayal
Kızılay’da kuşların bembeyaz kanatları
Karanlık dağıtmasın diye efkârımızı
İnletir Kocatepe önünde o kırılgan
Son koşuyu bekleyen doludizgin atları
Alevdir, Ankara’dan ayrılırken kırmızı
.

Nurullah Genç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder