25 Şubat 2010 Perşembe
HÂLİM
Bilmem hangi alemden bu toprağa düşeli,
Yataklara serildim,cam kırığı döşeli..........
Kaam bir cenk meydanı, kokusu kan ve barut;
Elindeyse düşünme , gücün yeterse unut !
Takılıyor yerdeki gölgelere ayağım;
Sanki arz delinecek ve ben yutulacağım.
Bana yanmak düşüyor, yangın görsem resimde;
Yaşıorum zamanın koptuğu bir kesimde.
Alırken dilenciyim , verirkende borçluyum;
Kalmadı eşya ile aramda hiç bir uyum.
Taş taş üstüne koysam bozuk diyorlar, devir!
Bir ok çeksem , diyorlar ; peşinden koş b-ve çevir!
Nefes alırken bile inkisar ve pişmanlık;
Kimse edemez bana benim kadar düşmanlık.
İşte şüpheci aklı çatlatan korkunç nokta:
O ki sonsuz var, nasıl aranır dipsiz yok'ta?
Olur olmaz her şey, yokluk da onun kulu;
Bu noktaya vardın mı , el tutuk , dil burkulu.
Allah ' ı hakikate soran kafa ne sakat?
Hakikat de ne ; Hakk ' ın muradıdır hakikat,
Balonunu kaçırmış çocuk gibi ağla dur !
Rabbim böyle emretmiş, ya dize gel , ya kudur !
Hayat bir zar içinde, hayatı örten bir zar ;
Bana da hayat yeri "Bağlum" köyünde mezar...
Etiketler:
hafakan,
kısakürek şiirleri,
n. fazıl kısakürek,
necip fazıl,
necip fazıl kısakürek,
necip fazıl kısakürek eserleri,
necip fazıl kısakürek hayatı,
necip fazıl kısakürek kaldırımlar,
necip fazıl kısakürek sözleri,
utansın necip fazıl kısakürek,
zindandan mehmete mektup necip fazıl kısakürek
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder