17 Şubat 2010 Çarşamba

DESTAN


Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak !

Haykırsam , kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekün hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet !
Durum diye bir laf, buyrun size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum !
Bir şey koptu benden, şey , her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay NEcip , babamınki Fazıl Bey,
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet , tramvay arabasında zina !
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil !
Ve ferman , kumardaki dört kralın buyruğu:
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu !
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizams ve Roma !
Öttür yem borusunu öttür,öttür , borazan !
Bit pazarında sattık, kalkamaz artık kazan !
Allah ' ın on pulunu bekleye dursun on kul ;
Bir kişiye dokuz , dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa !
Kubur faresi hayat , meselesiz , gerçeksiz;
Heykel destek üstünde , benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç ;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus ,gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var : Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan !
Bak , arslan hakikate, ispinoz kafesinde ;
Tarılan vatana bak , dalkavuk kefesinde !
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık , ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah , küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve bir inkılap .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder