Toprağına sevgiden bir çadır açtık
İpini koparan, saldırdı durdu.
Sırtladık otağı yollara düştük
Yollarda irtica tufanı koptu.
Her bahar zamanı, cemre vaktinde
Çiğnendi, virana döndü tarlamız
Rahman'a sığındık bin bir secdede
Secdeden iplere gitti başımız.
Bazen seherlerde ateşe daldık
Hama'da kumlar yıkadı bizi
Kimi daha bebek, kimi kadındık
Mora'da topluca gömdüler bizi.
Ölümü sundular türlü şekilde
Yaftada İslamı yazanı seçtik
Meydana çağrıldık, güya fikirde
Fikir ki, cellâtta bir yağlı ilmik.
Hanemiz basıldı evden kovulduk
Kırıldı kolumuz öz yurdumuzda
Zincirli Aksa'ya suçunu sorduk
Dedi ki: Dosyamız Ayasofya'da.
Ha bugün, ha yarın diye dayandık.
Sabıra sığındık uzun yollarda
Tekbir'e dayanıp O'na yalvardık
Etiyopya, Filipin, Afganistan'da.
Taşıdık omuzda nurlu davayı
Alevler içinde Hakk'a yürüdük
Filistin elinde Fatma bacıyı
Bombalar içinde kurban eyledik.
Kardeşim Bilâl'in yattığı çölde
Duvaklar sahipsiz, başlar bedensiz,
Şeyhmus'un öldüğü köhne hücrede
Allah'a uzanan canlar perdesiz.
Sen hey gidi dünya, Allah'ın mülkü
Bir demet çiçeğin bahçesi yok mu?
Kulaktan kulağa söylenen türkü
Seni meydanlarda haykıran yok mu?
Yanık ezgilerle sulandı kürsü
Nerde o yiğidim Bediüzzaman.
Mabedler yolduran insan ölüsü
Kavgada ufacık, lafta kocaman.
Beyaz kefenine İslâm yazılan
Nice yiğit gördük dar ağacında
Şeyh Sait adıyla kalbe kazılan
Kavgayı yaşadık er meydanında.
Kalleşçe bir tetik, bir deli kurşun
Yıkıldı yerlere Hasan El Benna
Söylenmez yiğidim, saklanır suçum
Ve suç filizlenir hep inadına.
Güneşe uzanan ip gibi yolda
Sabrımıza inat zafer ağlıyor.
Türbeler diyarı anayurdumda
Devrim çocukları, baba arıyor.
Ah şu bölük pörçük mübarek ümmet
Kaldırın elleri dua edelim.
Zehirden yaşları yutkunan ümmet
Gelin hep beraber âmin diyelim.
Ya Rabbim doğmamış bebekler için
Örtüsü yırtılan Ayşeler için
Kudüs'ün o ufak taşları için
Rahmet diliyoruz, Ya Rabbim rahmet...
ADİL AVAZ
30 Nisan 2010 Cuma
GELSEN DE BİR GELMESEN DE
Artık olan oldu bize
Gelsen de bir gelmesen de
Gelemeyiz biz yüz yüze
Gelsen de bir gelmesen de
Hep kendini çektin naza
Yok bahara yahut yaza
Bıktım gayrı yaza yaza
Gelsen de bir gelmesen de
Gelsen de bir gelmesen de
Gelemeyiz biz yüz yüze
Gelsen de bir gelmesen de
Hep kendini çektin naza
Yok bahara yahut yaza
Bıktım gayrı yaza yaza
Gelsen de bir gelmesen de
Etiketler:
GELSEN DE BİR GELMESEN DE,
Osman Yüksel SERDENGEÇTİ
[BERCESTE]
Kendi derdim kor elin derdine ağlar gezerim
Lâlenin dağı gülün ateşi yandırdı beni
(Kendi derdim kora dönmüş iken elin derdine ağlayıp gezerim.
Lalenin bağrındaki dağlama yarası ile gülün (rengindeki) ateşidir beni yandıran.)
Nevres-i Kadîm
Lâlenin dağı gülün ateşi yandırdı beni
(Kendi derdim kora dönmüş iken elin derdine ağlayıp gezerim.
Lalenin bağrındaki dağlama yarası ile gülün (rengindeki) ateşidir beni yandıran.)
Nevres-i Kadîm
İZZET BUL
Mahlük-ı Huda’ya şefkat et rahmet bul
Eblehlere hilm ve hürmet et rahat bul
Sen herkese rıfk ve rağbet et rif'at bul
Ger edemedinse, uzlet et izzet bul.
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI
Marifetname’den
Eblehlere hilm ve hürmet et rahat bul
Sen herkese rıfk ve rağbet et rif'at bul
Ger edemedinse, uzlet et izzet bul.
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI
Marifetname’den
DÜNYA VE AHİRET EFENDİMİZSİN
Bir Ulü'l-emr idin emrine girdik
Ezelden bey'atli hakanımızsın
Az idik sayende murada erdik
Dünya ve ahiret sultanımızsın
Unuttuk İlhan'ı Kara Oğuz'u
İşledik seni göz bebeğimize
Bağışla ey şefi' kusurumuzu
Bin küsür senelik emeğimize
Ezelden bey'atli hakanımızsın
Az idik sayende murada erdik
Dünya ve ahiret sultanımızsın
Unuttuk İlhan'ı Kara Oğuz'u
İşledik seni göz bebeğimize
Bağışla ey şefi' kusurumuzu
Bin küsür senelik emeğimize
Etiketler:
DÜNYA VE AHİRET EFENDİMİZSİN,
Mülazim İdris Sabih BEY
Ankara’ya Vardığımda Bembeyaz II
Bu şehir böyle değildi eskiden
Bir buzullar denizi, gölgeler ülkesiydi
Hangi el dokundu dudaklarına
Hangi gözyaşları intizar ile
Yıkadı bu şehrin karanlığını
Ne kadar güzelmiş akşam, ikindi
Gecesi bir rüya, sabahı bayram
Bu şehirde her şey bembeyaz şimdi
Bir buzullar denizi, gölgeler ülkesiydi
Hangi el dokundu dudaklarına
Hangi gözyaşları intizar ile
Yıkadı bu şehrin karanlığını
Ne kadar güzelmiş akşam, ikindi
Gecesi bir rüya, sabahı bayram
Bu şehirde her şey bembeyaz şimdi
Etiketler:
Ankara’ya Vardığımda Bembeyaz II,
Nurullah GENÇ
Ankara’ya Vardığımda Bembeyaz
Heyecan ki, bitimsiz bir fırtınaydı o gün
Sarsılıyordu zaman, ufuklar ve kardelen
Bir bekleyen var beni karanlığın kalbinde
Gidiyorum; yıldızlar mütebessim, ay derin
Efsaneler yurdunun has bahçesine sessiz
Gidiyorum; aynalar unutsun mevsimleri
Gökkuşağı olmalı gökyüzünde gözlerin
Sarsılıyordu zaman, ufuklar ve kardelen
Bir bekleyen var beni karanlığın kalbinde
Gidiyorum; yıldızlar mütebessim, ay derin
Efsaneler yurdunun has bahçesine sessiz
Gidiyorum; aynalar unutsun mevsimleri
Gökkuşağı olmalı gökyüzünde gözlerin
Etiketler:
Ankara’ya Vardığımda Bembeyaz,
Nurullah GENÇ
Ankara’dan Ayrılırken Kırmızı II
Susuzdum; çöl kalbimin
En ağrıyan yanındaydı o akşam
Çocukluğumda ırmakların
Terk edip gittiği her yerde bana
Bir korku kalıyordu
Bir titreyiş
Bir sızı
Yeniden büründüm yer kabuğuna
Dumanlı dağlara savurdu beni
Ankara’dan ayrılırken kırmızı
En ağrıyan yanındaydı o akşam
Çocukluğumda ırmakların
Terk edip gittiği her yerde bana
Bir korku kalıyordu
Bir titreyiş
Bir sızı
Yeniden büründüm yer kabuğuna
Dumanlı dağlara savurdu beni
Ankara’dan ayrılırken kırmızı
Etiketler:
Ankara’dan Ayrılırken Kırmızı II,
Nurullah GENÇ
Ankara Acıları
hüznümün dudağıdır gökte acan karanfil
talih, bir cellat gibi vurdu yüreğimizi
ateşler ülkesinde o ve ben, iki mahkum
kah bir sevda çölünde parlayan ay ışığı
kah ruya bahçesinin zehirli sarmaşığı
uzaklardan bir rüzgar esiyor efil efil
sessizlik, acze duşen bir hayal kadar sefil
talih, bir cellat gibi vurdu yüreğimizi
ateşler ülkesinde o ve ben, iki mahkum
kah bir sevda çölünde parlayan ay ışığı
kah ruya bahçesinin zehirli sarmaşığı
uzaklardan bir rüzgar esiyor efil efil
sessizlik, acze duşen bir hayal kadar sefil
Ankara'dan Ayrılırken Kırmızı
Ne kadar da güzelmiş akşamleyin ağlamak
Her gözyaşı damlası bir rüya çeşmesidir
Böylesine içten mi bakarmış insana gök
Bulutları karadır unutulmuş bir tenin
Toprak desen, rengârenk bir yalnızlık, bin umut
Hıçkırmak, en vefakâr çiçeğin yaprağında
Bulmakmış o efsunlu yıldızını gecenin
Her gözyaşı damlası bir rüya çeşmesidir
Böylesine içten mi bakarmış insana gök
Bulutları karadır unutulmuş bir tenin
Toprak desen, rengârenk bir yalnızlık, bin umut
Hıçkırmak, en vefakâr çiçeğin yaprağında
Bulmakmış o efsunlu yıldızını gecenin
Etiketler:
Ankara'dan Ayrılırken Kırmızı,
Nurullah GENÇ
Akşam
Akşam, sihirli tablo; gözlerim kamaşıyor
Düşünürken akşamsız aleme varanları
Akşam, periler gibi ufuklarda yaşıyor
Saçından süzülüyor yıldız çağlayanları
Düşünürken akşamsız aleme varanları
Akşam, periler gibi ufuklarda yaşıyor
Saçından süzülüyor yıldız çağlayanları
Etiketler:
Akşam Erken İner Mahpusaneye,
Nurullah GENÇ
Ah/ Sukut-ı hayal
ateşiyle pürmelal yandığım sen miydin ah
dallarına umutla konduğum sen miydin ah
bir kenarda bırakıp şehla defineleri
nice bin kez yolumdan döndüğüm sen miydin ah
göğsümün duvarına işledim hayalini
her saniye ismini andığım sen miydin ah
bu hazin kayboluşta, bu gönül sahrasında
bengisu diye içip kandığım sen miydin ah
nasıl da kuytulandı yüreğim köşelerde
dallarına umutla konduğum sen miydin ah
bir kenarda bırakıp şehla defineleri
nice bin kez yolumdan döndüğüm sen miydin ah
göğsümün duvarına işledim hayalini
her saniye ismini andığım sen miydin ah
bu hazin kayboluşta, bu gönül sahrasında
bengisu diye içip kandığım sen miydin ah
nasıl da kuytulandı yüreğim köşelerde
Afranur'a
ölümü paylaştıran bir rüyada gülerken
biliyorum, senin de gözlerin sulusepken
hercai resimlere meftûn olurken asır
bir garip uyku gibi sarsıyor kubbeyi sır
baygın kalabalıklar içinde tek başına
giriyorsun hüzünle bu meydan savaşına
kuşan artık sabırlı günlerin kılıcını
pervâsız şimşeklerin evine göm acını
mağara duvarında görünür ruhun yüzü
biliyorum, senin de gözlerin sulusepken
hercai resimlere meftûn olurken asır
bir garip uyku gibi sarsıyor kubbeyi sır
baygın kalabalıklar içinde tek başına
giriyorsun hüzünle bu meydan savaşına
kuşan artık sabırlı günlerin kılıcını
pervâsız şimşeklerin evine göm acını
mağara duvarında görünür ruhun yüzü
Adın Senin
Saçlarına can veren yıldızlar nerde gülüm
Hangi ferman dokundu bakışlarına senin
Belki sahrada değil, şimdi göklerde gülüm
Taşıyor bulutları gözlerinde, nazenin
Senin her kirpiğinde bir dervişin ahı var
Muhteris aynaların eskidiği yerdesin
Yüzünde en çaresiz devlerin günahı var
Zamanı sonsuzluğa bağlayan mahşerdesin
Hangi ferman dokundu bakışlarına senin
Belki sahrada değil, şimdi göklerde gülüm
Taşıyor bulutları gözlerinde, nazenin
Senin her kirpiğinde bir dervişin ahı var
Muhteris aynaların eskidiği yerdesin
Yüzünde en çaresiz devlerin günahı var
Zamanı sonsuzluğa bağlayan mahşerdesin
Uzaktan Uzaktan
Hasbahçesinde ömrün yakın olmaz bana gül
Bîzârım ümidime kurulan her tuzaktan
Tutuştu o lâcivert hayâle düşen kâkûl
Bakanlar baktı sana; ben uzaktan uzaktan
Yandı birden korkuyla gözlerine uçan kuş
Bulutlar aynalara seni sordu ıraktan
Deniz sanki isyankâr bir rüyada boğulmuş
Nehirlar aktı sana; ben uzaktan uzaktan
Bîzârım ümidime kurulan her tuzaktan
Tutuştu o lâcivert hayâle düşen kâkûl
Bakanlar baktı sana; ben uzaktan uzaktan
Yandı birden korkuyla gözlerine uçan kuş
Bulutlar aynalara seni sordu ıraktan
Deniz sanki isyankâr bir rüyada boğulmuş
Nehirlar aktı sana; ben uzaktan uzaktan
Dağlarda Mezralarda Yollarda Kırsallarda Damlarda Sokaklarda Ucundan Silahların
Tüm çocuklar gözyaşı
Akıp dururlar sana
.
Nuri Pakdil
Akıp dururlar sana
.
Nuri Pakdil
Babam Ziyaioğlu Hoca Emin Efendi
Yaşama cesaretimi artıran
Ağır acı oturuşunuz vardı
.
Nuri Pakdil
Ağır acı oturuşunuz vardı
.
Nuri Pakdil
Etiketler:
Babam Ziyaioğlu Hoca Emin Efendi,
Nuri PAKDİL
Âraf
I
Geliyor üstümüze bir yakup titremesi
değişimin belirtisi şapkanın ironisi
Kutlu öğleüstü ve akşam üstü
özellikle şimdi akşam üstü
Hiç eskimiyor ortadoğuda zaman
çünkü en verimli bir alçı
Dinç vakur sade genç elleri
belirledi açıkça kutsal kitapta bütün kelimeleri
Geliyor üstümüze bir yakup titremesi
değişimin belirtisi şapkanın ironisi
Kutlu öğleüstü ve akşam üstü
özellikle şimdi akşam üstü
Hiç eskimiyor ortadoğuda zaman
çünkü en verimli bir alçı
Dinç vakur sade genç elleri
belirledi açıkça kutsal kitapta bütün kelimeleri
Anneler ve Kudüsler
I
Güz suları bizim şehrin önünden akar
Kış savunması
Bizim şehir üs öbür şehirlere
Dakka şimdi bir doğu kamerası
Ölümü çeken
*
Geleceği parmakların bir bir gösterdi
Yeşil bir harmani dizlerinde
Çek denizi aradan
And anıtları koy
Eski çağ taşlarının üstüne
Yeni çağ silahları üstüne
*
Eylem öğlesi
Gül kurularını birbirine bağladık
Ekmeğimize bulaşan çağın hakkını
Kitabı açarak
Yonttuk
Güz suları bizim şehrin önünden akar
Kış savunması
Bizim şehir üs öbür şehirlere
Dakka şimdi bir doğu kamerası
Ölümü çeken
*
Geleceği parmakların bir bir gösterdi
Yeşil bir harmani dizlerinde
Çek denizi aradan
And anıtları koy
Eski çağ taşlarının üstüne
Yeni çağ silahları üstüne
*
Eylem öğlesi
Gül kurularını birbirine bağladık
Ekmeğimize bulaşan çağın hakkını
Kitabı açarak
Yonttuk
GİDELİM KÛYİNE
Varalım kû-yi dilârâya gönül hû diyerek
Kokalım güllerini gonce-i hoşbû diyerek
Şerbet lâl-i hayâli öldürdü medet
Gidelim kûyine yarin bir içim su diyerek.
Sultan II. Mahmud
Kokalım güllerini gonce-i hoşbû diyerek
Şerbet lâl-i hayâli öldürdü medet
Gidelim kûyine yarin bir içim su diyerek.
Sultan II. Mahmud
NAMURADIM
Namuradım taliim avaredir
Derdime ancak visalin çaredir
Zahm-ı hicranınla dil sadpâredir
Derdime ancak visalin çaredir
V. Murad
Derdime ancak visalin çaredir
Zahm-ı hicranınla dil sadpâredir
Derdime ancak visalin çaredir
V. Murad
Etiketler:
5.MURAT,
BEŞİNCİ MURAD,
NAMURADIM,
PADİŞAH ŞİİRLERİ,
ŞAİR PADİŞAHLAR,
ŞAİR SULTANLAR,
V.MURAD,
V.MURAT
Düştü gönül bir güzele
Düştü gönül bir güzele
Sabreylesem bir kez hele
Zevk ederdim şu alemde
Piyaleyi alsam ele
II. Mahmud
Sabreylesem bir kez hele
Zevk ederdim şu alemde
Piyaleyi alsam ele
II. Mahmud
CANAN GELİYOR
Ab-ü tâb ile bu şeb haneme canan geliyor
Halvet-i ülfete bir şem-i şebistan geliyor
Perçem-i ziver-i düş-ü nigeh-i afeti hûş
Dil-i sevdazedeye silsile cünbân geliyor.
III. Selim (İlhami)
Halvet-i ülfete bir şem-i şebistan geliyor
Perçem-i ziver-i düş-ü nigeh-i afeti hûş
Dil-i sevdazedeye silsile cünbân geliyor.
III. Selim (İlhami)
YERİ DEĞİL Mİ?
Gene efkâr basıp, bunalttı bu gün beni,
Battı beynime sistemin serseri dikenleri ,
Yıllarca zürriyetsizler işgal etti gündemi,
‘Yeter artık ulan, çüüş!’ desem yeri değil mi?
Devraldınız atanızdan dârağaçlı vatanı,
Güya, asacaktınız bu vatana kaş çatanı,
İşinize öyle geldi, yabanda aradınız, satanı;
Böyle hainlere ‘yuuh’ desem yeri değil mi?
Battı beynime sistemin serseri dikenleri ,
Yıllarca zürriyetsizler işgal etti gündemi,
‘Yeter artık ulan, çüüş!’ desem yeri değil mi?
Devraldınız atanızdan dârağaçlı vatanı,
Güya, asacaktınız bu vatana kaş çatanı,
İşinize öyle geldi, yabanda aradınız, satanı;
Böyle hainlere ‘yuuh’ desem yeri değil mi?
Etiketler:
Dt. Abdulkerim DİŞSÖKEN,
YERİ DEĞİL Mİ?
EY SÂKÎ
Saki getir yine dünki şarâbımı
Söylet, dile getir yine çeng-ü rebabımı
Ben var iken gerek bana bu zevk-u bu safâ
Bir gün gele ki görmiye kimse türâbımı
Sultan II. Murad
Söylet, dile getir yine çeng-ü rebabımı
Ben var iken gerek bana bu zevk-u bu safâ
Bir gün gele ki görmiye kimse türâbımı
Sultan II. Murad
Etiketler:
İKİNCİ MURAD,
PADİŞAH ŞİİRLERİ,
Sultan II. MURAT,
ŞAİR PADİŞAHLAR,
ŞAİR SULTANLAR
MİHNETHANE
Başka bir âlem gerektir gönlümü seyran için
Mihnet-i dünya çekilmez doğrusu bir can için
Mübtela-yi derd-i aşkı olduğum canan için
Terk-i can etsem de kurtulsam şu mihnethaneden
Sultan Abdülaziz
Mihnet-i dünya çekilmez doğrusu bir can için
Mübtela-yi derd-i aşkı olduğum canan için
Terk-i can etsem de kurtulsam şu mihnethaneden
Sultan Abdülaziz
Etiketler:
MİHNETHANE,
PADİŞAH ŞİİRLERİ,
Sultan ABDÜLAZİZ,
ŞAİR PADİŞAHLAR,
ŞAİR SULTANLAR
ELDEN GİDER
Sâkiyâ mey sun ki bir gün lâlezâr elden gider
Başlasa feryâde bülbül gülizâr elden gider
Bi bakaadır bence dünya umma ondan bir vefa
Bulsa bir devlette tâli' tâcidâr elden gider.
Fatih Sultan Mehmed
Başlasa feryâde bülbül gülizâr elden gider
Bi bakaadır bence dünya umma ondan bir vefa
Bulsa bir devlette tâli' tâcidâr elden gider.
Fatih Sultan Mehmed
HERŞEY HATALI
Yürüyüş hatalı duruş hatalı
Olmuyor olmuyor olmuyor işte
Koyma akıl ile idrak kanalı
Dolmuyor dolmuyor dolmuyor işte
ABDURRAHİM KARAKOÇ 5,08,2001 AKİT
Olmuyor olmuyor olmuyor işte
Koyma akıl ile idrak kanalı
Dolmuyor dolmuyor dolmuyor işte
ABDURRAHİM KARAKOÇ 5,08,2001 AKİT
Pencab mı Burası?
Pencab mı burası kandehar yoksa kunduz mu?
Rabbim bu savaşı kaybettirme çocuklara…
İsmail KILIÇARSLAN
Rabbim bu savaşı kaybettirme çocuklara…
İsmail KILIÇARSLAN
Etiketler:
İsmail KILIÇARSLAN,
Pencab mı burası?
ŞANLU AVCU
'Ey şanlu avcu, damını beyhude kurmadın.
Attın, fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın.
Tevfik Fikret
(Sultan Abdülhamid’e Yıldız Camii’nde bomba atan Ermeni komitacılarının başarılı olamayışı üzerine)
Attın, fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın.
Tevfik Fikret
(Sultan Abdülhamid’e Yıldız Camii’nde bomba atan Ermeni komitacılarının başarılı olamayışı üzerine)
Yalvarış
Ne arayan ne soranım kalmadı
Başım taştan başka yastık bulmadı
Kara toprak beğenmedi almadı
Ne talihsiz kulunmuşum ben meğer
Başım taştan başka yastık bulmadı
Kara toprak beğenmedi almadı
Ne talihsiz kulunmuşum ben meğer
Etiketler:
Alkım ÜNAL,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ,
Yalvarış
Terkettin
Terkettin gittin beni hiç sevmedin sen
Güldün geçtin
Yine aldattın yar
Hani sevmiştin kalpten gönülden
Gözlerden yaş akmaz yavaş
Çırpınan yüreğime basamazdım taş
Güldün geçtin
Yine aldattın yar
Hani sevmiştin kalpten gönülden
Gözlerden yaş akmaz yavaş
Çırpınan yüreğime basamazdım taş
Etiketler:
Alkım ÜNAL,
Terkettin,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Sitem
Belki bir gün ağlatırım seni
Gözyaşların benimkine karışsın diye
Belki bir gün yalvartırım seni
Hasretim dinsin diye
Ağla sevgili ağla
Benim için ağla
Biliyorsun çaresini
Sen de çektin çilesini
Gözyaşların benimkine karışsın diye
Belki bir gün yalvartırım seni
Hasretim dinsin diye
Ağla sevgili ağla
Benim için ağla
Biliyorsun çaresini
Sen de çektin çilesini
Etiketler:
Alkım ÜNAL,
KURŞUNA SİTEM,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Pişman Olmazsın
Verdim sana kalbimi
Uzattım ellerimi
Asla pişman olmazsın
Seversen sen de beni
Bana bakan yok sanma
Sakın ahımı alma
Elindeki kalbimi
Bir kenara fırlatma
Uzattım ellerimi
Asla pişman olmazsın
Seversen sen de beni
Bana bakan yok sanma
Sakın ahımı alma
Elindeki kalbimi
Bir kenara fırlatma
Etiketler:
Alkım ÜNAL,
Pişman Olmazsın,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Kolay Mı
Gerçekleri görmeden
Sebebini bilmeden
İzin vermem gitmene
Bu aşkın bitmesine
Kolay mı sanırsın
Beni hiç görmesen
Kolay mı sanırsın
Sesimi duymasan
Sebebini bilmeden
İzin vermem gitmene
Bu aşkın bitmesine
Kolay mı sanırsın
Beni hiç görmesen
Kolay mı sanırsın
Sesimi duymasan
Etiketler:
Alkım ÜNAL,
Kolay Mı,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Haram Mı?
Kaderin ağına attın beni sevdiğim
Bir ışık yak da anlatsın yüreğim
Kalbime bağrıma bastım seni sevdiğim
Bir ümit ver de anlatsın yüreğim
Yalnızdım sığmadım geceye
İncindim sormadım kim diye
Bir ışık yak da anlatsın yüreğim
Kalbime bağrıma bastım seni sevdiğim
Bir ümit ver de anlatsın yüreğim
Yalnızdım sığmadım geceye
İncindim sormadım kim diye
Etiketler:
Alkım ÜNAL,
Haram Mı?,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Denedim
Denedim denedim sensiz olmadı
Bekledim bekledim yolunu gözledim
Gözlerinde kaybolmak ölesiye
Kollarında erimek sonsuza dek
Dayanamadım bekleyemedim içim yanıyor
Sensiz günlerin o acıları beni kahrediyor
Bekledim bekledim yolunu gözledim
Gözlerinde kaybolmak ölesiye
Kollarında erimek sonsuza dek
Dayanamadım bekleyemedim içim yanıyor
Sensiz günlerin o acıları beni kahrediyor
Etiketler:
Alkım ÜNAL,
Denedim,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Çarem Sensin
Çarem sensin
Yasak koyma bana
Arzuma tutkuma
Çarem sensin
Çarem sensin
En uzun gecede
Yağmurun sesiyle
Efkar bastı yine
Yasak koyma bana
Arzuma tutkuma
Çarem sensin
Çarem sensin
En uzun gecede
Yağmurun sesiyle
Efkar bastı yine
Etiketler:
Alkım ÜNAL,
Çarem Sensin,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Bu Sabah
Hayat zor bu sabah yine
Sanki yüreğim yanıyor
Bir de bana sor
Alıp başımı gitsem diyorum
Eridi gitti boşlukta
Dolu dizgin sevgiler
Hayaller umutlar
Sırra kadem bastılar
Eskidendi sarhoşluk
Kanımdaki ateş
Dumanaltı olmuş
Sanki herşey keşmekeş
Sanki yüreğim yanıyor
Bir de bana sor
Alıp başımı gitsem diyorum
Eridi gitti boşlukta
Dolu dizgin sevgiler
Hayaller umutlar
Sırra kadem bastılar
Eskidendi sarhoşluk
Kanımdaki ateş
Dumanaltı olmuş
Sanki herşey keşmekeş
Etiketler:
Alkım ÜNAL,
Bu Sabah,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Aşktan Kaçamazsın
Gözlerin görmeden bakıp dalarsa
Zamanlı zamansız yaşlar akarsa
İçkinde rüyanda hayali varsa
Aşktan kaçamazsın hemen koş ona
Gözlerin görmeden bakıp dalarsa
Zamanlı zamansız yaşlar akarsa
Zamanlı zamansız yaşlar akarsa
İçkinde rüyanda hayali varsa
Aşktan kaçamazsın hemen koş ona
Gözlerin görmeden bakıp dalarsa
Zamanlı zamansız yaşlar akarsa
29 Nisan 2010 Perşembe
Kahramanlık Türküsü
Şanlı kitap önderimiz kılındı
İman sancak gönderimiz kılındı
İklim-i Rum,minderiniz kılındı
Ol mindere kavi diz verilmeli.
Barak Baba,Sarı Saltuk orada,
Hacı Bektaş Veli,Taptuk orada,
Bir mübarek vatan yaptık orada,
Ki,bir can dilerse bin verilmeli.
İman sancak gönderimiz kılındı
İklim-i Rum,minderiniz kılındı
Ol mindere kavi diz verilmeli.
Barak Baba,Sarı Saltuk orada,
Hacı Bektaş Veli,Taptuk orada,
Bir mübarek vatan yaptık orada,
Ki,bir can dilerse bin verilmeli.
Haydi Uyan
Er meydanlarından çekilir oldum
Çorak iklimlere ekilir oldum
Eğilmek bilmezdim bükülür oldum
Sürer mi bu gaflet daha kaç sene
Uyanıp kendine dönmeyi dene
Acımda ne varsa kurudan, yaştan
Al Dede Korkut'tan Hacı Bektaş'tan
Malazgirt, Tuna, doğ yeni baştan
Dilerim Allah'tan bu devran döne
Uyan durma uyan, uyumak nene
Çorak iklimlere ekilir oldum
Eğilmek bilmezdim bükülür oldum
Sürer mi bu gaflet daha kaç sene
Uyanıp kendine dönmeyi dene
Acımda ne varsa kurudan, yaştan
Al Dede Korkut'tan Hacı Bektaş'tan
Malazgirt, Tuna, doğ yeni baştan
Dilerim Allah'tan bu devran döne
Uyan durma uyan, uyumak nene
Gün Sazak
Kurudu gözde pınarlar
Canım içre canın gitti
Devrildi iri çınarlar
Nice gül fidanım gitti
Bölünmesin diye millet
Baki kalsın devlet
Dağlar gibi kemikle et
Seller gibi kanım gitti
Canım içre canın gitti
Devrildi iri çınarlar
Nice gül fidanım gitti
Bölünmesin diye millet
Baki kalsın devlet
Dağlar gibi kemikle et
Seller gibi kanım gitti
Etiketler:
Gün Sazak,
Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU
Fatih'le Çağdaş Bir Hesaplaşma
Her delikanlının senin yaşında,
Kavak yelleri eserken başında;
Ta.. bilmem nereden şu kadar yolu
Gelip, almak var mıydı İstanbul'u?
Bunca zahmet, bunca şehit, bunca kan...
Neden yaptın bunu Sultan Mehmed Han?
Kavak yelleri eserken başında;
Ta.. bilmem nereden şu kadar yolu
Gelip, almak var mıydı İstanbul'u?
Bunca zahmet, bunca şehit, bunca kan...
Neden yaptın bunu Sultan Mehmed Han?
Ey Uyan Türk Oğlu
Er meydanlarından çekilir oldun
Çorak iklimlere ekilir o! dun
Eğilmek bilmezdin bükülür oldun...
Sürer mi bu gaflet; daha kaç sene?
Uyan ey Türk uyan! Uyumak nene?
Boşaldın boşaldın.. dolabilmedin,
Gidişin o gidiş.. gelebilmedin...
Döktüğün kanları alabilmedin...
Şah damarlarına yapışan kene
Sömürür mü seni: daha kaç sene?
Çorak iklimlere ekilir o! dun
Eğilmek bilmezdin bükülür oldun...
Sürer mi bu gaflet; daha kaç sene?
Uyan ey Türk uyan! Uyumak nene?
Boşaldın boşaldın.. dolabilmedin,
Gidişin o gidiş.. gelebilmedin...
Döktüğün kanları alabilmedin...
Şah damarlarına yapışan kene
Sömürür mü seni: daha kaç sene?
Asım'ın Nesli
Sakarya'nın kan fışkıran toprağından yoğrulup
Unutulmuş pınarlardan doldurulan testiler...
Azgın kuzey yellerinin ateşinde kavruln
Bağırlardan,dudaklardan susuzluğu kestiler.
Her birinden bölük bölük yumaklanan bulutlat
Şol ebabil kuşlarınca kanatlanıp,estiler...
Haykırdılar...can bölünmez,et tırnaktan ayrılmaz!..
BOzkurt olup,çakalları inlerinde bastılar.
En kudurgan namlulardan boşaltılan ölüm
Döşleriyle göğüsleyip,başlarıyla süstüler.
İtildiler,kakıldılar,dövüldüler,öldüler...
Lakin düşen bayrakları buçlarına astılar.
Yaz yağmuru sağnaklardan kırk ikindi gürleyip
Şom ağızlı baykuşların seslerini kıstılar.
Ne dünyalık istediler,ne aferin umdular,
Ne kavgadan vazgeçtiler,ne gücenip küstüler.
Vatan,millet,din ve devlet,alsancaklar hakkına
Dar günlerin erkek aslan sesiydiler...sustular!
.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
Unutulmuş pınarlardan doldurulan testiler...
Azgın kuzey yellerinin ateşinde kavruln
Bağırlardan,dudaklardan susuzluğu kestiler.
Her birinden bölük bölük yumaklanan bulutlat
Şol ebabil kuşlarınca kanatlanıp,estiler...
Haykırdılar...can bölünmez,et tırnaktan ayrılmaz!..
BOzkurt olup,çakalları inlerinde bastılar.
En kudurgan namlulardan boşaltılan ölüm
Döşleriyle göğüsleyip,başlarıyla süstüler.
İtildiler,kakıldılar,dövüldüler,öldüler...
Lakin düşen bayrakları buçlarına astılar.
Yaz yağmuru sağnaklardan kırk ikindi gürleyip
Şom ağızlı baykuşların seslerini kıstılar.
Ne dünyalık istediler,ne aferin umdular,
Ne kavgadan vazgeçtiler,ne gücenip küstüler.
Vatan,millet,din ve devlet,alsancaklar hakkına
Dar günlerin erkek aslan sesiydiler...sustular!
.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
Etiketler:
Asım'ın Nesli,
Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU
Ardından
Burada baş sağlığı, orada gözler aydın;
Íki ayrı dünyada iki ayrı tören var.
TANRI katından gelen bir yüce buyruk üzre,
Aramızdan ansızın çadırını deren var.
Orada ecdat ruhu sadümanlık içinde
Burada tamu içre gönüllerde boran var.
Eksilmiş bir yanımız; çarpılmış gibiyiz hep
TANRI korusun sanki, Bozkurtluğa kıran var.
Yukardan gök mü bastı; altta yer mi çöktü ne?
Kimsede ağız dil yok; gözleriyle soran var.
Buradan uğurlarken onu binlerce Bozkurt
Orada karşılayan binlerce Alp-Erenler var.
O gün Tanrıdağı'nda tan ağardığı çağda,
Dediler Oğuz Han'ın otağına giren var.
Töredir; konan göçer, doğan gün batar elbet
Tanrı zeval vermesin; devlet, din ve KUR'AN var.
.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
Íki ayrı dünyada iki ayrı tören var.
TANRI katından gelen bir yüce buyruk üzre,
Aramızdan ansızın çadırını deren var.
Orada ecdat ruhu sadümanlık içinde
Burada tamu içre gönüllerde boran var.
Eksilmiş bir yanımız; çarpılmış gibiyiz hep
TANRI korusun sanki, Bozkurtluğa kıran var.
Yukardan gök mü bastı; altta yer mi çöktü ne?
Kimsede ağız dil yok; gözleriyle soran var.
Buradan uğurlarken onu binlerce Bozkurt
Orada karşılayan binlerce Alp-Erenler var.
O gün Tanrıdağı'nda tan ağardığı çağda,
Dediler Oğuz Han'ın otağına giren var.
Töredir; konan göçer, doğan gün batar elbet
Tanrı zeval vermesin; devlet, din ve KUR'AN var.
.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
Etiketler:
Ardından,
Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU
Ağın
Bunca güzel sevdik, fakat hiçbiri,
Ağın dedikleri yar gibi değil.
Çok meyva devşirdik bağdan bahçeden,
Onun bağrındaki NAR gibi değil.
Ey ak-ın, yeşilin, morun aşığı,
Ey gönül tahtının son yakışığı,
Yıldızın, güneşin, ayın ışığı,
Senin yüzündeki NUR gibi değil.
Ağın dedikleri yar gibi değil.
Çok meyva devşirdik bağdan bahçeden,
Onun bağrındaki NAR gibi değil.
Ey ak-ın, yeşilin, morun aşığı,
Ey gönül tahtının son yakışığı,
Yıldızın, güneşin, ayın ışığı,
Senin yüzündeki NUR gibi değil.
Hata Benim
Bilemedim gıymatını gadrini
Hata benim günah benim suç benim
Eliminen içtim derdin zehrini
Hata benim günah benim suç benim
Bir günden bir güne sormadım seni
Körümüş gözlerim görmedi seni
Boşa Mecnun eylemişim ben beni
Hata benim günah benim suç benim
Hata benim günah benim suç benim
Eliminen içtim derdin zehrini
Hata benim günah benim suç benim
Bir günden bir güne sormadım seni
Körümüş gözlerim görmedi seni
Boşa Mecnun eylemişim ben beni
Hata benim günah benim suç benim
Etiketler:
Hata Benim,
Neşet ERTAŞ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Hapisanelere Güneş Doğmuyor
Hapisanelere güneş doğmuyor
Geçiyo bu ömrüm de günüm dolmuyor
Eşim dostum hiç yanıma gelmiyor
Yok mu hapisane beni arayan
Bu zındanda ölem can gardiyan
Geçiyo bu ömrüm de günüm dolmuyor
Eşim dostum hiç yanıma gelmiyor
Yok mu hapisane beni arayan
Bu zındanda ölem can gardiyan
Etiketler:
Hapisanelere Güneş Doğmuyor,
Neşet ERTAŞ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Gel Sevelim
Gel sevelim sevileni seveni
Sevgisiz suratlar gülmüyor canım
Nice gördüm dizlerini döveni
Giden ömür geri gelmiyor canım
Özü gülmeyenin yüzü güler mi
Sevgisiz muhabbet Hakk'a değer mi
Seven insan kaşlarını eğer mi
Zorunan güzellik olmuyor canım
Sevgisiz suratlar gülmüyor canım
Nice gördüm dizlerini döveni
Giden ömür geri gelmiyor canım
Özü gülmeyenin yüzü güler mi
Sevgisiz muhabbet Hakk'a değer mi
Seven insan kaşlarını eğer mi
Zorunan güzellik olmuyor canım
Etiketler:
Gel Sevelim,
Neşet ERTAŞ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Evvelim Sensin
Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin
Etiketler:
Evvelim Sensin,
Neşet ERTAŞ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Doyulur mu?
Tatlı dile güler yüze
Doyulur mu doyulur mu
Aşkınan bakışan göze
Doyulur mu doyulur mu
Doyulur mu doyulur mu
Canana kıyılır mı
Cananına kıyanlar
Hakkın kulu sayılır mı
Doyulur mu doyulur mu
Aşkınan bakışan göze
Doyulur mu doyulur mu
Doyulur mu doyulur mu
Canana kıyılır mı
Cananına kıyanlar
Hakkın kulu sayılır mı
Etiketler:
Doyulur mu?,
Neşet ERTAŞ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Çiçekdağı
Çiçekdağı derler de, var mı sana zararım
Yâr yitirdim uğrun uğrun ararım
Üç güneydi benim kavli kararım
Beş gün oldu nazlı yârim gelmedi
Derdime bir derman ver Çiçekdağı
Yârim hey, yine mi ben yandım
Yâr yitirdim uğrun uğrun ararım
Üç güneydi benim kavli kararım
Beş gün oldu nazlı yârim gelmedi
Derdime bir derman ver Çiçekdağı
Yârim hey, yine mi ben yandım
Etiketler:
Çiçekdağı,
Neşet ERTAŞ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Aşkın Beni Deleyledi
Aşkın beni deleyledi
Yaktı yaktı kül eyledi
El alemi kul eyledi
Yar beni beni...
Mecnunum sahra içinde
Yunusum derya içinde
Eyübüm yara içinde
Sar beni beni...
Yaktı yaktı kül eyledi
El alemi kul eyledi
Yar beni beni...
Mecnunum sahra içinde
Yunusum derya içinde
Eyübüm yara içinde
Sar beni beni...
Etiketler:
Aşkın Beni Deleyledi,
Neşet ERTAŞ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Anam Ağlar
Anam ağlar başucumda oturur
Derdim elli iken yüze yetirir
Bu dert beni yiye yiye bitirir
El çek tabip el çek benim yaramdan
Ölürüm kurtulmam ben bu yaradan
Derdim elli iken yüze yetirir
Bu dert beni yiye yiye bitirir
El çek tabip el çek benim yaramdan
Ölürüm kurtulmam ben bu yaradan
Etiketler:
Anam Ağlar,
Neşet ERTAŞ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Amanın Leyla
Sevda gitmiyor serde de (amanın leyla...)
Düşürdün beni derde de (söyle yarim söyle)
Zülüflerin dökülmüş de (amanın leyla...)
Al yanağına perde de (eyle yarim eyle)
Kaşların kara kara da (amanın leyla)
Gözlerin derde çare de (eyle yarim eyle)
Senin için yanarım da (amanın leyla...)
Kerem misali derde de (böyle yarim böyle)
Düşürdün beni derde de (söyle yarim söyle)
Zülüflerin dökülmüş de (amanın leyla...)
Al yanağına perde de (eyle yarim eyle)
Kaşların kara kara da (amanın leyla)
Gözlerin derde çare de (eyle yarim eyle)
Senin için yanarım da (amanın leyla...)
Kerem misali derde de (böyle yarim böyle)
Etiketler:
Amanın Leyla,
Neşet ERTAŞ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Ahu Gözlerini Sevdiğim
Ahu gözlerini sevdiğim dilber
Sana bir sözüm var diyemiyorum
Sırrımı ellere veremiyorum
Derdimi ellere diyemiyorum
Helal olsun al yanaktan aldığım
El uzatıp gonca gülün derdiğim
İnce belini tatlı dilini sevdiğim
Kırılsın kollarım duramıyorum
Sana bir sözüm var diyemiyorum
Sırrımı ellere veremiyorum
Derdimi ellere diyemiyorum
Helal olsun al yanaktan aldığım
El uzatıp gonca gülün derdiğim
İnce belini tatlı dilini sevdiğim
Kırılsın kollarım duramıyorum
Etiketler:
Ahu Gözlerini Sevdiğim,
Neşet ERTAŞ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Yıkıla Yıkıla
Yıkıla yıkıla yaşayan benim
Geceler boyunca kahrolan benim
Ahedip inleyen yıpranan benim
Kötüysem düşkünsem kime ne bundan
Geceler boyunca kahrolan benim
Ahedip inleyen yıpranan benim
Kötüysem düşkünsem kime ne bundan
Etiketler:
Ali YILMAZ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ,
Yıkıla Yıkıla
Yeminler Olsun
Gözümü sende açtım
Başka gül koklamadım
Yalnız seni sevdim ben
Yalnız sana aşığım
El sözüne inanma
Başka biri olamaz
Yalan dolan hep bunlar
Senin yerin dolamaz
Başka gül koklamadım
Yalnız seni sevdim ben
Yalnız sana aşığım
El sözüne inanma
Başka biri olamaz
Yalan dolan hep bunlar
Senin yerin dolamaz
Etiketler:
Ali YILMAZ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ,
Yeminler Olsun
Yangınım
Sevgilim yokluğuna can dayanmaz
Olamaz sensiz dünya dayanılmaz
Hayalinle avunamam
Yokluğuna dayanamam
İnan yerin doldurulmaz
Ben sensiz yaşayamam
Olamaz sensiz dünya dayanılmaz
Hayalinle avunamam
Yokluğuna dayanamam
İnan yerin doldurulmaz
Ben sensiz yaşayamam
Etiketler:
Ali YILMAZ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ,
Yangınım
Yabancımıyız
Efkarlıyım bugün dünden çok
Hüzün fasıllarında seviyorum hala
Yalanım yok inan dünden de fazla
Sende bu akşam dalacaksın
Dolu dizgin hatıralara
Biliyorum sende yanacaksın
Hüzün fasıllarında seviyorum hala
Yalanım yok inan dünden de fazla
Sende bu akşam dalacaksın
Dolu dizgin hatıralara
Biliyorum sende yanacaksın
Etiketler:
Ali YILMAZ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ,
Yabancımıyız
Sevemem
Hep gel diyor bakışların
Gelemem, gelemem ah gelemem
Çare değil göz yaşların
Silemem silemem ah silemem
Sen aşkıma mahkum oldun
Artık seni bekleyemem
Gelemem, gelemem ah gelemem
Çare değil göz yaşların
Silemem silemem ah silemem
Sen aşkıma mahkum oldun
Artık seni bekleyemem
Etiketler:
Ali YILMAZ,
Sevemem,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Sana Ben Gelemem
Eski günlerden eser kalmamış
Güneş bir daha öyle doğmamış
Uğrunda öldüğüm aşkın yalanmış
Susmayın gözyaşlarım birşeyler
Söyleyin
Güneş bir daha öyle doğmamış
Uğrunda öldüğüm aşkın yalanmış
Susmayın gözyaşlarım birşeyler
Söyleyin
Etiketler:
Ali YILMAZ,
Sana Ben Gelemem,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Nasihat
Gel gel hadi durma vakit geçmedin
Gönlüm başkasını seçip sevmeden
Pişmanlık kapımda bir vazgeçersem
Ararsın hep beni nereye gitsem
Baksana bana hayırsız
Yere bakma yürek yakma insafsız
Gönlüm başkasını seçip sevmeden
Pişmanlık kapımda bir vazgeçersem
Ararsın hep beni nereye gitsem
Baksana bana hayırsız
Yere bakma yürek yakma insafsız
Etiketler:
Ali YILMAZ,
Nasihat,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Hep O Sevgi
Boğar beni karalıklar
Yatarımda uyuyamam
Dört yanımı sarar mazi
Uğraşıpta unutamam
Yatarımda uyuyamam
Dört yanımı sarar mazi
Uğraşıpta unutamam
Etiketler:
Ali YILMAZ,
Hep O Sevgi,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Bitse Şu Hasret
Ne zaman yağmur yağsa
Burkulur biran içim hüzün gönlüm
Sen gelirsin aklıma
Sen gelirsin aklıma
Yanarım ağlarım
Burkulur biran içim hüzün gönlüm
Sen gelirsin aklıma
Sen gelirsin aklıma
Yanarım ağlarım
Etiketler:
Ali YILMAZ,
Bitse Şu Hasret,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Gelsen Bir Akşam
Seni beklemekle geçti yıllarım
Korkuyorum birgün bitecek sabrım
Hasretinle için için yanarım
Ne olur habersiz gelsen bir akşam
Korkuyorum birgün bitecek sabrım
Hasretinle için için yanarım
Ne olur habersiz gelsen bir akşam
Etiketler:
Ali YILMAZ,
Gelsen Bir Akşam,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Bana Bir Haller Oldu
Görür görmez kalbim sana vuruldu
Sanki canım canın ile bir oldu
Sevdan ile kantlanmış yüreğim
Bilmiyorum bana bir haller oldu
Sanki canım canın ile bir oldu
Sevdan ile kantlanmış yüreğim
Bilmiyorum bana bir haller oldu
Etiketler:
Ali YILMAZ,
Bana Bir Haller Oldu,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
31 Mayıs 1962
Yoruldun ağırlığımı taşımaktan
ellerimden yoruldun
gözlerimden gölgemden
sözlerim yangınlardı
kuyulardı sözlerim
bir gün gelecek ansızın gelecek bir gün
ayak izlerimin ağırlığını duyacaksın içinde
uzaklaşan ayak izlerimin
ve hepsinden dayanılmazı bu ağırlık olacak.
.
Nazım Hikmet Ran
ellerimden yoruldun
gözlerimden gölgemden
sözlerim yangınlardı
kuyulardı sözlerim
bir gün gelecek ansızın gelecek bir gün
ayak izlerimin ağırlığını duyacaksın içinde
uzaklaşan ayak izlerimin
ve hepsinden dayanılmazı bu ağırlık olacak.
.
Nazım Hikmet Ran
27 Ekim 1945
Bir elmanın yarısı biz
yarısı bu koskoca dünya.
Bir elmanın yarısı biz
yarısı insanlarımız.
Bir elmenın yarısı sen
yarısı ben
ikimiz......
.
Nazım Hikmet Ran
yarısı bu koskoca dünya.
Bir elmanın yarısı biz
yarısı insanlarımız.
Bir elmenın yarısı sen
yarısı ben
ikimiz......
.
Nazım Hikmet Ran
25 Eylül 1945
Meydan yerinde kampana vurdu.
Neredeyse koğuşların kapıları kapanır.
Bu sefer hapislik uzun sürdü biraz:
8 yıl...
Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim.
Yaşamak:
seni sevmek gibi ciddi bir iştir.
(1946)
.
Nazım Hikmet Ran
Neredeyse koğuşların kapıları kapanır.
Bu sefer hapislik uzun sürdü biraz:
8 yıl...
Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim.
Yaşamak:
seni sevmek gibi ciddi bir iştir.
(1946)
.
Nazım Hikmet Ran
23 Sentlik Asker
23 Sentlik asker
Mister Dalles,
sizden saklamak olmaz,
hayat pahalı biraz bizim memlekette.
Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz,
koyun eti,
Ankara'da 23 sente,
Mister Dalles,
sizden saklamak olmaz,
hayat pahalı biraz bizim memlekette.
Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz,
koyun eti,
Ankara'da 23 sente,
23 Eylül 1945
O şimdi ne yapıyor
şu anda, şimdi,şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı,
ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
--- hey gülüm,
beyaz, kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu bu hareketi!...
şu anda, şimdi,şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı,
ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
--- hey gülüm,
beyaz, kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu bu hareketi!...
1945 Yılı Aralık Ayının Dördü
İlk göz göze geldiğimiz günkü elbiseni çıkar sandıktan,
giyin,kuşan,
benze bahar ağaçlarına...
Hapisten
mektubun içinde yolladığım karanfili tak saçlarına,
kaldır,öpülesi çizgilerle kırışık, beyaz alnını,
böyle bir günde yılgın ve kederli değil,
ne münasebet,
böyle bir günde bir isyan bayrağı gibi güzel olmalı Nazım Hikmet'in kadını!...
giyin,kuşan,
benze bahar ağaçlarına...
Hapisten
mektubun içinde yolladığım karanfili tak saçlarına,
kaldır,öpülesi çizgilerle kırışık, beyaz alnını,
böyle bir günde yılgın ve kederli değil,
ne münasebet,
böyle bir günde bir isyan bayrağı gibi güzel olmalı Nazım Hikmet'in kadını!...
Etiketler:
1945 Yılı Aralık Ayının Dördü,
Nazım Hikmet RAN
19 yaşım
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
Sana anam gibi hürmet ediyorum
edeceğim
Senin ilk arşınladığın yoldan gidiyorum
gideceğim
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
*
Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
Oturuyor 19 yaşım
yatağımın başucunda
ellerimin avucunda
bana diyor ki;
-- kafamızda getirelim geri
o delikanlı günleri cancazım,
o dehşetli güzel günleri...
19 yaşım
Sana anam gibi hürmet ediyorum
edeceğim
Senin ilk arşınladığın yoldan gidiyorum
gideceğim
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
*
Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
Oturuyor 19 yaşım
yatağımın başucunda
ellerimin avucunda
bana diyor ki;
-- kafamızda getirelim geri
o delikanlı günleri cancazım,
o dehşetli güzel günleri...
1 Mayıs da
Yaşım yirmi
Lenin sağ
Kızıl Meydan'da
Yüzellibin insan
Otuzbeşyıl geçti aradan
Yaşım yine yirmi
Lenin yine sağ
Kızılmeydanlar'da
Bir milyon insan
.
Nazım Hikmet Ran
Lenin sağ
Kızıl Meydan'da
Yüzellibin insan
Otuzbeşyıl geçti aradan
Yaşım yine yirmi
Lenin yine sağ
Kızılmeydanlar'da
Bir milyon insan
.
Nazım Hikmet Ran
1 Ekim 1945
Dağın üstünde:
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de.
Birazdan açar
kırmızı kırmızı:
gecesefaları birazdan açar kırmızı kırmızı.
Taşır havamızda sessiz, cesur kanatlar
vatandan ayrılığa benzeyen ayrılığımızı..
.
Nazım Hikmet Ran
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de.
Birazdan açar
kırmızı kırmızı:
gecesefaları birazdan açar kırmızı kırmızı.
Taşır havamızda sessiz, cesur kanatlar
vatandan ayrılığa benzeyen ayrılığımızı..
.
Nazım Hikmet Ran
Kuvâyi Milliye-beşinci Bap
920'NİN 16 MARTI
ve
MANASTIRLI HAMDİ EFENDİ
ve
REŞADİYELİ VELİ OĞLU MEMET'İN HİKÂYESİ
«Bu hamiyetli ve cesur, Manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı, İstanbul felâketinden kim bilir haber almak için ne kadar intizarlar içinde kalacaktık. İstanbul'da bulunan nâzır, mebus, kumandan, teşkilâtımız mensupları içinden bir zat çıkıp vaktiyle bize haber vermeği düşünmemiş olduğu anlaşılıyor. Demek ki cümlesini heyecan ve helecan kaplamıştı. Bir ucu Ankara'da bulunan telin İstanbul'da bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkın bir hale gelmiş olduklarına bilmem ki hükmetmek caiz olur mu? »
(Nutuk, s. 295, Devlet Basımevi, İstanbul 1938)
920'nin 16 Martı.
Öğleden evvel
saat onda
makina başında şöyle bir telgraf aldı Ankara'daki:
«Der-aliye 16/3/1920.
İngilizler bastı bu sabah
Şehzadebaşı'ndaki Muzika karakolunu.
Müsademe edildi.
İşgal altına alıyorlar İstanbul'u şimdi.
Berâyi malûmat arzolunur.
Manastırlı Hamdi.»
ve
MANASTIRLI HAMDİ EFENDİ
ve
REŞADİYELİ VELİ OĞLU MEMET'İN HİKÂYESİ
«Bu hamiyetli ve cesur, Manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı, İstanbul felâketinden kim bilir haber almak için ne kadar intizarlar içinde kalacaktık. İstanbul'da bulunan nâzır, mebus, kumandan, teşkilâtımız mensupları içinden bir zat çıkıp vaktiyle bize haber vermeği düşünmemiş olduğu anlaşılıyor. Demek ki cümlesini heyecan ve helecan kaplamıştı. Bir ucu Ankara'da bulunan telin İstanbul'da bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkın bir hale gelmiş olduklarına bilmem ki hükmetmek caiz olur mu? »
(Nutuk, s. 295, Devlet Basımevi, İstanbul 1938)
920'nin 16 Martı.
Öğleden evvel
saat onda
makina başında şöyle bir telgraf aldı Ankara'daki:
«Der-aliye 16/3/1920.
İngilizler bastı bu sabah
Şehzadebaşı'ndaki Muzika karakolunu.
Müsademe edildi.
İşgal altına alıyorlar İstanbul'u şimdi.
Berâyi malûmat arzolunur.
Manastırlı Hamdi.»
Etiketler:
Kuvâyi Milliye-beşinci Bap,
Nazım Hikmet RAN
Güneşimi Vurdular
dalgalar sırılsıklam, dökülmüş elleri kolları
yorgun argın, güneşi kıyıya sürüklüyorlar
kıran kırana vuruşuyor hüzün mavisi ışıkları
ıskalayan tüm kurşunlar onda karar kıldılar
çoktan gelmiş olmalıydı göğün ak kanatlıları
beni alıp götürmedi, neden bu sabah sular
sahi,
unutmuşum,
güneşimi vurdular
denize düşerken gördüm aldırmıyordu insanlar
bulutların arasından yuvarlandı koya
önce burna çarptı çığlık çığlığa kayalıklar
sonra can havliyle devrildi suya
ah…bayram etti cümle balıklar
ama bir gariplik var, hiç ağlamazdı kuşlar
sahi,
unutmuşum,
güneşimi vurdular
yorgun argın, güneşi kıyıya sürüklüyorlar
kıran kırana vuruşuyor hüzün mavisi ışıkları
ıskalayan tüm kurşunlar onda karar kıldılar
çoktan gelmiş olmalıydı göğün ak kanatlıları
beni alıp götürmedi, neden bu sabah sular
sahi,
unutmuşum,
güneşimi vurdular
denize düşerken gördüm aldırmıyordu insanlar
bulutların arasından yuvarlandı koya
önce burna çarptı çığlık çığlığa kayalıklar
sonra can havliyle devrildi suya
ah…bayram etti cümle balıklar
ama bir gariplik var, hiç ağlamazdı kuşlar
sahi,
unutmuşum,
güneşimi vurdular
Ey İnsan
İçimde büyüttügüm tüm çiçekleri
Sana adıyorum
Itırları, yaseminleri, menekşeleri
Lale bana kalsın
Kapına çiçeklerin karalıs sunmaktan
Utanıyorum
Sana adıyorum
Itırları, yaseminleri, menekşeleri
Lale bana kalsın
Kapına çiçeklerin karalıs sunmaktan
Utanıyorum
Çile ve Umut
kader yükünün göçünde
derviş sabrıdır içimde
çok gece erir saçımda
sıksam bahtım renkli akar
çağır gelsin bengisuyu
yıkasın hû ile hûyu
açın gökteki kuyuyu
dua yüklü eller çıkar
derviş sabrıdır içimde
çok gece erir saçımda
sıksam bahtım renkli akar
çağır gelsin bengisuyu
yıkasın hû ile hûyu
açın gökteki kuyuyu
dua yüklü eller çıkar
Can Gazeli
Ramazanoğlu Mahmut Sami'ye
Canım öksüz bıraktı göğümden aktı canım
Ölümsüzlük tacını başına taktı canım
Şimdi sevdanın tahtı neylesin böyle bomboş
Aşkın zorlu yolunda son bir duraktı canım
Seni böyle apansız 'gayrı gel'e koşturan
Bir ömür kavrulduğun sonsuz firaktı canım
Canım öksüz bıraktı göğümden aktı canım
Ölümsüzlük tacını başına taktı canım
Şimdi sevdanın tahtı neylesin böyle bomboş
Aşkın zorlu yolunda son bir duraktı canım
Seni böyle apansız 'gayrı gel'e koşturan
Bir ömür kavrulduğun sonsuz firaktı canım
Etiketler:
Can Gazeli,
gazeller,
Mustafa İSLÂMOĞLU
Bir Kırık Ezgi
sevinmem sevince benzemiyor
ne de üzülmem üzüntüye
gözde geçirilmiş sözler söylüyorum
ömrüme ilişkin
belki birazcık avutur beni diye
ağlamayasın için susuyorum
benden almayasın kara haberi
ağlama ki sakinleşirsin diye korkuyorum
fırtına habercisi gözlerinde
yarasalar uçuşuyor yine
ne de üzülmem üzüntüye
gözde geçirilmiş sözler söylüyorum
ömrüme ilişkin
belki birazcık avutur beni diye
ağlamayasın için susuyorum
benden almayasın kara haberi
ağlama ki sakinleşirsin diye korkuyorum
fırtına habercisi gözlerinde
yarasalar uçuşuyor yine
Bir Kını Toprağa Verdik Kılıç Şimdi Daha Keskin
sure sure işlemişler göğsünü tavusumun
adresime çıkartılmış baharagöz değmişler
gün vurdukça hatırana, daralıyor nefesim
öylesine bin acıya tahammül etse de
bu cevre tahammül etmez göğüs kafesim
aşk iğnesi, yürek oltası
sakalının tellerine değmiş olmak için rüzgar
bugün daha bir telaşlı
adresime çıkartılmış baharagöz değmişler
gün vurdukça hatırana, daralıyor nefesim
öylesine bin acıya tahammül etse de
bu cevre tahammül etmez göğüs kafesim
aşk iğnesi, yürek oltası
sakalının tellerine değmiş olmak için rüzgar
bugün daha bir telaşlı
Binbir Gece Acıları
söylerken ağlayan şair
doğururken ölen ana
ikisi de bir
aşk ve acı haberim olmadan
en ücra yanıma sığınabilir
I.
güneş ellerini çekti yakamdan
sızısı kasıklarıma vuran arz
kendini bana çalıyor
yaralı bir atın toynakları gibi
kirpiklerim
beni ele verecek diye korkuyorum
doğururken ölen ana
ikisi de bir
aşk ve acı haberim olmadan
en ücra yanıma sığınabilir
I.
güneş ellerini çekti yakamdan
sızısı kasıklarıma vuran arz
kendini bana çalıyor
yaralı bir atın toynakları gibi
kirpiklerim
beni ele verecek diye korkuyorum
Etiketler:
Binbir Gece Acıları,
Mustafa İSLÂMOĞLU
Bende Kalsın
al da git eğreti gülüşlerimi
isyanı kutsayan yüz bende kalsın
maviye boyama zor düşlerimi
gemimi yakacak köz bende kalsın
mermere saplanan bir deli su’ca
nefreti sevdama etmişim boca
karanlığa dönük bir çift namluca
tetikte bekleyen göz bende kalsın
isyanı kutsayan yüz bende kalsın
maviye boyama zor düşlerimi
gemimi yakacak köz bende kalsın
mermere saplanan bir deli su’ca
nefreti sevdama etmişim boca
karanlığa dönük bir çift namluca
tetikte bekleyen göz bende kalsın
Ağıt ve Raks
-Nadir Özkul’a-
ben oyumu felakete veriyorum şeyda
sana dönük yanımda çengiler mat oluyor
saadet-zedelerin morga çevirdiği bir dünyada
bana alevden kostümlerle dans etmek düşüyor
ve şeyda ben oyumu felakete veriyorum
yolum uzadıkça kabaran direncimi
her düştüğüm yeri öperek bileyliyorum
kolay gele demek de nerden çıktı şeydam
gürbüz doğumlarda bir nice ananın harcandığını
imbatla gelenin kabayelle gittiğini biliyorum
ben oyumu felakete veriyorum şeyda
sana dönük yanımda çengiler mat oluyor
saadet-zedelerin morga çevirdiği bir dünyada
bana alevden kostümlerle dans etmek düşüyor
ve şeyda ben oyumu felakete veriyorum
yolum uzadıkça kabaran direncimi
her düştüğüm yeri öperek bileyliyorum
kolay gele demek de nerden çıktı şeydam
gürbüz doğumlarda bir nice ananın harcandığını
imbatla gelenin kabayelle gittiğini biliyorum
Hiç Kimse Beni Beklemiyor
beni gören
alelacele dolaşan ayaklarımla sokaklarda
bir yerlerde birileri bekliyor
bir yerlere gidiyorum sanır
halbuki hiçbir yerde
hiçkimse beni beklemiyor
alelacele dolaşan ayaklarımla sokaklarda
bir yerlerde birileri bekliyor
bir yerlere gidiyorum sanır
halbuki hiçbir yerde
hiçkimse beni beklemiyor
Etiketler:
Hiç Kimse Beni Beklemiyor,
Murat KAPKINER
Anne Ben Artık İyiyim
anne ban artık iyiyim
perhizim kaldırıldı
yüzlerim artık yamulmuyor
yüzümde bir şiirin tebessümü
yüzlerim düzgün
artık kabus görmüyorum
takıldığım ufkuna
sürekli bayram hilalleri göndermiyorum
yorgun gözlerim
mektuplar göndermiyorum
senden bana hergün
bütün telefonlarda sesin
perhizim kaldırıldı
yüzlerim artık yamulmuyor
yüzümde bir şiirin tebessümü
yüzlerim düzgün
artık kabus görmüyorum
takıldığım ufkuna
sürekli bayram hilalleri göndermiyorum
yorgun gözlerim
mektuplar göndermiyorum
senden bana hergün
bütün telefonlarda sesin
Etiketler:
Anne Ben Artık iyiyim,
Murat KAPKINER
28 Nisan 2010 Çarşamba
SABIR, SAVAŞ, ZAFER
Dünyanın kalbini dinle, geliyor adım adım,
Dallar meyvaya dursun, toprak tohuma
İnsan barışa dursun, selama dursun zaman,
Sabır, savaş, zafer, adım: Müslüman
Erdem BEYAZIT
Dallar meyvaya dursun, toprak tohuma
İnsan barışa dursun, selama dursun zaman,
Sabır, savaş, zafer, adım: Müslüman
Erdem BEYAZIT
YALVARIŞ
Ya Rab, bu hasrete can dayanmıyor;
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.
Her adımda bir engel var, salmıyor,
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.
Mümkün mü bu yolda maksuda ermek?
Mümkün mü sılada dost yüzü görmek?
Aşiğa ar gelir geriye dönmek;
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.
Çekilmez bir şelek vurdun arkama;
Şaşırdım yollarda kaldım, akşama.
Umudum her zaman bakidir amma,
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.
ABDURRAHİM KARAKOÇ
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.
Her adımda bir engel var, salmıyor,
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.
Mümkün mü bu yolda maksuda ermek?
Mümkün mü sılada dost yüzü görmek?
Aşiğa ar gelir geriye dönmek;
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.
Çekilmez bir şelek vurdun arkama;
Şaşırdım yollarda kaldım, akşama.
Umudum her zaman bakidir amma,
Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.
ABDURRAHİM KARAKOÇ
AÇILIR BAHTIMIZ...
Açılır bahtımız bir gün hemen battıkça batmaz ya
Sebepler halk eder Halik, kerem babın kapatmaz ya.
Benim Hakka münacatım değildir rızk için hâşâ
Huda Rezzak-ı âlemdir rızıksız kul yaratmaz ya.
Erzurumlu İbrahim Hakkı
Sebepler halk eder Halik, kerem babın kapatmaz ya.
Benim Hakka münacatım değildir rızk için hâşâ
Huda Rezzak-ı âlemdir rızıksız kul yaratmaz ya.
Erzurumlu İbrahim Hakkı
"Dün bir dostum dedi ki: 'Tadı kaçtı bu işin
Sonu karakol mudur bilmem ki bu gidişin?
Neler çekmiş beyazlar, o kara zencilerden
Biz nasıl kurtuluruz bilmem bu dincilerden...'
'Vardır' dedim, 'çaresi, âcizane bendeniz”
İlk önce bulmalıyız şöyle uygun bir deniz
Akdeniz büyük gelir, Karadeniz dalgalı
Bence Marmara uygun, üstelik yerli malı.
Sonu karakol mudur bilmem ki bu gidişin?
Neler çekmiş beyazlar, o kara zencilerden
Biz nasıl kurtuluruz bilmem bu dincilerden...'
'Vardır' dedim, 'çaresi, âcizane bendeniz”
İlk önce bulmalıyız şöyle uygun bir deniz
Akdeniz büyük gelir, Karadeniz dalgalı
Bence Marmara uygun, üstelik yerli malı.
Etiketler:
BİZ NASIL KURTULURUZ?,
Cengiz NUMANOĞLU
Güle Yazdım Adını
Güle yazdım adını,
Bülbül duysa kıskanır,
Yar aşkından divanenim,
Kim görse Mecnun sanır.
Yar beni güllere yaz,
Yaz beni gönlüne yaz,
Al ömrümü al canım,
Al senin ömrüne yaz.
Bülbül duysa kıskanır,
Yar aşkından divanenim,
Kim görse Mecnun sanır.
Yar beni güllere yaz,
Yaz beni gönlüne yaz,
Al ömrümü al canım,
Al senin ömrüne yaz.
Etiketler:
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
İbrahim SADRİ,
Özhan EREN
Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse!
Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse,
Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı,
Merak ediyorum neler yapacağınızı...
Biliyorum ama
Böylesine şerefli bir konuğa açacağınızı en güzel odanızı,
Ona sunacağınız yemeklerin en iyisi olacağını,
Ve inandırmaya çalışacağınızı,
Onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı;
Gerçekten evinizde ona hizmet etmekten alacağınız hazzı.
Fakat söyleyin bana,
Efendimizi evinize doğru gelirken gördüğünüzde,
Onu kapıda mı karşılayacaksınız?
Yoksa onu içeri almadan önce, aceleyle,
Bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp
Yerine Kur'anı mı koyacaksınız?
Peki hâlâ Amerikan filmlerini seyredecek misiniz televizyonda?
Yoksa kapatmaya mı koşacaksınız aceleyle,
O size kızmadan önce?
Kim bilir?
Belki de ağzınızdan hiç çıkmamış olmasını mi dilerdiniz,
Hatırlayamadığınız en son çirkin kelimeyi...
Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız?
Ve bunun yerine ortalığa,
Kitaplığınızın raflarında tozlanmış,
Hadis kitapları mı çıkaracaksınız?
Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz?
Yoksa telaşla ne yapayım diyerek,
Sağa sola mı koşturacaksınız?
Merak ediyorum:
Eğer Peygamber Efendimiz,
Bir kaç günlüğüne sizinle birlikte yaşasa,
Yapmaya devam edecek misiniz,
Her zaman yaptığınız şeyleri?
Ailenizdeki sohbetler eski halini koruyacak mı?
Her yemekten sonra sofra duası etmeyi,
Yine zor mu bulacaksınız?
Hiç yüzünüzü asmadan,
Oflayıp puflamadan,
Her vakit namazınızı kılacak mısınız?
Ya sabah namazı için,
Sıcacık yatağınızdan,
Erkenden fırlayacak mısınız?
Peki ya yine mırıldanacak mısınız,
Her zaman söylediğiniz şarkıları?
Ve okuyacak mısınız,
Her zaman okuduğunuz kitapları?
Peki bilmesine izin verecek misiniz,
Aklınızın ve ruhunuzun beslendiği şeyleri?
Yoksa hiç bilmemesini mi isterdiniz?
Şöyle diyelim ya da:
Gideceğiniz her yere götürebilecek misiniz Peygamberi de?
Yoksa birkaç günlüğüne değişecek mi planlarınız?
Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla?
Yoksa hiç karşılaşmamalarını mı umardınız,
Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle?
Şimdi söyleyin açık yüreklilikle,
Onun kalmasını ister misiniz sizinle?
Sonsuza dek, hep birlikte...
Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız,
Ziyareti bitip gittiğinde?
Gerçekten bilmek ilgi çekici olabilir değil mi?
Bilmek ve düşünmek,
Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse
Yapacağımız şeyleri...
Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse,
Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı,
Merak ediyorum neler yapacağınızı ...”
İBRAHİM SADRİ
Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı,
Merak ediyorum neler yapacağınızı...
Biliyorum ama
Böylesine şerefli bir konuğa açacağınızı en güzel odanızı,
Ona sunacağınız yemeklerin en iyisi olacağını,
Ve inandırmaya çalışacağınızı,
Onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı;
Gerçekten evinizde ona hizmet etmekten alacağınız hazzı.
Fakat söyleyin bana,
Efendimizi evinize doğru gelirken gördüğünüzde,
Onu kapıda mı karşılayacaksınız?
Yoksa onu içeri almadan önce, aceleyle,
Bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp
Yerine Kur'anı mı koyacaksınız?
Peki hâlâ Amerikan filmlerini seyredecek misiniz televizyonda?
Yoksa kapatmaya mı koşacaksınız aceleyle,
O size kızmadan önce?
Kim bilir?
Belki de ağzınızdan hiç çıkmamış olmasını mi dilerdiniz,
Hatırlayamadığınız en son çirkin kelimeyi...
Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız?
Ve bunun yerine ortalığa,
Kitaplığınızın raflarında tozlanmış,
Hadis kitapları mı çıkaracaksınız?
Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz?
Yoksa telaşla ne yapayım diyerek,
Sağa sola mı koşturacaksınız?
Merak ediyorum:
Eğer Peygamber Efendimiz,
Bir kaç günlüğüne sizinle birlikte yaşasa,
Yapmaya devam edecek misiniz,
Her zaman yaptığınız şeyleri?
Ailenizdeki sohbetler eski halini koruyacak mı?
Her yemekten sonra sofra duası etmeyi,
Yine zor mu bulacaksınız?
Hiç yüzünüzü asmadan,
Oflayıp puflamadan,
Her vakit namazınızı kılacak mısınız?
Ya sabah namazı için,
Sıcacık yatağınızdan,
Erkenden fırlayacak mısınız?
Peki ya yine mırıldanacak mısınız,
Her zaman söylediğiniz şarkıları?
Ve okuyacak mısınız,
Her zaman okuduğunuz kitapları?
Peki bilmesine izin verecek misiniz,
Aklınızın ve ruhunuzun beslendiği şeyleri?
Yoksa hiç bilmemesini mi isterdiniz?
Şöyle diyelim ya da:
Gideceğiniz her yere götürebilecek misiniz Peygamberi de?
Yoksa birkaç günlüğüne değişecek mi planlarınız?
Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla?
Yoksa hiç karşılaşmamalarını mı umardınız,
Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle?
Şimdi söyleyin açık yüreklilikle,
Onun kalmasını ister misiniz sizinle?
Sonsuza dek, hep birlikte...
Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız,
Ziyareti bitip gittiğinde?
Gerçekten bilmek ilgi çekici olabilir değil mi?
Bilmek ve düşünmek,
Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse
Yapacağımız şeyleri...
Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse,
Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı,
Merak ediyorum neler yapacağınızı ...”
İBRAHİM SADRİ
Bütün Kızlar Güzel
Yine deli deli çarpıyor gönlüm
Belamı buldum kendi kendime
Döne döne ateş bir çember gibi
Seni sardım yine aç yüreğime
Belamı buldum kendi kendime
Döne döne ateş bir çember gibi
Seni sardım yine aç yüreğime
Etiketler:
Ali GÜVEN,
Bütün Kızlar Güzel,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Bunu Unutma (bir Güle Sordum)
Ne yaptıysam sevdiğimden yaptım
Seni delice çılgın kıskandım
Günahsız gözlerinde başka aşktan suç aradım
Pişmanım gel affet beni çok üzdüm bilerek
Aşk bir gün bir yerde yeniden başlarmış sevenlerde
Hadi atık beni bekletme
Seni yine bir güle sordum
Bir de şu yettiğin canıma
Gel gurur yapma
Henüz hiçbir şey bitmedi
Birgün sana kavuşurum bunu unutma
ALİ GÜVEN
Seni delice çılgın kıskandım
Günahsız gözlerinde başka aşktan suç aradım
Pişmanım gel affet beni çok üzdüm bilerek
Aşk bir gün bir yerde yeniden başlarmış sevenlerde
Hadi atık beni bekletme
Seni yine bir güle sordum
Bir de şu yettiğin canıma
Gel gurur yapma
Henüz hiçbir şey bitmedi
Birgün sana kavuşurum bunu unutma
ALİ GÜVEN
Etiketler:
Ali GÜVEN,
bir Güle Sordum,
Bunu Unutma,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Bu Gece
Sorma
Herşeyi zorladım aramıyor
Gönlüm onun gibi bulamıyor
takılıp kalmış o yasaklara
İleri uçlara varamıyor ama
Herşeyi zorladım aramıyor
Gönlüm onun gibi bulamıyor
takılıp kalmış o yasaklara
İleri uçlara varamıyor ama
Etiketler:
Ali GÜVEN,
Bu Gece,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Boynumun Borcu
Zaman geçmezdi inan
Sana kavuşmanın umudu olmasaydı
Can dayanmazdı inan
Eğer hasret dolu mektuplar olmasaydı
Sana kavuşmanın umudu olmasaydı
Can dayanmazdı inan
Eğer hasret dolu mektuplar olmasaydı
Etiketler:
Ali GÜVEN,
Boynumun Borcu,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Belki De Bendim
Şarkılar sustu sustu tüm şehir sanki
Kara bir keder sardı yolları
Benle ağlayan martılar bile gitti
Beni dinleyen kimse kalmadı
Sen uyurken ben o uzun saatlerde
Konuşup durdum kendi kendimle
Uzayıp giden öldüren bu sürgünden
sana gelmedim dur dedin diye
Kara bir keder sardı yolları
Benle ağlayan martılar bile gitti
Beni dinleyen kimse kalmadı
Sen uyurken ben o uzun saatlerde
Konuşup durdum kendi kendimle
Uzayıp giden öldüren bu sürgünden
sana gelmedim dur dedin diye
Etiketler:
Ali GÜVEN,
Belki De Bendim,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Bekliyorum
Gönlüne direnme
Direnme kurtul artık bu yanlızlıktan
Kimseden utanma
Utanma gözlerinde gizlenmiş yaşlardan
Olur olur sevebilmek çok zor değil
Dinle içindeki sesi kalbini biraz dinle
Bekliyorum
Başka çarem yok, Kırılmıyorum
Artık anladım ne kadarda zorsun aşkım
Bu benim şansım
Gönlüne direnme
Direnme kurtul artık bu yanlızlıktan
Kimseden utanma
Utanma gözlerinde gizlenmiş yaşlardan
Olur olur sevebilmek çok zor değil
Dinle içindeki sesi kalbini biraz dinle
Bekliyorum
Başka çarem yok, Kırılmıyorum
Artık anladım ne kadarda zorsun aşkım
Bu benim şansım
Gönlüne direnme
Etiketler:
Ali GÜVEN,
Bekliyorum,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Anahtarı Bende Olsa
Keramet ilk bakışta
Dertsiz başım yine yasta
Kalmışım Kalamış'ta
Sen yazda ben karakışta
Yollara düşen benim
Kimse arayıp sormuyor
Kendime küsen benim
Ya sabır bu aşk çekilmiyor
Zorla olmuyor dert çekilmiyor
Sen biraz yaklaş be güzelim
Sensiz olmuyor
Dertsiz başım yine yasta
Kalmışım Kalamış'ta
Sen yazda ben karakışta
Yollara düşen benim
Kimse arayıp sormuyor
Kendime küsen benim
Ya sabır bu aşk çekilmiyor
Zorla olmuyor dert çekilmiyor
Sen biraz yaklaş be güzelim
Sensiz olmuyor
Etiketler:
Ali GÜVEN,
Anahtarı Bende Olsa,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Anadolu Mix
Büyük cevizin dibi
Nanay güzelim nanay
Ne gezersin el gibi
Nanay güzelim nanay
Sallan da gel yanıma
Nanay güzelim nanay
Ne gezersin el gibi
Nanay güzelim nanay
Deriko saçın örmezler Deriko saçın örmezler
Seni bana vermezler seni bana vermezler
Deriko saçlar kara
Nanay güzelim nanay
Ne gezersin el gibi
Nanay güzelim nanay
Sallan da gel yanıma
Nanay güzelim nanay
Ne gezersin el gibi
Nanay güzelim nanay
Deriko saçın örmezler Deriko saçın örmezler
Seni bana vermezler seni bana vermezler
Deriko saçlar kara
Etiketler:
Ali GÜVEN,
Anadolu Mix,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Ağla Yüreğim
Zor alıştın zor ayakta kaldım
Kimsesiz geçen günlerde
Kolay değil elbet unutulmak
Gerçeği söylemek kendine
Ağla yüreğim ağla
O dönmez nasıl olsa
Araya girdi yıllar
Ne arar sorar
Kim bilir nerde
Ne yapar kimlerle
Arada bir mazi
Aklına gelmezmi
Kimsesiz geçen günlerde
Kolay değil elbet unutulmak
Gerçeği söylemek kendine
Ağla yüreğim ağla
O dönmez nasıl olsa
Araya girdi yıllar
Ne arar sorar
Kim bilir nerde
Ne yapar kimlerle
Arada bir mazi
Aklına gelmezmi
Etiketler:
Ağla Yüreğim,
Ali GÜVEN,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Af Eyle
Bilmeden üzdümse kırdımsa seni
Suçumu bağışla af eyle beni
Uzat artık ellerime elini
Suçumu bağışla af eyle beni
Söz: Mehmet Erbulan
Müzik: Erol Sayan
Düzenleme: Volga Tamöz
ALİ GÜVEN
Suçumu bağışla af eyle beni
Uzat artık ellerime elini
Suçumu bağışla af eyle beni
Söz: Mehmet Erbulan
Müzik: Erol Sayan
Düzenleme: Volga Tamöz
ALİ GÜVEN
Etiketler:
AF EYLE,
Ali GÜVEN,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Nane
Nane nane nane nan na na nane,
Nane nane nane nan na na nane,
Nane şekeri, bu ne bahane,
Şahaneyim ben bundan sana ne...
Nane nane nane nan na na nane,
Nane şekeri, bu ne bahane,
Şahaneyim ben bundan sana ne...
Etiketler:
Ajdar ARIK,
NANE,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
İki Yabancı
Gece karanlık eller birleşmiş
Gece karanlık kalpler sözleşmiş
İki yabancı tanışmışlar böyle
Yıldızlar şahit olmuş bu aşka
Mehtap demiş ki gece aşk başka
Yabancılara yapmış bir de şaka
Gece karanlık kalpler sözleşmiş
İki yabancı tanışmışlar böyle
Yıldızlar şahit olmuş bu aşka
Mehtap demiş ki gece aşk başka
Yabancılara yapmış bir de şaka
Etiketler:
Ajda PEKKAN,
İki Yabancı,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Haykıracak Nefesim Kalmasa Bile
Her sabah uyandığında beni farzet yanında
Böylece kolaylaşır herşey birden bakarsın gelirim anididen
Fırsat verme gözyaşlarına söz geçmez anılara
Bugünü yaşamak dururken hala dargınsın yarınlara
Böylece kolaylaşır herşey birden bakarsın gelirim anididen
Fırsat verme gözyaşlarına söz geçmez anılara
Bugünü yaşamak dururken hala dargınsın yarınlara
Hancı
Gurbetten gelmişim yorgunum hancı
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
Aman karanlığı görmesin gözüm
Perdeleri ger yavaş yavaş
Garibim herşey bana yabancı
Dertliyim çekinme doldur hancı
Önce kımıldar hafif bir sancı
Ayrılık sonradan der yavaş yavaş
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
Aman karanlığı görmesin gözüm
Perdeleri ger yavaş yavaş
Garibim herşey bana yabancı
Dertliyim çekinme doldur hancı
Önce kımıldar hafif bir sancı
Ayrılık sonradan der yavaş yavaş
Etiketler:
Ajda PEKKAN,
Hancı,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Gözünaydın
Gözünaydın olan oldu sonunda
Sonunda görenler şaşırdı senin kolunda
Gözünaydın olan oldu sonunda
Sonunda kaderim değişti senin yolunda
Sonunda görenler şaşırdı senin kolunda
Gözünaydın olan oldu sonunda
Sonunda kaderim değişti senin yolunda
Etiketler:
Ajda PEKKAN,
Gözünaydın,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Düşünme Hiç
Düşünme hiç neden diye yorulma
O yıllar ki yaşanmayacak seninle bir kez daha
Gittikçe kaybolan bir aşk hatırlanan
Bizden de güzeldi zaman
O yıllar ki yaşanmayacak seninle bir kez daha
Gittikçe kaybolan bir aşk hatırlanan
Bizden de güzeldi zaman
Etiketler:
Ajda PEKKAN,
Düşünme Hiç,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Dile Kolay
Ağlıyorsun derdin mi var
Aşık mısın benim kadar
Çaresini kimler arar
Bu aşk neler neler yapar
Delisin mecnun misali
Ecel bu dinlemez mani
Yalandır herşey bu sahi
Yaratan bilir bu hali
Aşık mısın benim kadar
Çaresini kimler arar
Bu aşk neler neler yapar
Delisin mecnun misali
Ecel bu dinlemez mani
Yalandır herşey bu sahi
Yaratan bilir bu hali
Etiketler:
Ajda PEKKAN,
Dile Kolay,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Dert Ortağım
Aşk kadehiyle içtiğim sensin
Sevgili diye seçtiğim sensin
Bütün dünyayı gezdim dolaştım
Anladım ki tek sevgilim sensin
Dert ortağım benim biricik sevgilim
Söyle senden başka kimim var benim
Sevgili diye seçtiğim sensin
Bütün dünyayı gezdim dolaştım
Anladım ki tek sevgilim sensin
Dert ortağım benim biricik sevgilim
Söyle senden başka kimim var benim
Etiketler:
Ajda PEKKAN,
Dert Ortağım,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Bu Ne Biçim Hayat
Her kalbin bir aşk hikayesi vardır
Benim hikayemse çok acıklı
Bir tek sevdiğim elimden gitti
Dinleyin bu hayat ne acı
Bu ne biçim hayat dünyada yok rahat
Yeni bir aşk bul eskisini sen at
Ölsen de ölmesen sevsen de sevmesen
Olacak bir gün hepsi kabahat
Benim hikayemse çok acıklı
Bir tek sevdiğim elimden gitti
Dinleyin bu hayat ne acı
Bu ne biçim hayat dünyada yok rahat
Yeni bir aşk bul eskisini sen at
Ölsen de ölmesen sevsen de sevmesen
Olacak bir gün hepsi kabahat
Etiketler:
Ajda PEKKAN,
Bu Ne Biçim Hayat,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Bir Günah Gibi
Bir sayfa kopuyor zamandan
Ayrılırken sen yanımdan
Bu aşkın daha en başından
Korkuyordum ben sonundan
Bir günah gibi gizledim seni
Kimse görmedi seninle beni
Ağlar içim güldü gözlerim
Bir günah gibi gizledim
Ayrılırken sen yanımdan
Bu aşkın daha en başından
Korkuyordum ben sonundan
Bir günah gibi gizledim seni
Kimse görmedi seninle beni
Ağlar içim güldü gözlerim
Bir günah gibi gizledim
Etiketler:
Ajda PEKKAN,
Bir Günah Gibi,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Aşka İnanma
Aşka inanma aşka inanma
Yanılır yanar gönül yanar aldanma
Her yudumunda ayrı tat var ya
Zehir olur bazen dünya bazen cennet ya
Yanılır yanar gönül yanar aldanma
Her yudumunda ayrı tat var ya
Zehir olur bazen dünya bazen cennet ya
Etiketler:
Ajda PEKKAN,
Aşka İnanma,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Al Öfkemi
Her sürgün'ün gözlerine
Bu sebepten ah geceye
Kanatlanmış güvercine
Kırılacağım, kırılacağım
Yeter ki bil sen
Yorgun alnımda şafaklar
Bir düş kursun arkadaşlar
Bırak iz sürsün şarkılar
Yeter ki bul sen
Bu sebepten ah geceye
Kanatlanmış güvercine
Kırılacağım, kırılacağım
Yeter ki bil sen
Yorgun alnımda şafaklar
Bir düş kursun arkadaşlar
Bırak iz sürsün şarkılar
Yeter ki bul sen
Etiketler:
Ahmet KAYA,
Al Öfkemi,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Ah Ulan Rıza
Neden hâlâ gelmedi?
Yoksa saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birisine sorar.
Cebimde bir lira desen yok
Madara olduk meyhaneye
Ahh eşşek kafam benim
Nasıl da güvendim bu hergeleye
Gelse balığa çıkacaktık
Ne çekersek kızartıp
Yoksa saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birisine sorar.
Cebimde bir lira desen yok
Madara olduk meyhaneye
Ahh eşşek kafam benim
Nasıl da güvendim bu hergeleye
Gelse balığa çıkacaktık
Ne çekersek kızartıp
Etiketler:
Ah Ulan Rıza,
Ahmet KAYA,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Ah
Yüzünün yarısı göz kadife yansımalı
bulutlu siyah ah bulutları eflatun
o boy aynasından çıktı fransızın malı
vişne asidi vardı tadında rujunun
ah sinema yıldızı filan olmalı
ağızlığı kristal son derece uzun
bir kibrit çakıldı mı ah yağmurluklu kız
alevinden anlamlı dumanlar üfürüyor
ah çocuk yüzünde gül goncası ağız
saçlarından incecik su tozu dökülüyor
sığınak gibi derin ağaçlar gibi yalnız
bulutlu siyah ah bulutları eflatun
o boy aynasından çıktı fransızın malı
vişne asidi vardı tadında rujunun
ah sinema yıldızı filan olmalı
ağızlığı kristal son derece uzun
bir kibrit çakıldı mı ah yağmurluklu kız
alevinden anlamlı dumanlar üfürüyor
ah çocuk yüzünde gül goncası ağız
saçlarından incecik su tozu dökülüyor
sığınak gibi derin ağaçlar gibi yalnız
Etiketler:
AH,
Ahmet KAYA,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Ağlama Bebek
Ağlama bebek, ağlama sende
Umut sende herşey sende.
Yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye
Bu kırgınlık bu dargınlık sıkıntın niye.
Çok uzakta öyle bir yer var
O yerlerde mutluluklar
Bölüşülmeye hazır
Bir hayat var.
Umut sende herşey sende.
Yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye
Bu kırgınlık bu dargınlık sıkıntın niye.
Çok uzakta öyle bir yer var
O yerlerde mutluluklar
Bölüşülmeye hazır
Bir hayat var.
Etiketler:
AĞLAMA BEBEK,
Ahmet KAYA,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Ağladıkça
Dağlarda öfkeli başım Serhat’ta hep akşam oluyor
Nasipsiz kıştan mı, yamurdan mı yoksa aşktan mı
Ağladıkça,
Ağladıkça dağlarımız yeşerecek
Görecek, göreceksin
Ağladıkça,
Ağladıkça
Geceği tutacağız göreceksin
İlk yazda bitti telaşım
Alnımda hep kavga duruyor
Vakitsiz kırstan mı
Nasipsiz kıştan mı, yamurdan mı yoksa aşktan mı
Ağladıkça,
Ağladıkça dağlarımız yeşerecek
Görecek, göreceksin
Ağladıkça,
Ağladıkça
Geceği tutacağız göreceksin
İlk yazda bitti telaşım
Alnımda hep kavga duruyor
Vakitsiz kırstan mı
Etiketler:
AĞLADIKÇA,
Ahmet KAYA,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Adı Yılmaz
Dalyan gibi bir çocuktu
Benim gözümde küçüktü
Küstüde dağlara cıktı
İner mi inmez mi bilmem
Şimdi dağların tozudur
Belki isyanın sazıdır
Halen kalbimde sızıdır
Diner mi dinmez mi bilmem
Adı Yılmaz kendi Yılmaz
Benim gözümde küçüktü
Küstüde dağlara cıktı
İner mi inmez mi bilmem
Şimdi dağların tozudur
Belki isyanın sazıdır
Halen kalbimde sızıdır
Diner mi dinmez mi bilmem
Adı Yılmaz kendi Yılmaz
Etiketler:
ADI YILMAZ,
Ahmet KAYA,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Adı Bahtiyar (Gökyüzü)
Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde, çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevdanın hüznü
Aslan gibi göğsü, türküler içinde.
Rastlardım avluda hep volta atarken
Cigara içerken yahut coplanırken
Kimseyle konuşmaz dal gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeği sularken.
Diyarbakırlıymış adı Bahtiyar
Ah eller üstünde, çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevdanın hüznü
Aslan gibi göğsü, türküler içinde.
Rastlardım avluda hep volta atarken
Cigara içerken yahut coplanırken
Kimseyle konuşmaz dal gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeği sularken.
Diyarbakırlıymış adı Bahtiyar
Etiketler:
ADI BAHTİYAR,
Ahmet KAYA,
GÖKYÜZÜ,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Ada Sahilleri
Ada sahillerinde bekliyorum
Her zaman yollarını gözlüyorum
Seni senden güzelim istiyorum
Beni şad et şadiye başın için
Her zaman sen yalancı ben kani
Her zaman orta yerde bir mani
Her zaman sen uzakta ben müştak
Her tellakide bir hayalin berrak
Her zaman yollarını gözlüyorum
Seni senden güzelim istiyorum
Beni şad et şadiye başın için
Her zaman sen yalancı ben kani
Her zaman orta yerde bir mani
Her zaman sen uzakta ben müştak
Her tellakide bir hayalin berrak
Etiketler:
ADA SAHİLLERİ,
Ahmet KAYA,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Acılara Tutunmak
Kavuşmak özgürlükse özgürdük ikimizde
Elleri çığlık çığlık yan yana iki dunya
İkimiz iki daldan iki hırçın su gibi akıp gelmiştik
Buluşmuştuk bir kavşakta
Unutmustuk ayrılığı yok saymıştık özlemeyi
Şarkımıza dalmıştık
Mutluluk mavi çocuk oynardı bahçemizde
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
Elleri çığlık çığlık yan yana iki dunya
İkimiz iki daldan iki hırçın su gibi akıp gelmiştik
Buluşmuştuk bir kavşakta
Unutmustuk ayrılığı yok saymıştık özlemeyi
Şarkımıza dalmıştık
Mutluluk mavi çocuk oynardı bahçemizde
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
Etiketler:
Acılara Tutunmak,
Ahmet KAYA,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Acı Ninni
Uyusun ha iyi büyüsün
Camlar buğulanmasın
Sen uyu uyusun
Bulutlar uyanmasın
Işıklar uyanmasın
Camlar buğulanmasın.
Sen uyu, uyanmasın
İstanbul uyusun
Karagümrük uyusun
Camlar buğulanmasın
Sen uyu uyusun
Bulutlar uyanmasın
Işıklar uyanmasın
Camlar buğulanmasın.
Sen uyu, uyanmasın
İstanbul uyusun
Karagümrük uyusun
Etiketler:
ACI NİNNİ,
Ahmet KAYA,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Sabuha
Sabuha
Beni terketme dedim
Bırakıp gitme dedim
Sabuha çok bekledim
Haber bile vermedin
Vicdansız
Allahsız
Kitapsız sabuha sa sa sa sabuha
Beni terketme dedim
Bırakıp gitme dedim
Sabuha çok bekledim
Haber bile vermedin
Vicdansız
Allahsız
Kitapsız sabuha sa sa sa sabuha
Etiketler:
6. Cadde,
Allahsız sabuha,
sabuha,
vicdansız sabuha
Git
Adam Olmaz Dedin Senden
Adam Nedir dedim İçimden
Fark Etmezdi Deli Sevdim
Güvenseydin Yada Salı Verseydin
Git Gideceksen Bekleme
Farklı Değilsin Sende
Gideceksen Bekleme
Adam Nedir dedim İçimden
Fark Etmezdi Deli Sevdim
Güvenseydin Yada Salı Verseydin
Git Gideceksen Bekleme
Farklı Değilsin Sende
Gideceksen Bekleme
Adam Olmaz
Adam Olmaz Dedin Senden
Adam Nedir dedim İçimden
Fark Etmezdi Deli Sevdim
Güvenseydin Yada Salı Verseydin
Git Gideceksen Bekleme
Farklı Değilsin Sende
Gideceksen Bekleme
Adam Nedir dedim İçimden
Fark Etmezdi Deli Sevdim
Güvenseydin Yada Salı Verseydin
Git Gideceksen Bekleme
Farklı Değilsin Sende
Gideceksen Bekleme
Neden Saçların Beyazlamış Arkadaş
Neden saçlarin beyazlamis arkadas
Sana da benim gibi çektirenmi var
Görüyorum ki hergün meyhanedesin
Yasamaya küstürüp içtiren mi var
Sana da benim gibi çektirenmi var
Görüyorum ki hergün meyhanedesin
Yasamaya küstürüp içtiren mi var
Etiketler:
Adnan ŞENSES,
Neden Saçların Beyazlamış Arkadaş
5. GÖNLÜN SELİYİZ
Sırrında çoğaldık, bir bakarsın veliyiz,
Aşklarda yıkılmışsak bakarsın deliyiz,
Rabbim, bizi koydun öyle bir berzaha ki;
Dağ başlarının rüzgârı, gönlün seliyiz! ..
Muhsin İlyas SUBAŞI
Aşklarda yıkılmışsak bakarsın deliyiz,
Rabbim, bizi koydun öyle bir berzaha ki;
Dağ başlarının rüzgârı, gönlün seliyiz! ..
Muhsin İlyas SUBAŞI
Etiketler:
5. GÖNLÜN SELİYİZ,
Aşkistan,
Muhsin İlyas SUBAŞI
4. SENDEKİ DERDİN DİLİYİM
Sırdır, hayatın kendini Haktan buluşu,
Göz varsa görürsün, o devâsâ oluşu.
Ey Kutlu Mâşuk, sendeki aşkın diliyim;
Gönder bana vuslat denilen kurtuluşu! ..
Muhsin İlyas SUBAŞI
Göz varsa görürsün, o devâsâ oluşu.
Ey Kutlu Mâşuk, sendeki aşkın diliyim;
Gönder bana vuslat denilen kurtuluşu! ..
Muhsin İlyas SUBAŞI
Etiketler:
4. SENDEKİ DERDİN DİLİYİM,
Aşkistan,
Muhsin İlyas SUBAŞI
3. BİR SIR GİBİ SÖYLER
Her şey Onu yansıtmada artık bilirim,
Halktan çıkarım, Hakka riyâsız yürürüm,
Bir sır gibi söyler açılan bunca kapı;
Aşkıyla da yanmak ne ki, ‘öl’ der, ölürüm! ...
Muhsin İlyas SUBAŞI
Halktan çıkarım, Hakka riyâsız yürürüm,
Bir sır gibi söyler açılan bunca kapı;
Aşkıyla da yanmak ne ki, ‘öl’ der, ölürüm! ...
Muhsin İlyas SUBAŞI
Etiketler:
3. BİR SIR GİBİ SÖYLER,
Aşkistan,
Muhsin İlyas SUBAŞI
2. KALBİM AŞKINLA YANAR
Bir kor alevin var ki, yanar ey Rabbim,
Kalbim seni aşkınla anar ey Rabbim;
Kendimde bölündüm sayısız parçaya;
Şahit buna, bağ, bahçe, pınar ey Rabbim! ...
Muhsin İlyas SUBAŞI
Kalbim seni aşkınla anar ey Rabbim;
Kendimde bölündüm sayısız parçaya;
Şahit buna, bağ, bahçe, pınar ey Rabbim! ...
Muhsin İlyas SUBAŞI
Etiketler:
2. KALBİM AŞKINLA YANAR,
Aşkistan,
Muhsin İlyas SUBAŞI
1. BÜYÜK ARMAĞAN
Rabbim, Sana hamdolsun, ne verdinse bana,
Geldimse, Senin lütfunla geldim cihana,
Sevmek ve sevilmek en büyük armağanın;
Paylaşmaya güç ver servetinden alana...
Muhsin İlyas SUBAŞI
Geldimse, Senin lütfunla geldim cihana,
Sevmek ve sevilmek en büyük armağanın;
Paylaşmaya güç ver servetinden alana...
Muhsin İlyas SUBAŞI
Benim Şiirim
Oturup düşünsün benim şiirim,
Ne ağlasın, ne de bağırıversin.
Gurbet, Hikmet, Hasret pınarlarından,
Geçip son visâle sevgiyle ersin.
İnsanın çok yönlü duygularında,
Buluversin o da bir küçük liman.
Geleceği dünün göğüslerinden,
Şiirimle emip büyüsün zaman.
Ne ağlasın, ne de bağırıversin.
Gurbet, Hikmet, Hasret pınarlarından,
Geçip son visâle sevgiyle ersin.
İnsanın çok yönlü duygularında,
Buluversin o da bir küçük liman.
Geleceği dünün göğüslerinden,
Şiirimle emip büyüsün zaman.
Bayrak Aşkla Büyür
Bayrak ki, tesellimdir şehitler yasına,
Rengiyle çoğaldım ülkemin sofrasına,
Bayrak, sevenin gök burcudur, aşkla büyür;
Bayrakla kavuştuk ülkü coğrafyasına! ..
.
Muhsin İlyas Subaşı
Rengiyle çoğaldım ülkemin sofrasına,
Bayrak, sevenin gök burcudur, aşkla büyür;
Bayrakla kavuştuk ülkü coğrafyasına! ..
.
Muhsin İlyas Subaşı
Etiketler:
Bayrak Aşkla Büyür,
Muhsin İlyas SUBAŞI
Aynanın Anlattıkları
Anlarsın hayatın korkunç yükünü,
Hüznün aynalara yansıdığı gün.
Yarınsız olmanın som gerçeğiyle,
Başlar saçlarında bir beyaz sürgün.
Bastona yüklenen bir ömrün kahrı,
Uzanacak eli umutla bekler.
Gözlerin takılır gençlik resmine,
Her bakış, vehmine bir şeyler ekler.
Hüznün aynalara yansıdığı gün.
Yarınsız olmanın som gerçeğiyle,
Başlar saçlarında bir beyaz sürgün.
Bastona yüklenen bir ömrün kahrı,
Uzanacak eli umutla bekler.
Gözlerin takılır gençlik resmine,
Her bakış, vehmine bir şeyler ekler.
Etiketler:
Aynanın Anlattıkları,
Muhsin İlyas SUBAŞI
Aşkistan'a Gül Seferi
Zamanın yelesine yükle günün hüznünü,
Bırak alsın götürsün gönülden uzaklara.
Sen sevdâya emanet eyle bütün gününü,
Acısını bal etsin gelecek her bahara.
Kapımı her gün çalsın gurbetin mektupları,
Ben sabırda bulmuşum beklediğim o yârı…
Gün her sabah gönlüme yeni bir kapı açar,
Yığılır üzerime geçmişin çilesiyle.
Her sabah yüreğimden sevdâma bir kuş uçar,
Yeni bir buluşmanın tutuşan hevesiyle.
Bilir misin sevdâlım bekleme çilesini?
Deprem gibi sarsan o kapının ‘tık’ sesini?
Bırak alsın götürsün gönülden uzaklara.
Sen sevdâya emanet eyle bütün gününü,
Acısını bal etsin gelecek her bahara.
Kapımı her gün çalsın gurbetin mektupları,
Ben sabırda bulmuşum beklediğim o yârı…
Gün her sabah gönlüme yeni bir kapı açar,
Yığılır üzerime geçmişin çilesiyle.
Her sabah yüreğimden sevdâma bir kuş uçar,
Yeni bir buluşmanın tutuşan hevesiyle.
Bilir misin sevdâlım bekleme çilesini?
Deprem gibi sarsan o kapının ‘tık’ sesini?
Etiketler:
Aşkistan'a Gül Seferi,
Muhsin İlyas SUBAŞI
Aşkı Gözyaşı Besler
Vurmazsa yüreğine aşkın yalın alevi,
Biter coşkun maceran yılların başa döner
Zaman değirmeninde öğütür günlerini
Ömrün dirilten çarkı bakarsın boşa döner.
Bir sessiz çırpınıştır sevdanın yorgun izi,
Yıldızlar sır saklamaz, bize anlatır bizi,
Görmezsen göz yaşınla ıslanmayan denizi,
Gönül bu, kırılırsa kasılır, taşa döne
Biter coşkun maceran yılların başa döner
Zaman değirmeninde öğütür günlerini
Ömrün dirilten çarkı bakarsın boşa döner.
Bir sessiz çırpınıştır sevdanın yorgun izi,
Yıldızlar sır saklamaz, bize anlatır bizi,
Görmezsen göz yaşınla ıslanmayan denizi,
Gönül bu, kırılırsa kasılır, taşa döne
Etiketler:
Aşkı Gözyaşı Besler,
Muhsin İlyas SUBAŞI
Aşka Yolculuk
Bu yolculuk, bin basamak,
Derinlerden çıkar gelir.
Bu yolculuk, bin basamak,
Aşka sevgiyle yükselir.
Bu yolculuk, ırmakta su,
Gökte yıldız, dağda rüzgâr,
Bu yolculuk, aşk kokusu,
Yolları içime doğar.
Derinlerden çıkar gelir.
Bu yolculuk, bin basamak,
Aşka sevgiyle yükselir.
Bu yolculuk, ırmakta su,
Gökte yıldız, dağda rüzgâr,
Bu yolculuk, aşk kokusu,
Yolları içime doğar.
Aşka Artık İnandım
Geceleri gözlerimde uyurken gördüm utandım,
Dağ çağırmış yıldızları, bana fırlatıyor sandım…
Bir ömürdür nihayet bu; bir nefeslik sevinç-keder,
Onu ruhumdan aldılar, çaresizliğe uyandım.
Gül bir başka türkü söyler, bülbül bir başka renk verir,
Bir alev ki bestesinde kendi rengime boyandım…
Dağ çağırmış yıldızları, bana fırlatıyor sandım…
Bir ömürdür nihayet bu; bir nefeslik sevinç-keder,
Onu ruhumdan aldılar, çaresizliğe uyandım.
Gül bir başka türkü söyler, bülbül bir başka renk verir,
Bir alev ki bestesinde kendi rengime boyandım…
Etiketler:
Aşka Artık İnandım,
Muhsin İlyas SUBAŞI
Aşk Denen Sihirli Belâ
Beklenmedik bir anda gelip kapımı çaldın,
Rengi sevdâ kokulu bir ışık sundun bana.
Yorulmuş bir yüreği tutup elimden aldın,
Şimdi Kerem gibiyim, gördüğümden bu yana.
Artık beni de götür sonsuzluk gecesine,
Umutlara sığınan sabrımı tüketmeden,
Ruhumu perde eyle sevdâ bilmecesine…
Rengi sevdâ kokulu bir ışık sundun bana.
Yorulmuş bir yüreği tutup elimden aldın,
Şimdi Kerem gibiyim, gördüğümden bu yana.
Artık beni de götür sonsuzluk gecesine,
Umutlara sığınan sabrımı tüketmeden,
Ruhumu perde eyle sevdâ bilmecesine…
Etiketler:
Aşk Denen Sihirli Belâ,
Muhsin İlyas SUBAŞI
Aramam
Furkan varlığımın rengi, bundan gayri söz aramam,
Gül’ün anlattığı yeter, bundan gayrı yüz aramam.
Döndüm kendi mahşerime, binbir rengi orda buldum,
Başka âleme bakarken beni yakan göz aramam.
Öyle bir yola çıktım ki, bahşeder çilesi bin can,
O vadide yorulurken ne yokuş, ne düz aramam.
Gül’ün anlattığı yeter, bundan gayrı yüz aramam.
Döndüm kendi mahşerime, binbir rengi orda buldum,
Başka âleme bakarken beni yakan göz aramam.
Öyle bir yola çıktım ki, bahşeder çilesi bin can,
O vadide yorulurken ne yokuş, ne düz aramam.
27 Nisan 2010 Salı
ZÜLFÜN PERÎŞÂN OLMASIN
Gözlerin gülsün dilârâ, zâr-ü giryân olmasın.
Gönlümün sultânı sen ol, başka sultân olmasın.
Bir ömür feryâda düştüm, tâlihim kemdir benim,
İsterim, bahtım gibi zülfün perîşân olmasın...
YASİN HATİPOPLU
06.12.1998-İSTANBUL
Gönlümün sultânı sen ol, başka sultân olmasın.
Bir ömür feryâda düştüm, tâlihim kemdir benim,
İsterim, bahtım gibi zülfün perîşân olmasın...
YASİN HATİPOPLU
06.12.1998-İSTANBUL
Etiketler:
Yasin HATİPOĞLU,
ZÜLFÜN PERÎŞÂN OLMASIN
VURUN BABAM VURUN
Meb'uslar köylüye ikram ederler
Edin babam edin devran sizindir.
Leyühsel dağına çam'a giderler
Kesin babam kesin orman sizindir.
Kime ne söylesen ağzı havalı
Soluğu yetişen çaldı kavalı
Hazır oldu buğday, açın çuvalı
Ölçün babam ölçün harman sizimdir.
Edin babam edin devran sizindir.
Leyühsel dağına çam'a giderler
Kesin babam kesin orman sizindir.
Kime ne söylesen ağzı havalı
Soluğu yetişen çaldı kavalı
Hazır oldu buğday, açın çuvalı
Ölçün babam ölçün harman sizimdir.
Birliğe Ulaş
Beri gel, daha beri, daha beri.
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır gür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte.
Ne diye bu direnme böyle, ne diye?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek,
ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır gür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte.
Ne diye bu direnme böyle, ne diye?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek,
ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?
Etiketler:
Birliğe Ulaş,
Mevlânâ Celaleddin-i RUMİ
Bir Olur mu?
Biri geldi, hoca senai öldü dedi.
Yabana atılır bir er değildi ki, omuz silkelim.
Saman çöpü değildi ki uçtu diyelim.
Su değildi ki, soğuktan dondu diyelim.
Tarak değildi ki, bir saç teli kırdı onu diyelim.
Buğday tanesi değildi ki, toprakla kayboldu diyelim.
O şu toprak yurtta bir altın gömüsüydü.
Bir arpaya sayardı iki cihanı.
Aldı topraktan yaratılan bedeni bir gün,
fırlattı toprağa attı.
Aldı götürdü akıl dene şeyi.
Yanlış laf mı ediyoruz ne?
Kimsenin bilmediği bir can daha vardı,
bağışladı gitti o canı sevgiliye.
Yabana atılır bir er değildi ki, omuz silkelim.
Saman çöpü değildi ki uçtu diyelim.
Su değildi ki, soğuktan dondu diyelim.
Tarak değildi ki, bir saç teli kırdı onu diyelim.
Buğday tanesi değildi ki, toprakla kayboldu diyelim.
O şu toprak yurtta bir altın gömüsüydü.
Bir arpaya sayardı iki cihanı.
Aldı topraktan yaratılan bedeni bir gün,
fırlattı toprağa attı.
Aldı götürdü akıl dene şeyi.
Yanlış laf mı ediyoruz ne?
Kimsenin bilmediği bir can daha vardı,
bağışladı gitti o canı sevgiliye.
Etiketler:
Bir Olur mu?,
Mevlânâ Celaleddin-i RUMİ
Bir Gececik
Bir gececik uyuma, ne olur.
Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik dostların gönlü olsun,
ne olur sabahı et bir gececik.
Bir gececik gözlerimiz seninle aydın olsun,
kör olsun şeytan bir gececik.
Dünyayı güzel kokular sarsın bütün.
Karanlıklardan ışıklar aksın ovalara.
Sofrandakiler dirilsin bir gececik.
Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik dostların gönlü olsun,
ne olur sabahı et bir gececik.
Bir gececik gözlerimiz seninle aydın olsun,
kör olsun şeytan bir gececik.
Dünyayı güzel kokular sarsın bütün.
Karanlıklardan ışıklar aksın ovalara.
Sofrandakiler dirilsin bir gececik.
Etiketler:
Bir Gececik,
Mevlânâ Celaleddin-i RUMİ
Ben Bende Değil
Ben bende değil, sende de hem sen, hem ben,
Ben hem benimim, hem de senin, sen de benim,
Bir öyle garip hale bugün geldim ki
Sen ben misin, bilmiyorum, ben mi senim.
(Farsça, Hüseyin Rıfat)
.
Mevlana Celaleddin Rumi
Ben hem benimim, hem de senin, sen de benim,
Bir öyle garip hale bugün geldim ki
Sen ben misin, bilmiyorum, ben mi senim.
(Farsça, Hüseyin Rıfat)
.
Mevlana Celaleddin Rumi
Etiketler:
Ben Bende Değil,
Mevlânâ Celaleddin-i RUMİ
Başka Yarınlar
Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin,
bugün dudağında başka bir tad var,
boyunda başka bir yücelik.
Bugün kırmızı gülün bir başka daldan.
Ayın gökyüzüne bugün sığmamış.
Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş.
Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,
bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,
dünyada bir başka gidiş
bugün dudağında başka bir tad var,
boyunda başka bir yücelik.
Bugün kırmızı gülün bir başka daldan.
Ayın gökyüzüne bugün sığmamış.
Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş.
Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,
bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,
dünyada bir başka gidiş
Etiketler:
Başka Yarınlar,
Mevlânâ Celaleddin-i RUMİ
Bahar
Sevgili tutmuş yularımdan beni,
develer gibi habire çeker.
Esrik devesini böyle nereye götürür,
böyle hangi katara?
Hem canımı çiğnedi benim o,
hem bedenimi çiğnedi.
Gönlümü bağladı benim o,
kırdı şişemi.
develer gibi habire çeker.
Esrik devesini böyle nereye götürür,
böyle hangi katara?
Hem canımı çiğnedi benim o,
hem bedenimi çiğnedi.
Gönlümü bağladı benim o,
kırdı şişemi.
Ay İle Güneşim Geldi
Ayla güneşim geldi, bak göz ışığım geldi
İnci kaynağım geldi altın pınarım geldi
Sarhoşum nice ondan coştu bakışım nurdan
Özge şey mi istersin? Özge yoldaşım geldi!
O gümüş tenli güzelim girdi Yusuf’um kapıdan
O yol kesenim geldi, tövbe bozanım geldi
İnci kaynağım geldi altın pınarım geldi
Sarhoşum nice ondan coştu bakışım nurdan
Özge şey mi istersin? Özge yoldaşım geldi!
O gümüş tenli güzelim girdi Yusuf’um kapıdan
O yol kesenim geldi, tövbe bozanım geldi
Etiketler:
Ay İle Güneşim Geldi,
Mevlânâ Celaleddin-i RUMİ
Anlatsana
Gönül dostum anlatsana,
İlimizde Mevlana`yı.
Ulu zatın hoşgörüsü,
Yolumuzda Mevlanayı.
xxx
Kıymet verir her insana,
Ulvi görev düştü sana,
Çevir deyişik lisana,
Dilimizde Mevlana`yı.
İlimizde Mevlana`yı.
Ulu zatın hoşgörüsü,
Yolumuzda Mevlanayı.
xxx
Kıymet verir her insana,
Ulvi görev düştü sana,
Çevir deyişik lisana,
Dilimizde Mevlana`yı.
Allahım Bu Vuslatı Hicran Etme
Allahım bu vuslatı hicran etme
Aşkın sarhoşlarını nalan etme
Sevgi bahçesini yemyeşil bırak
Bu mestlere bahçelere kasdetme
Dalı yaprağı vurma hazan gibi
Halkını başı dönmüş zelil etme
Aşkın sarhoşlarını nalan etme
Sevgi bahçesini yemyeşil bırak
Bu mestlere bahçelere kasdetme
Dalı yaprağı vurma hazan gibi
Halkını başı dönmüş zelil etme
Ağıt
Göz gamın ne olduğunu bilseydi,
gökyüzü bu ayrılığı çekseydi,
padişah bu acıyı duysaydı;
göz gece demez gündüz demez ağlardı,
gökler yıldızlara, güneşle, ayla
gece demez gündüz demez ağlardı.
padişah bakardı ününe,
tacına, tahtına, tolgasına, kemerine,
gece demez gündüz demez ağlardı.
Gül bahçesi güzün geleceğini duysaydı,
uçan kuş avlanacağını bilseydi,
gerdek gecesi bu özlemi görseydi;
gül bahçesi hem güle hem dala ağlardı,
uçan kuş uçmaktan vazgeçer ağlardı,
gerdek gecesi öpüşmeye, sarılmaya ağlardı.
gökyüzü bu ayrılığı çekseydi,
padişah bu acıyı duysaydı;
göz gece demez gündüz demez ağlardı,
gökler yıldızlara, güneşle, ayla
gece demez gündüz demez ağlardı.
padişah bakardı ününe,
tacına, tahtına, tolgasına, kemerine,
gece demez gündüz demez ağlardı.
Gül bahçesi güzün geleceğini duysaydı,
uçan kuş avlanacağını bilseydi,
gerdek gecesi bu özlemi görseydi;
gül bahçesi hem güle hem dala ağlardı,
uçan kuş uçmaktan vazgeçer ağlardı,
gerdek gecesi öpüşmeye, sarılmaya ağlardı.
Etiketler:
Ağıt,
MEVLANA,
Mevlânâ Celaleddin-i RUMİ
Felsefe
Köle sahipleri ekmek kaygısı çekmedikleri için felsefe yapıyorlardı,
Çünkü
Ekmeklerini köleler veriyordu onlara;
Köleler ekmek kaygısı çekmedikleri için
Felsefe yapmıyorlardı,
Çünkü
Ekmeklerini köle sahipleri veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Çünkü
Ekmeklerini köleler veriyordu onlara;
Köleler ekmek kaygısı çekmedikleri için
Felsefe yapmıyorlardı,
Çünkü
Ekmeklerini köle sahipleri veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Düzenli Dünya
Bayılırım şu düzenli dünyaya
Kışı, yazı, baharı, güzü, gecesi gündüzü sırayla
Ağaçların kökü içerde
Dalların başı yukarda
İnsanların aklı başında
Beş parmak yerli yerinde
Baş, işaret, orta, yüzük ve serçe
Diyelimki kalksada serçe, orta parmağa doğru yürüse
Ne haddine
Kışı, yazı, baharı, güzü, gecesi gündüzü sırayla
Ağaçların kökü içerde
Dalların başı yukarda
İnsanların aklı başında
Beş parmak yerli yerinde
Baş, işaret, orta, yüzük ve serçe
Diyelimki kalksada serçe, orta parmağa doğru yürüse
Ne haddine
Döneceğim
Dağıtır saçlarını ve yalvarıp uzaktan
Mavi bir iklim gibi çağırır beni sesin,
Tertemiz göklerinde dal dal erguvan açan
Rüyalarıma ışık ve özlem serpmektesin.
Mavi bir iklim gibi çağırır beni sesin,
Tertemiz göklerinde dal dal erguvan açan
Rüyalarıma ışık ve özlem serpmektesin.
Çok Güzel Şey
Yaşamak güzel şey doğrusu
üstelik hava da güzelse
hele gücün kuvvetin yerindeyse
elin ekmek tutmuşsa bir de
hele tertemizse gönlün
hele kar gibiyse alnın
yani kendinden korkmuyorsan
kimseden korkmuyorsan dünyada
iyi günler bekliyorsan hele
iyi günlere inanıyorsan
üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey,
Çok güzel şey doğrusu!
22.04.2002
.
Melih Cevdet Anday
üstelik hava da güzelse
hele gücün kuvvetin yerindeyse
elin ekmek tutmuşsa bir de
hele tertemizse gönlün
hele kar gibiyse alnın
yani kendinden korkmuyorsan
kimseden korkmuyorsan dünyada
iyi günler bekliyorsan hele
iyi günlere inanıyorsan
üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey,
Çok güzel şey doğrusu!
22.04.2002
.
Melih Cevdet Anday
Bolluk
Yonca Pazar günü toplanır, insan pazartesi
Peygamber çiçeği bilmeden ölür
Omaholar çiçek koparmaz gece
Çünkü bolluğu ölüler getirir bize
Suda boğulmuş martı ölümsüzdür
Ve yaşlandım, buzlu camın havailiği gibi
Savaşan yalnızlığın gökyüzü kış
Sabah yumuşak karla yükseldikçe
Artık ölüm tümden yeşermezmişcesine
Belleğin eşiği yunmuş yıkanmış
Peygamber çiçeği bilmeden ölür
Omaholar çiçek koparmaz gece
Çünkü bolluğu ölüler getirir bize
Suda boğulmuş martı ölümsüzdür
Ve yaşlandım, buzlu camın havailiği gibi
Savaşan yalnızlığın gökyüzü kış
Sabah yumuşak karla yükseldikçe
Artık ölüm tümden yeşermezmişcesine
Belleğin eşiği yunmuş yıkanmış
Bizden Sonra
Haydi burda öl dediler bana
Ölmek istemiyorum demedim
Demedim ama
Şimdi bilmek istiyorum
Toprak gene bizim zamanımızdaki gibi mi sürülecek?
Tezgah başında çalışırken
Gene denizde,güneşte mi kalacak adamın aklı?
Biz nasıl olsa öldük.
Artık ne çiçek koklamak.
Ne de ötekine berikine içerleyip
Ölmek istemiyorum demedim
Demedim ama
Şimdi bilmek istiyorum
Toprak gene bizim zamanımızdaki gibi mi sürülecek?
Tezgah başında çalışırken
Gene denizde,güneşte mi kalacak adamın aklı?
Biz nasıl olsa öldük.
Artık ne çiçek koklamak.
Ne de ötekine berikine içerleyip
Bir İlkbahar Şiirine Başlangıç
Hava ne kadar güzel öğretmenim
Yollar ağaçlar kuşlar ne kadar güzel
Yeryüzü pırıl pırıl öğretmenim.
Gizlisi saklısı kalmamış dünyanın
Nesi var nesi yoksa dökmüş ortaya
Bütün bitkiler, bütün hayvanlar, bütün taşlar
Yollar ağaçlar kuşlar ne kadar güzel
Yeryüzü pırıl pırıl öğretmenim.
Gizlisi saklısı kalmamış dünyanın
Nesi var nesi yoksa dökmüş ortaya
Bütün bitkiler, bütün hayvanlar, bütün taşlar
Etiketler:
Bir İlkbahar Şiirine Başlangıç,
Melih Cevdet ANDAY
Atatürk'ün Bir Saati Vardı
Atatürk'ün bir sözü vardı
Yediveren gül gibi açardı
Atatürk'ün bir atı vardı
Etilerden beri yaşardı
Atatürk'ün bir resmi vardı
Buğday tarlası gibi ağardı
Yediveren gül gibi açardı
Atatürk'ün bir atı vardı
Etilerden beri yaşardı
Atatürk'ün bir resmi vardı
Buğday tarlası gibi ağardı
Etiketler:
Atatürk'ün Bir Saati Vardı,
Melih Cevdet ANDAY
Apartman
Dün iki katliydi,
Bugün üç katli
Derken
Dört katli, bes katli, alti katli
Yükseliyor efendim yükseliyor,
Memleket yükseliyor
.
Melih Cevdet Anday,
Bugün üç katli
Derken
Dört katli, bes katli, alti katli
Yükseliyor efendim yükseliyor,
Memleket yükseliyor
.
Melih Cevdet Anday,
Anı
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma
Nerdeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma
Nerdeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma
İstanbul
Bir kapalı çarşı büyür gider
Ben gönlümden başka yerde olamam
Piyano üstüne birkaç söz yani
Aşksız ve müziksiz herşey anlamsız
Şefkatten terlikler sergilenmeli
Bir çocuk yanağı ayaklarında
Ben gönlümden başka yerde olamam
Piyano üstüne birkaç söz yani
Aşksız ve müziksiz herşey anlamsız
Şefkatten terlikler sergilenmeli
Bir çocuk yanağı ayaklarında
Ey Beyaz Ela
Bir on yil öncesi uzakta diye
Bu yanlis düzeni sürdürmek neden
Sanma mesafeler koparir beni
Ve yillar eskitir birligimizi
Bir gecelik bir uyku gibidir zaman
Yillarca sürsede ayriligimiz
Bu yanlis düzeni sürdürmek neden
Sanma mesafeler koparir beni
Ve yillar eskitir birligimizi
Bir gecelik bir uyku gibidir zaman
Yillarca sürsede ayriligimiz
Etiketler:
Ey Beyaz Ela,
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
Mehmet Akif İNAN
El Gazeli
Ellerine Sarin Kalbimin içini
O ayla boyanmis nar ellerine
Bahar ellerine giydir düsleri
Göksel sarkilari sar ellerine
O kar ellerine yar ellerine
Deme sabah aksam var ellerine
O ayla boyanmis nar ellerine
Bahar ellerine giydir düsleri
Göksel sarkilari sar ellerine
O kar ellerine yar ellerine
Deme sabah aksam var ellerine
Doğ Ey Güneş
Her eylem yeniden diriltir beni
Nehirler düşlerim göl kenarında.
Doğ ey güneş erit taştan adamı
Ve kurut taşları diken elleri.
Kurtuluş haberi olsun dünyaya,
Ayırma üstümden bir an gölgeni
Nehirler düşlerim göl kenarında.
Doğ ey güneş erit taştan adamı
Ve kurut taşları diken elleri.
Kurtuluş haberi olsun dünyaya,
Ayırma üstümden bir an gölgeni
Darağacı
Bir türkü buldurur anmalar seni
Sesime uygular sonra yakarım
Kalbim ki sürekli davul solosu
Ve aşkın bedeli candır ölümdür
Saçların aklımın darağacıdır
Saçların ki çeken sona sonsuza
Sesime uygular sonra yakarım
Kalbim ki sürekli davul solosu
Ve aşkın bedeli candır ölümdür
Saçların aklımın darağacıdır
Saçların ki çeken sona sonsuza
Bir Işık Yalımı
Gözlerin kalbime değmeden önce
İstanbul o kuşlar acep nerdeydi
Deniz ki dilimin lugat kitabı
Şarkılar kardeşim onlar nerdeydi
İçimde sürekli yağmur bulutu
Ormanlar nehirler güller nerdeydi
İstanbul o kuşlar acep nerdeydi
Deniz ki dilimin lugat kitabı
Şarkılar kardeşim onlar nerdeydi
İçimde sürekli yağmur bulutu
Ormanlar nehirler güller nerdeydi
Babamın Gazeli
Yeni aya karşı dua ederdi
Ağlardı kesilen zeytin dalına
Ağlardı evliya kıssalarına
Saksıda taşırdı kışın baharı
Korkuyu sevinci yayan gözleri
Kitaba gözlüktü derin gözleri
Anamın en kutsal barınağıydı
Esli alfabeyi candan severdi
Ağlardı kesilen zeytin dalına
Ağlardı evliya kıssalarına
Saksıda taşırdı kışın baharı
Korkuyu sevinci yayan gözleri
Kitaba gözlüktü derin gözleri
Anamın en kutsal barınağıydı
Esli alfabeyi candan severdi
Akşam
Yüzünde elleri sonsuz denizin
Gömelim yüreğe dediğim durum
Saçların en derin bir gökyüzüdür
Varamaz ellerin merdivenleri
Her an bir güvercin çırpınır durur
Kalb atışlarında ve gözlerinde
Bir sırdır içinde evler anneler
Çocuklar başında bir yeşil çelenk
Gömelim yüreğe dediğim durum
Saçların en derin bir gökyüzüdür
Varamaz ellerin merdivenleri
Her an bir güvercin çırpınır durur
Kalb atışlarında ve gözlerinde
Bir sırdır içinde evler anneler
Çocuklar başında bir yeşil çelenk
Ağ
Ve bir sofra gibi sersem önüne
Yerli düsüncenin ürünlerini
Insani kirleten heykeller gördüm
Günesi karartan kiyamet gibi
Ey yolda kaybolan ezilen haber
Asarak zamani yenile cagi
Yerli düsüncenin ürünlerini
Insani kirleten heykeller gördüm
Günesi karartan kiyamet gibi
Ey yolda kaybolan ezilen haber
Asarak zamani yenile cagi
Adsız Gazel
Yanışlar ağıtlar elimde değil
İçimin sesi hiç üzmesin seni
Kaçmak mı mümkün mü alınyazımdan
Kaderdir yüklendim yıkılmışlığı
Sen attın bilmeden kuyuya taşı
Dinemez yankısı mahşerde bile
İçimin sesi hiç üzmesin seni
Kaçmak mı mümkün mü alınyazımdan
Kaderdir yüklendim yıkılmışlığı
Sen attın bilmeden kuyuya taşı
Dinemez yankısı mahşerde bile
SOHBET
Dedim: Hasan, Mehmet, Zeynep, Emine
İtler niçin havlıyor bu sene?
Dediler : "Ürkütme, sesi kes hele;
Bir öğrenelim, oldu-olacak"
Dedim : Çetin ittir çeribaşları;
Dediler : "Yiyecek cümle taşları."
Dedim : O yönetir tüm yoldaşları
Dediler : "Belasını buldu-bulacak."
İtler niçin havlıyor bu sene?
Dediler : "Ürkütme, sesi kes hele;
Bir öğrenelim, oldu-olacak"
Dedim : Çetin ittir çeribaşları;
Dediler : "Yiyecek cümle taşları."
Dedim : O yönetir tüm yoldaşları
Dediler : "Belasını buldu-bulacak."
Kâinatın övüncü Hz. Muhammed
Çeker bi-rahmlar yanında her sâ'at zeban hançer
Günâhım sabit eyler ölmeğim hâtır-nişân hançer
Verir pervane öz canın sana çün ihtiyar ile
Ne hacet şu’leden ey şem çekmek her zaman hançer
Hazer kıl gezme çok pervasız ey bülbül ki katlinçün
Dikenden dâmeni altnıda kılmış gül nihân hançer
Günâhım sabit eyler ölmeğim hâtır-nişân hançer
Verir pervane öz canın sana çün ihtiyar ile
Ne hacet şu’leden ey şem çekmek her zaman hançer
Hazer kıl gezme çok pervasız ey bülbül ki katlinçün
Dikenden dâmeni altnıda kılmış gül nihân hançer
Ben Neyim?
Dünya kainat'tan kopup gelirken
Adem miyim hayvan mıyım? ben neyim?
Adem ile Havva vücut bulurken
Cennet miyim? Şeytan mıyım? Ben neyim?
İdris Nebi biçer iken hülleyi
Yüksekten geçerken insanlık payı
Muhnaci aşarken ulu deryayı
Gemi miyim? Kaptan mıyım? Ben neyim?
Adem miyim hayvan mıyım? ben neyim?
Adem ile Havva vücut bulurken
Cennet miyim? Şeytan mıyım? Ben neyim?
İdris Nebi biçer iken hülleyi
Yüksekten geçerken insanlık payı
Muhnaci aşarken ulu deryayı
Gemi miyim? Kaptan mıyım? Ben neyim?
Barışak
Ömrümün serdar'ı gönlümün şah'ı
Sana bu günlerde noldu barışak
Gönderme ardımdan ahu imamı
Bahar geldi bayram oldu barışak
Ben giderim gönül senden gitmiyor
Kuru çöl'de mavi sümbül bitmiyor
Küsenlere mevlam yardım etmiyor
Ömür bitti çile doldu barışak
Sana bu günlerde noldu barışak
Gönderme ardımdan ahu imamı
Bahar geldi bayram oldu barışak
Ben giderim gönül senden gitmiyor
Kuru çöl'de mavi sümbül bitmiyor
Küsenlere mevlam yardım etmiyor
Ömür bitti çile doldu barışak
Ben Beni
Seyyah oldum pazar pazar dolaştım
Bir tüccara satamadım ben beni
Koyun oldum kuzu ile meleştim
Bir sürüye katamadım ben beni
Ben beni kendimi
Canımı özümü dost
Dostlar beni bir kazana kodular
Kırk yıl yandım daha çiğdir dediler
Ölçeğimi gram gram yediler
Bir kantarda tartamadım ben beni
Ben beni kendimi
Canımı özümü dost
Bir tüccara satamadım ben beni
Koyun oldum kuzu ile meleştim
Bir sürüye katamadım ben beni
Ben beni kendimi
Canımı özümü dost
Dostlar beni bir kazana kodular
Kırk yıl yandım daha çiğdir dediler
Ölçeğimi gram gram yediler
Bir kantarda tartamadım ben beni
Ben beni kendimi
Canımı özümü dost
Ararlar Beni
Güvenme dünyada malım var diye
Acep insan mıyım sorarlar beni
Halımdan anlamaz cahiller niye
Her biri bir yandan yorarlar beni
Hoşlar meclisine girdim hoşlandım
Aşkın ateşine düştüm haşlandım
Dallarımda meyve döktüm taşlandım
Ya niçin gövdemden kırarlar beni
Acep insan mıyım sorarlar beni
Halımdan anlamaz cahiller niye
Her biri bir yandan yorarlar beni
Hoşlar meclisine girdim hoşlandım
Aşkın ateşine düştüm haşlandım
Dallarımda meyve döktüm taşlandım
Ya niçin gövdemden kırarlar beni
Arabam Kaldı Yolda
Arabam kaldı yolda yolda
Yağma yağmur yar beklerim
Ecel geldi dağ başına
Akranımı zor beklerim
Havadan hasret yerden ölüm
Aradan yıllar geçti gülüm
Çatlamış kurumuş dilim
Yandı yürek kar isterim
Yağma yağmur yar beklerim
Ecel geldi dağ başına
Akranımı zor beklerim
Havadan hasret yerden ölüm
Aradan yıllar geçti gülüm
Çatlamış kurumuş dilim
Yandı yürek kar isterim
Amerika Katil
Bütün insanlık adına
Amerika katil katil
Kanun yapar kendi teper
Amerika katil katil
Vietnam'ın suçu nedir?
Hür yaşamak ayıp mıdır?
Atom patlat ister kudur?
Amerika katil katil
Amerika katil katil
Kanun yapar kendi teper
Amerika katil katil
Vietnam'ın suçu nedir?
Hür yaşamak ayıp mıdır?
Atom patlat ister kudur?
Amerika katil katil
Ahmedime
Sen gidince bizim dağdan ovadan
Bak meydan kimlere kaldı Ahmedim?
Bir kartaldı uçurdular yuvadan
Bilmiyorum sana noldu Ahmedim
Gür sesinde çınlar gibiydi gökler
Ağladıkça ağlar dağlar höyükler
Seninle gülerdi derdi büyükler
Yokluğun kalbime doldu Ahmedim
Bak meydan kimlere kaldı Ahmedim?
Bir kartaldı uçurdular yuvadan
Bilmiyorum sana noldu Ahmedim
Gür sesinde çınlar gibiydi gökler
Ağladıkça ağlar dağlar höyükler
Seninle gülerdi derdi büyükler
Yokluğun kalbime doldu Ahmedim
Ağlama
Kader böyle imiş böyle yazılmış
Gidiyorum kara gözlüm ağlama
Mezarımız gurbet ele kazılmış
Gidiyorum dudu dilim ağlama
Ceylan bakışını üzme boşuna
Kurbanlar olayım gözün yaşına
Keder yakışmıyor hilal kaşına
Gidiyorum kara gözlüm ağlama
Gidiyorum kara gözlüm ağlama
Mezarımız gurbet ele kazılmış
Gidiyorum dudu dilim ağlama
Ceylan bakışını üzme boşuna
Kurbanlar olayım gözün yaşına
Keder yakışmıyor hilal kaşına
Gidiyorum kara gözlüm ağlama
Acı Doktor
Berçenek'ten yaya geldim
Amman doktor bak bebeğe
Beşiğini elden aldım
Yandım doktor bak bebeğe
Yıkık yuvam kara yasta
Yalvarırım eşe dosta
Annesi bebekten hasta
Amman doktor bak bebeğe
Amman doktor bak bebeğe
Beşiğini elden aldım
Yandım doktor bak bebeğe
Yıkık yuvam kara yasta
Yalvarırım eşe dosta
Annesi bebekten hasta
Amman doktor bak bebeğe
Abur Cubur Adam
İçi yalan dışı yalan
Her bakışı binbir plan
Gül boyanmış kara yılan
Abur cubur Abdullah
Etme dedim tutma dedim
Dostluğu unutma dedim
Sana verdiğim lokmayı
Çabuk biter yutma dedim
Her bakışı binbir plan
Gül boyanmış kara yılan
Abur cubur Abdullah
Etme dedim tutma dedim
Dostluğu unutma dedim
Sana verdiğim lokmayı
Çabuk biter yutma dedim
26 Nisan 2010 Pazartesi
Erenler Şahtan Gelirler
Erenler Şah'tan gelirler
Ali derler Pirimize
İmamların kullarıyız
Münkür ermez sırrımıza
Pirimiz Kırıklar,Yediler
Bu yolu onlar kurdular
Bizede böyle dediler
Kanarsan ikrarımıza
Ali derler Pirimize
İmamların kullarıyız
Münkür ermez sırrımıza
Pirimiz Kırıklar,Yediler
Bu yolu onlar kurdular
Bizede böyle dediler
Kanarsan ikrarımıza
Etiketler:
Erenler Şahtan Gelirler,
Kul NESİMİ,
Seyyid NESİMİ
Ehl-i İman ŞOL DEMDE İNKAR ETTİLER
Ehl-i iman işlerini şol demde inkar ettiler
Çün NESİMİ'yi Halep şehrinde berdar ettiler
Öyle kim cevr eyleyüp zulm ile hakkı bastılar
Ahsen-i takvimi gör kim nice inkar ettiler
Müftüler fetva verüben hakkı batıl ettiler
Küfr edüp imana gelmez,gelmeğe ar ettiler
Çün NESİMİ'yi Halep şehrinde berdar ettiler
Öyle kim cevr eyleyüp zulm ile hakkı bastılar
Ahsen-i takvimi gör kim nice inkar ettiler
Müftüler fetva verüben hakkı batıl ettiler
Küfr edüp imana gelmez,gelmeğe ar ettiler
Etiketler:
Ehl-i İman ŞOL DEMDE İNKAR ETTİLER,
Kul NESİMİ,
Seyyid NESİMİ
Ehl-i imam işlerin şol demde inkar ettiler
Ehl-i imam işlerin şol demde inkar ettiler
Çün Nesimi'yi Halep şehrinde berdar ettiler
Öyle kim cevr eyleyüp zulm ile hakkı basdılar
Ahsen-i takvimi gör kim nice inkar ettiler
Çün Nesimi'yi Halep şehrinde berdar ettiler
Öyle kim cevr eyleyüp zulm ile hakkı basdılar
Ahsen-i takvimi gör kim nice inkar ettiler
Eğer sual eder isen sırrımdan
Eğer sual eder isen sırrımdan
Cümlemizi var eyledi varından
Hak yarattı Muhammed'i nurundan
Kandilde parlayan nurdan gelürem
Habib'i nurundan yarattı Hüdam
Salavat veririm ruhuna müdam
Cennetten sürüldü dünyay Adem
Rıdvan'ın açtığı şardan gelürem
Cümlemizi var eyledi varından
Hak yarattı Muhammed'i nurundan
Kandilde parlayan nurdan gelürem
Habib'i nurundan yarattı Hüdam
Salavat veririm ruhuna müdam
Cennetten sürüldü dünyay Adem
Rıdvan'ın açtığı şardan gelürem
Etiketler:
Eğer sual eder isen sırrımdan,
Kul NESİMİ,
Seyyid NESİMİ
Dil binayı kibriyadır
Dil binayı kibriyadır
Yıkma gönlün kimsenin
Esrar-ı kenzi Hüdadır
Yıkma gönlün kimsenin
Mümin kalbine eyle
İzzet ile hürmeti
Daha enderi Hüdadır
Yıkma gönlün kimsenin
Yıkma gönlün kimsenin
Esrar-ı kenzi Hüdadır
Yıkma gönlün kimsenin
Mümin kalbine eyle
İzzet ile hürmeti
Daha enderi Hüdadır
Yıkma gönlün kimsenin
Etiketler:
Dil binayı kibriyadır,
Kul NESİMİ,
Seyyid NESİMİ
Destan
Felek benim senden bir sualim var
Rüzigarın Süleymanı nic'oldu
Sana gelenlerin işi ah-u zar
Erenlerin o devranı nic'oldu
Musa Tur'a çıktı niyaz eyledi
İsa göğe ağdıimekan bağladı
Yakup,oğul deyü her dem ağladı
Hazret-i Yusuf'u Ken'an nic 'oldu
Rüzigarın Süleymanı nic'oldu
Sana gelenlerin işi ah-u zar
Erenlerin o devranı nic'oldu
Musa Tur'a çıktı niyaz eyledi
İsa göğe ağdıimekan bağladı
Yakup,oğul deyü her dem ağladı
Hazret-i Yusuf'u Ken'an nic 'oldu
Derdim ondur,çün dokuz diyemem ağyare men
Derdim ondur,çün dokuz diyemem ağyare men
Sekizinde kaldı aklım,yedisinde avare men
Altısı mende var iken,beşten çekemem elimi
Dörtte Hüda lütfederse,üçte buldum çare men
Sekizinde kaldı aklım,yedisinde avare men
Altısı mende var iken,beşten çekemem elimi
Dörtte Hüda lütfederse,üçte buldum çare men
Etiketler:
çün dokuz diyemem ağyare men,
Derdim ondur,
Kul NESİMİ,
Seyyid NESİMİ
Canım erenlere kurban,serim meydanda meydanda
Canım erenlere kurban,serim meydanda meydanda
Bütün ikrar canım feda, canım meydanda meydanda
Yanarım yoktur dumanım,gönlümde yoktur gümanım
Al malım bağışla canım,varım meydanda meydanda
Kellemi koltuğuma aldım,kan ettim kapına geldim
Ettiğime pişman oldum serim meydanda meydanda
Bütün ikrar canım feda, canım meydanda meydanda
Yanarım yoktur dumanım,gönlümde yoktur gümanım
Al malım bağışla canım,varım meydanda meydanda
Kellemi koltuğuma aldım,kan ettim kapına geldim
Ettiğime pişman oldum serim meydanda meydanda
Etiketler:
Canım erenlere kurban,
Kul NESİMİ,
serim meydanda meydanda,
Seyyid NESİMİ
Bu gün ol dilber-i rana
Bu gün ol dilber-i rana
Benimle oldu hem-saye
Ki yüzü güneşe benzer
Latif kaşlarıdır aya
Beli ince,boyu uzun
Yüzü hubdur,sözü mevzun
Dili sihri,okur efsun
Gönlümü verdi yağmaya
Benimle oldu hem-saye
Ki yüzü güneşe benzer
Latif kaşlarıdır aya
Beli ince,boyu uzun
Yüzü hubdur,sözü mevzun
Dili sihri,okur efsun
Gönlümü verdi yağmaya
Etiketler:
Bu gün ol dilber-i rana,
Kul NESİMİ,
Seyyid NESİMİ
Benzemez
Yaptığımız Kabedir
Yıktığımız kilise
Şu bizim seyranımız
Bir seyrana benzemez
Süleyman'lar içinde
Ali bir Süleyman'dır
Süleyman'lar bildiler
Bir Süleyman'a benzemez
Yıktığımız kilise
Şu bizim seyranımız
Bir seyrana benzemez
Süleyman'lar içinde
Ali bir Süleyman'dır
Süleyman'lar bildiler
Bir Süleyman'a benzemez
25 Nisan 2010 Pazar
Canım Kırat Gözüm Kırat
Canım Kırat, gözüm Kırat
Kaçıp çekilip gidelim
Her yanında çifte kanat
Uçup çekilip gidelim
Budur Kıratın durağı
Bilmez yakını ırağı
Ab-ı kevserdir sulağı
İçip çekilip gidelim
Kaçıp çekilip gidelim
Her yanında çifte kanat
Uçup çekilip gidelim
Budur Kıratın durağı
Bilmez yakını ırağı
Ab-ı kevserdir sulağı
İçip çekilip gidelim
Bizim İllerin Beyleri
Bizim illerin beyleri
Yakar kandili kandili
İçip arslana dönerler
Kadeh döndürü döndürü
Hem içerler hem kanarlar
Düşmana meydan ararlar
Arap atlara binerler
Boyun sündürü sündürü
Yakar kandili kandili
İçip arslana dönerler
Kadeh döndürü döndürü
Hem içerler hem kanarlar
Düşmana meydan ararlar
Arap atlara binerler
Boyun sündürü sündürü
Bir Yiğit Benim Diyende
Bir yiğit, 'benim' diyende
Kaynayıp da coşmamalı
İşin icrasın bilmeyen
Hiç haddinden aşmamalı
Kalmadı beyler, malımdan
Kimse bilmez ahvalımdan
Güzelleri illerinden
Almayınca gelmemeli
Kaynayıp da coşmamalı
İşin icrasın bilmeyen
Hiç haddinden aşmamalı
Kalmadı beyler, malımdan
Kimse bilmez ahvalımdan
Güzelleri illerinden
Almayınca gelmemeli
Benden selam olsun Bolu Beyi' ne
Benden selam olsun Bolu Beyi' ne
Çıkıp su dağlara yaslanmalıdır.
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir.
Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı.
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır.
Çıkıp su dağlara yaslanmalıdır.
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir.
Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı.
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır.
Etiketler:
Benden selam olsun Bolu Beyi' ne,
KÖROĞLU
Ben Gelince
Gider oldum Beyler Haleb'e Hoy'a
Mevlam yetiştirsin düğüne toya
Bozdurun altını beyaz akçaya
Sarfedin Beylere ha ben gelince
Çağırın gelsin Tekeli'nin Beyi'ni
İçinizde yoktur ondan yeğini
Ayırın sürüden bin erkeğini
Kırdırın kasaba ha ben gelince
Mevlam yetiştirsin düğüne toya
Bozdurun altını beyaz akçaya
Sarfedin Beylere ha ben gelince
Çağırın gelsin Tekeli'nin Beyi'ni
İçinizde yoktur ondan yeğini
Ayırın sürüden bin erkeğini
Kırdırın kasaba ha ben gelince
Ayvaz Mey Doldur
Üsküdar'dan seni aldım
Serimi kavgaya saldım
Çamlıbel'e yakın geldim
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Arap at gider eşkine
Eyle merhamet düşküne
Çamlıbellerin köşküne
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Serimi kavgaya saldım
Çamlıbel'e yakın geldim
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Arap at gider eşkine
Eyle merhamet düşküne
Çamlıbellerin köşküne
Ayvaz mey doldur, mey doldur
Ayvaz Ağlama(*)
Ben bir Türkmen idim geldim yabandan
Haberini aldım ben bir çobandan
Beşyüz koyun verdim, aldım babandan
Alnı top, başı tel yeşil ağlama
Vardım gördüm, kumru gibi oturur
Ak eli al kınalara batırır
Kırat bizim ikimizi götürür
Başı turna telli Ayvaz ağlama
Haberini aldım ben bir çobandan
Beşyüz koyun verdim, aldım babandan
Alnı top, başı tel yeşil ağlama
Vardım gördüm, kumru gibi oturur
Ak eli al kınalara batırır
Kırat bizim ikimizi götürür
Başı turna telli Ayvaz ağlama
Ayvaz'a Övgü
Yataktan kalkmış bir aslan
Gelir horlayı horlayı
Buluttan çıkmış ay gibi
Gelir parlayı parlayı
Döne, seyreyle Ayvaz'ı(1)
Sim bilekli o zorbazı
Cılbatmış Kara Kabtaz'ı(2)
Gelir gürleyi gürleyi
Gelir horlayı horlayı
Buluttan çıkmış ay gibi
Gelir parlayı parlayı
Döne, seyreyle Ayvaz'ı(1)
Sim bilekli o zorbazı
Cılbatmış Kara Kabtaz'ı(2)
Gelir gürleyi gürleyi
Ay Yansın Ağalar Güneş Tutulsun
Ay yansın ağalar güneş tutulsun
Parladı parladı çalın kılıncı
Oklar gıcırdasın ayyuka çıksın
Mevlanın aşkına basın kılıncı
Durmayın orada kargı kucakta
Dolansın yiğitler köşe bucakta
Bir savaş edelim kelle kucakta
Şehitler aşkına çalın kılıncı
Parladı parladı çalın kılıncı
Oklar gıcırdasın ayyuka çıksın
Mevlanın aşkına basın kılıncı
Durmayın orada kargı kucakta
Dolansın yiğitler köşe bucakta
Bir savaş edelim kelle kucakta
Şehitler aşkına çalın kılıncı
Etiketler:
Ay Yansın Ağalar Güneş Tutulsun,
KÖROĞLU
Ayvaz'ı Göresim Geldi
Benden selam eylen Bolu Beyi'ne
Göndersin Ayvaz'ı göresim geldi
Muhabbeti düştü gönlüm evine
Göndersin Ayvaz'ı göresim geldi
Eyerleyip Kıratıma binmeden
Alayları bölük bölük bölmeden
Bolu şehri ateşlere yanmadan
Göndersin Ayvaz'ı göresim geldi
Göndersin Ayvaz'ı göresim geldi
Muhabbeti düştü gönlüm evine
Göndersin Ayvaz'ı göresim geldi
Eyerleyip Kıratıma binmeden
Alayları bölük bölük bölmeden
Bolu şehri ateşlere yanmadan
Göndersin Ayvaz'ı göresim geldi
Sakalım
Ben bu derde düşeli
Bu sakalı kırkarım
Hak ile bilişeli
Bu sakalı kırkarım
Ben keserim o biter
Çemende bülbül öter
Usta berber der 'yeter'
Bu sakalı kırkarım
Bu sakalı kırkarım
Hak ile bilişeli
Bu sakalı kırkarım
Ben keserim o biter
Çemende bülbül öter
Usta berber der 'yeter'
Bu sakalı kırkarım
Nefes
Beğlerimiz, elvan gülün üstine
Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları postun eğnine
Bağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları gelir dost deyü
Eğnimüzde aba, hırka, post deyü
Hastaları gelür, derman isteyü
Sağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları postun eğnine
Bağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları gelir dost deyü
Eğnimüzde aba, hırka, post deyü
Hastaları gelür, derman isteyü
Sağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Kaplu Kaplu Bağalar
Kaplu kaplu bağalar kanatlanmış uçmağa
Kertenkele derilmiş diler Kırım geçmeğe
Kelebek ok yay almış ava şikara çıkmış
Donuzları korkudur ayuları kaçmağa
Ergene’nin köprüsü susuzluktan bunalmış
Edirne minaresi eğilmiş su içmeğe
Kertenkele derilmiş diler Kırım geçmeğe
Kelebek ok yay almış ava şikara çıkmış
Donuzları korkudur ayuları kaçmağa
Ergene’nin köprüsü susuzluktan bunalmış
Edirne minaresi eğilmiş su içmeğe
Dokuz Felek Bizim Sayvanımizdır
Dokuz felek bizim sayvanımızdır
Yedi kat yeryüzü seyranımızdır
Zira insan suretidir tonumuz
Kamu alem bizim hayranımızdır
Hakikat ol kadim sultan ki derler
Biz ona vücuduz ki canımızdır
Yedi kat yeryüzü seyranımızdır
Zira insan suretidir tonumuz
Kamu alem bizim hayranımızdır
Hakikat ol kadim sultan ki derler
Biz ona vücuduz ki canımızdır
Etiketler:
Dokuz Felek Bizim Sayvanımizdır,
Kaygusuz ABDAL
Bundan Sana Ne
Ademi balçiktan yogurdun yaptin,
Yapip da neylersin, bundan sana ne
Halk ettin insani saldin cihana
Salip da neylersin bundan sana ne
Bakkal misin teraziyi neylersin
Isin gücün yoktur gönül eglersin
Kulun günahini tartip neylersin
Geçiver suçundan bundan sana ne
Yapip da neylersin, bundan sana ne
Halk ettin insani saldin cihana
Salip da neylersin bundan sana ne
Bakkal misin teraziyi neylersin
Isin gücün yoktur gönül eglersin
Kulun günahini tartip neylersin
Geçiver suçundan bundan sana ne
Bir Kaz Aldım
Bir kaz aldım ben karıdan
Boynu da uzun borudan
Kırk abdal kanın kurudan
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Boynu da uzun borudan
Kırk abdal kanın kurudan
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Beylerimiz Elvan Gülün Üstüne
Beylerimiz elvan gülün üstüne
Ağlar gelür şahım Abdal Musa’ya
Urum Abdalları postun eğnine
Bağlar gelür şahım Abdal Musa’ya
Urum Abdalları gelir dost deyü
Eğnimize aba hırka post deyü
Hastaları gelir derman isteyü
Sağlar gelür şahım Abdal Musa’ya
Ağlar gelür şahım Abdal Musa’ya
Urum Abdalları postun eğnine
Bağlar gelür şahım Abdal Musa’ya
Urum Abdalları gelir dost deyü
Eğnimize aba hırka post deyü
Hastaları gelir derman isteyü
Sağlar gelür şahım Abdal Musa’ya
Etiketler:
Beylerimiz Elvan Gülün Üstüne,
Kaygusuz ABDAL
Beng ile Seyretmeğe Ah Bize Bir Bağ Olsa
Beng ile seyretmeğe ah bize bir bağ olsa
İssi soğuk olmasa havası hub sağ olsa
Pireden incinmesek kar ü yağmur olmasa
Sinek hey vızlamasa ana hem yasağ olsa
Dobruca Ovası’ndan büyük yağlı çörekler
Akkirman’ın yağından benzimiz hey ağ olsa
Cümle cihan koyunun semiz yahni etseler
Biz yemeğe başlasak engeller irağ olsa
İssi soğuk olmasa havası hub sağ olsa
Pireden incinmesek kar ü yağmur olmasa
Sinek hey vızlamasa ana hem yasağ olsa
Dobruca Ovası’ndan büyük yağlı çörekler
Akkirman’ın yağından benzimiz hey ağ olsa
Cümle cihan koyunun semiz yahni etseler
Biz yemeğe başlasak engeller irağ olsa
Altın Kafes İdi Benim Durağım
Altın kafes idi benim durağım
Dost elinden yaralandı yüreğim
Evvel yakın idim şimdi ırağım
Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Dostumun yaylası çayır çimendi
Şu şirin dillerden ikrarın verdi
Yeminler eder de ayrılmam derdi
Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Dost elinden yaralandı yüreğim
Evvel yakın idim şimdi ırağım
Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Dostumun yaylası çayır çimendi
Şu şirin dillerden ikrarın verdi
Yeminler eder de ayrılmam derdi
Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Etiketler:
Altın Kafes İdi Benim Durağım,
KARACAOĞLAN
Ala Gözlüm, Ben Bu İlden Gidersem
Ala gözlüm, ben bu ilden gidersem,
Zülfü perişanım kal, melil melil.
Kerem et, aklından çıkarma beni;
Ağla göz yaşın sil, melil melil.
Yeğin ey sevdiğim, sen seni düzet;
Karayı bağla da, beyazı çöz, at;
Doldur ver badeyi, bir daha uzat;
Ayrılık şerbetin ver, melil melil.
Zülfü perişanım kal, melil melil.
Kerem et, aklından çıkarma beni;
Ağla göz yaşın sil, melil melil.
Yeğin ey sevdiğim, sen seni düzet;
Karayı bağla da, beyazı çöz, at;
Doldur ver badeyi, bir daha uzat;
Ayrılık şerbetin ver, melil melil.
Etiketler:
Ala Gözlüm,
Ben Bu İlden Gidersem,
KARACAOĞLAN,
TÜRKÜ VE ŞARKI SÖZLERİ
Ala Gözlü Nazlı Dilber
Ala gözlü nazlı dilber
Halimden haberin var mı
Seni eller alıyorlar
Zulmünden haberin var mı
Güzeller yola düzüldü
Aşkının bağrı ezildi
Yürü kemerin çözüldü
Belinden haberin var mı
Halimden haberin var mı
Seni eller alıyorlar
Zulmünden haberin var mı
Güzeller yola düzüldü
Aşkının bağrı ezildi
Yürü kemerin çözüldü
Belinden haberin var mı
Ala Gözlü Benli Dilber
Ala gözlü benli dilber
Koma beni el yerine
Altın kemerin olayım
Dola beni bel yerine
Hicine gönlüm hicine
Yiğide ölüm geçine
As beni zülfün ucuna
Sallanayım tel yerine
Koma beni el yerine
Altın kemerin olayım
Dola beni bel yerine
Hicine gönlüm hicine
Yiğide ölüm geçine
As beni zülfün ucuna
Sallanayım tel yerine
Ala Gözlerini Sevdiğim Dilber
Ala gözlerini sevdiğim dilber
Sana bir tenhada sözüm var benim
Kumaş yüküm dost köyüne çezildi
Bİr zülfü siyaha nazım var benim
Ak ellere al kınalar yakınır
Ala göze siyah sürme çekinir
Dostu olan dost yoluna bakınır
Dosta giden yolda izim var benim
Sana bir tenhada sözüm var benim
Kumaş yüküm dost köyüne çezildi
Bİr zülfü siyaha nazım var benim
Ak ellere al kınalar yakınır
Ala göze siyah sürme çekinir
Dostu olan dost yoluna bakınır
Dosta giden yolda izim var benim
Etiketler:
Ala Gözlerini Sevdiğim Dilber,
KARACAOĞLAN
Ala Gözlerine Kurban Olduğum
Ala gözlerine kurban olduğum
Say edip aleme bildirme beni
Açıp ak gerdanı durma karşımda
Ecelimden evvel öldürme beni
Dilber at kolların dola boynuma
Ölüm endişesi gelmez aynıma
Bir gece misafir eyle koynuna
Sabah oldu deyu kaldırma beni
Say edip aleme bildirme beni
Açıp ak gerdanı durma karşımda
Ecelimden evvel öldürme beni
Dilber at kolların dola boynuma
Ölüm endişesi gelmez aynıma
Bir gece misafir eyle koynuna
Sabah oldu deyu kaldırma beni
Etiketler:
Ala Gözlerine Kurban Olduğum,
KARACAOĞLAN
Akça Kızlar Göç Eyledi Yurdundan
Akça kızlar göç eyledi yurdundan
Koç yiğitler deli oldu derdinden
Gün öğle sonu da belin ardından
Saydım altı güzel indi pınara
Üçü uzun boylu, kaşların süzer
Üçü orta boylu, zülfünü dizer
Sanki akça ceylan bir çölde gezer
Sarı kınalı keklik indi pınara
Koç yiğitler deli oldu derdinden
Gün öğle sonu da belin ardından
Saydım altı güzel indi pınara
Üçü uzun boylu, kaşların süzer
Üçü orta boylu, zülfünü dizer
Sanki akça ceylan bir çölde gezer
Sarı kınalı keklik indi pınara
Etiketler:
Akça Kızlar Göç Eyledi Yurdundan,
KARACAOĞLAN
Ağlayı Ağlayı Düştüm Yollara
Ağlayı ağlayı düştüm yollara
Karışayım bozbulanık sellere
Adı sanı bilinmedik illere
Gitmeyince gönül yardan ayrılmaz
Ahım kaldı şu gelinin ahdinde
Deremedim güllerini vaktinde
Karanlık gecede kolum altında
Yatmayınca gönül yardan ayrılmaz
Karışayım bozbulanık sellere
Adı sanı bilinmedik illere
Gitmeyince gönül yardan ayrılmaz
Ahım kaldı şu gelinin ahdinde
Deremedim güllerini vaktinde
Karanlık gecede kolum altında
Yatmayınca gönül yardan ayrılmaz
Etiketler:
Ağlayı Ağlayı Düştüm Yollara,
KARACAOĞLAN
Ağlama Sevdiğim Gül Dedi Bana
Seherden uğradım dostun köyüne
Hoş geldin sevdiğim in dedi bana
Tomurcuk memesin verdi ağzıma
Yorgunsun sevdiğim em dedi bana
Benim yârim gelişinden bellidir
Ak elleri deste deste güllüdür
İbrişim kuşaklı ince bellidir
İnce bellerimi sar dedi bana
Hoş geldin sevdiğim in dedi bana
Tomurcuk memesin verdi ağzıma
Yorgunsun sevdiğim em dedi bana
Benim yârim gelişinden bellidir
Ak elleri deste deste güllüdür
İbrişim kuşaklı ince bellidir
İnce bellerimi sar dedi bana
Etiketler:
Ağlama Sevdiğim Gül Dedi Bana,
KARACAOĞLAN
Ağacın Eyisi Özünden Olur
Ağacın eyisi özünden olur
Yiğidin eyisi sözünden olur
İl için ağlayan gözünden olur
Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim
Yavrı keklik gibi kaynar eğlenir
Mis kokulu yağlar ile yağlanır
Sabah akşam türlü yazma bağlanır
Eğip geçer yeşil başın sevdiğim
Yiğidin eyisi sözünden olur
İl için ağlayan gözünden olur
Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim
Yavrı keklik gibi kaynar eğlenir
Mis kokulu yağlar ile yağlanır
Sabah akşam türlü yazma bağlanır
Eğip geçer yeşil başın sevdiğim
Etiketler:
Ağacın Eyisi Özünden Olur,
KARACAOĞLAN
24 Nisan 2010 Cumartesi
Bir Yusuf Masalı
başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya
aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı
ilk önce damarlarımızda duyuyor çağıltısını
uzak iklimlerin
kokusu gitmediğimiz şehirlerin önceden
bir baş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda
sonra ayrılıklar düşüne dalıyoruz
bize ait olan ne kadar uzakta!
İsmet Özel
bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya
aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı
ilk önce damarlarımızda duyuyor çağıltısını
uzak iklimlerin
kokusu gitmediğimiz şehirlerin önceden
bir baş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda
sonra ayrılıklar düşüne dalıyoruz
bize ait olan ne kadar uzakta!
İsmet Özel
Bir Devrimcinin Armonikası
Binlerce binlerce çocuk
koşarak dokumuş benim kumaşımı
hançeremdeki bu şehrin
o geçimsiz mushafı
vardım dayandığım parmaklığına o büyük hesapların
Hazırım ey kalaycı çırakları ve güyümcüler
ey rakı sürülmüş yaralarım gövdeleşin
kırçıl acılarım benim
gök de bir mendil takınsın boynuna
benim kağşayan umutlarım gövdeleşin
çünkü ben oraya gidiyorum : boğulmaya.
koşarak dokumuş benim kumaşımı
hançeremdeki bu şehrin
o geçimsiz mushafı
vardım dayandığım parmaklığına o büyük hesapların
Hazırım ey kalaycı çırakları ve güyümcüler
ey rakı sürülmüş yaralarım gövdeleşin
kırçıl acılarım benim
gök de bir mendil takınsın boynuna
benim kağşayan umutlarım gövdeleşin
çünkü ben oraya gidiyorum : boğulmaya.
Etiketler:
Bir Devrimcinin Armonikası,
İsmet ÖZEL
Bir Ağrı Yakıldıkça Sevilmeli
Gecenin dürüstlüğünden herkes kuşkulanır
korkulur o kuş yüklü iniltilerden
ve mor ağzını gecenin kumuna batıran ben
çağdaş serüvenler adına
bütün fotoğraflarını yakan
yakan ve bekleyen.
Çarpar yüzü bir çocuğun mezarlara
yine de ağartamaz tanımını gecenin.
Ezgisiz ama esnaf bakışlarıyla soyunan bir kadın
ayartılmaya uygun o çok baygın yerlerim
ağartamaz
çünkü çocuklar yağız bir öpüşle korunur
ben yakarım çağımın ellerini. Ben bekliyenim.
Gecenin kıyısında benden konuşulur.
korkulur o kuş yüklü iniltilerden
ve mor ağzını gecenin kumuna batıran ben
çağdaş serüvenler adına
bütün fotoğraflarını yakan
yakan ve bekleyen.
Çarpar yüzü bir çocuğun mezarlara
yine de ağartamaz tanımını gecenin.
Ezgisiz ama esnaf bakışlarıyla soyunan bir kadın
ayartılmaya uygun o çok baygın yerlerim
ağartamaz
çünkü çocuklar yağız bir öpüşle korunur
ben yakarım çağımın ellerini. Ben bekliyenim.
Gecenin kıyısında benden konuşulur.
Etiketler:
Bir Ağrı Yakıldıkça Sevilmeli,
İsmet ÖZEL
Bakmaklar
Donyağından yapılmış sabunların
ürkütüp sindirdiği gözlerim vardı - ağır -
ağır yani çoraplı ve sürgün doğmanın
taşınmaz kıldığı.
Ben şenlikçisiydim pıhtı kanın
keten helvacılardan, bileycilerden
rugan çizme giyilen çağlardan geçerdim
barutun ve susamanın güzelliğiyle
tek yatmanın akmayan yüzüyle geçerdim.
Oraya, göğsüme iliklediğim hayvanı ayartmadan
direnmenin mayasını ellemeye.
Gün dönerdi, benzi solardı kahkahamın
kapardım kapımı gevşeyen bir yanımla
ve hergece yatağımda bir engerek bulmanın
süregen iğrentisiyle dolardım, sesim
öylece - Kusmuk Gibi - kalırdı ağzımda.
ürkütüp sindirdiği gözlerim vardı - ağır -
ağır yani çoraplı ve sürgün doğmanın
taşınmaz kıldığı.
Ben şenlikçisiydim pıhtı kanın
keten helvacılardan, bileycilerden
rugan çizme giyilen çağlardan geçerdim
barutun ve susamanın güzelliğiyle
tek yatmanın akmayan yüzüyle geçerdim.
Oraya, göğsüme iliklediğim hayvanı ayartmadan
direnmenin mayasını ellemeye.
Gün dönerdi, benzi solardı kahkahamın
kapardım kapımı gevşeyen bir yanımla
ve hergece yatağımda bir engerek bulmanın
süregen iğrentisiyle dolardım, sesim
öylece - Kusmuk Gibi - kalırdı ağzımda.
Bakır Tenli Yapraklar
Bak, ölüm güzü kiskaniyor
simdi issizdir onun sevimli kedisi
ve herkes onun el degmedik yerleri oldugunu saniyor.
uzayor defterine ugrayan kan lekesi
senin kuslarin olurdu mevsimi yolculuklara çagiran
içli tasra kizlarin gizemli eviçleri
kapilarin olurdu korkudan çok denizlere açilan
o denize açilan ellerin nerde simdi?
simdi issizdir onun sevimli kedisi
ve herkes onun el degmedik yerleri oldugunu saniyor.
uzayor defterine ugrayan kan lekesi
senin kuslarin olurdu mevsimi yolculuklara çagiran
içli tasra kizlarin gizemli eviçleri
kapilarin olurdu korkudan çok denizlere açilan
o denize açilan ellerin nerde simdi?
Aynı Adam
Tozludur saçlarım, saçlarımdan
devrilmiş sarayların dumanları savrulur
yüzüm yanıktır
yüreğime bir karanfil sokuludur
ve partizanca darbelerin dünyaya ilen şavkı
benim göğsüme göğsüme vurup durur.
Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
bahar da sürgülenir içime katranlar da
hem koşarak yarattığım sevgiler vardır
hem körlenmiş sevgilerin acısıyla koştururum.
Beni sular
kocaman taşları parçalayarak hatırlıyor dağlarda
ve beni hatırlatıyor çeltik tarlalarında aynı sular
umutlu sakinlikleri
lohusalıklarıyla.
devrilmiş sarayların dumanları savrulur
yüzüm yanıktır
yüreğime bir karanfil sokuludur
ve partizanca darbelerin dünyaya ilen şavkı
benim göğsüme göğsüme vurup durur.
Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
bahar da sürgülenir içime katranlar da
hem koşarak yarattığım sevgiler vardır
hem körlenmiş sevgilerin acısıyla koştururum.
Beni sular
kocaman taşları parçalayarak hatırlıyor dağlarda
ve beni hatırlatıyor çeltik tarlalarında aynı sular
umutlu sakinlikleri
lohusalıklarıyla.
Amentü
Amentü
İnsan
eşref-i mahlûkattır derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi, kandır akacak
ama kan kesilince damardan sıcak
sımsıcak kelimeler boşandı
aşk için karnıma ve göğsüme
ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden
aşk ve ölüm bana yeniden
su ve ateş ve toprak
yeniden yorumlandı.
Dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmıyacak
kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
yanık yağda boğulan yapıların arasında
delirmek hakkını elde bulundurmak
rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için
bana deha değil
belgeler gerekli
kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza
gençken
peşpeşe kaç gece yıllarca
acıyan, yumuşak yerlerime yaslanıp uçardım
bilmezdim neden bazı saatler
alaturka vakitlere ayarlı
neden karpuz sergilerinde lüküs yanar
yazgı desem
kötü bir şey dokunmuş olurdu sanki dudaklarıma
Tokat
aklıma niye gelmezdi
babam onbeşli olmasa.
Meyan kökü kazarmış babam kırlarda
ben o yaşta koltuğumda kitaplar
işaret parmağımda zincir, cebimde sedef çakı
cebimde kırlangıçlar çılgınlık sayfaları
kafamda yasak düşünceler, Gide mesela.
Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm
her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana
gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar
resimli bir kitaptan çalardım hayatımı
oysa hergün
merkep kiralayıp da kazılan kökleri
Forbes firmasına satan babamdı.
Budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güçbela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler için kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
İnsanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
Ezan sesi duyulmuyor
Haç dikilmiş minbere
Kâfir Yunan bayrak asmış
Camilere, her yere
Öyle ise gel kardeşim
Hep verelim elele
Patlatalım bombaları
Çanlar sussun her yerde
Çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere:Tanrı uludur Tanrı uludur
polistir babam
Cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sayarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
fly Pan-Am
drink Coca-Cola
Tutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
Ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı.
Orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı.
Hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
Nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
Hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
Hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
Ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla Varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
(1974)
.
İsmet Özel
İnsan
eşref-i mahlûkattır derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi, kandır akacak
ama kan kesilince damardan sıcak
sımsıcak kelimeler boşandı
aşk için karnıma ve göğsüme
ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden
aşk ve ölüm bana yeniden
su ve ateş ve toprak
yeniden yorumlandı.
Dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmıyacak
kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
yanık yağda boğulan yapıların arasında
delirmek hakkını elde bulundurmak
rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için
bana deha değil
belgeler gerekli
kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza
gençken
peşpeşe kaç gece yıllarca
acıyan, yumuşak yerlerime yaslanıp uçardım
bilmezdim neden bazı saatler
alaturka vakitlere ayarlı
neden karpuz sergilerinde lüküs yanar
yazgı desem
kötü bir şey dokunmuş olurdu sanki dudaklarıma
Tokat
aklıma niye gelmezdi
babam onbeşli olmasa.
Meyan kökü kazarmış babam kırlarda
ben o yaşta koltuğumda kitaplar
işaret parmağımda zincir, cebimde sedef çakı
cebimde kırlangıçlar çılgınlık sayfaları
kafamda yasak düşünceler, Gide mesela.
Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm
her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana
gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar
resimli bir kitaptan çalardım hayatımı
oysa hergün
merkep kiralayıp da kazılan kökleri
Forbes firmasına satan babamdı.
Budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güçbela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler için kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
İnsanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
Ezan sesi duyulmuyor
Haç dikilmiş minbere
Kâfir Yunan bayrak asmış
Camilere, her yere
Öyle ise gel kardeşim
Hep verelim elele
Patlatalım bombaları
Çanlar sussun her yerde
Çanlar sustu ve fakat
binlerce yılın yabancısı bir ses
değdi minarelere:Tanrı uludur Tanrı uludur
polistir babam
Cumhuriyetin bir kuludur
bense
anlamış değilim böyle maceralardan
ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalnız
coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
nüfus cüzdanımda tuhaf
ekmek damgası durur
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sayarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
fly Pan-Am
drink Coca-Cola
Tutun ve yüzleştirin hayatları
biri kör batakların çırpınışında kutsal
biri serkeş ama oldukça da haklı.
Ölümler
ölümlere ulanmakta ustadır
hayatsa bir başka hayata karşı.
Orada
aşk ve çocuk
birbirine katışmaz
nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
kendi tehlikesi peşinden gider insan
putların dahi damarından
aktığı güne kadar
sürdürür yorucu kovalamacayı.
Hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
Nerde, hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahim olan
parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
Hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
takvim yapraklarının arasını dolduran
nedir o katı şey
ki gücü
gönlün dağdağasını durultacak?
Hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
Ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla Varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim.
(1974)
.
İsmet Özel
Akla Karşı Tezler
1.
Gecenin üçüdür en uygun zaman, bahse girerim
düşünün: sabah çok yakın
oysa ışıltı yok ortalıkta
nerdeyse gece bitmiş ama sürmekte karanlık
henüz uyanmış bazıları
henüz uyumamış bazıları
bazıları uyanmış uykusuna doymadan
bazıları uykusuna varmadan doymuş
görüyorsunuz ilm-i hilaf ü cedel düzeniyle hayat
nasıl da sürüklüyor kendini
ve ben bunu kanıtlayabiliyorum
şu şair halimle
böylece size ey saygıdeğer erbab-i cumhuriyet
akıllı ve yetenekli olduğumu
kanıtlamış oluyorum
sizler de
bu derin bilgeliği kavrayarak
kendi değerinizi ortaya koymuş oluyorsunuz.
Gecenin üçüdür en uygun zaman, bahse girerim
düşünün: sabah çok yakın
oysa ışıltı yok ortalıkta
nerdeyse gece bitmiş ama sürmekte karanlık
henüz uyanmış bazıları
henüz uyumamış bazıları
bazıları uyanmış uykusuna doymadan
bazıları uykusuna varmadan doymuş
görüyorsunuz ilm-i hilaf ü cedel düzeniyle hayat
nasıl da sürüklüyor kendini
ve ben bunu kanıtlayabiliyorum
şu şair halimle
böylece size ey saygıdeğer erbab-i cumhuriyet
akıllı ve yetenekli olduğumu
kanıtlamış oluyorum
sizler de
bu derin bilgeliği kavrayarak
kendi değerinizi ortaya koymuş oluyorsunuz.
Akdenizin Ufka Doğru Mora Çalan Mavisi
Kim yeni terleyen bıyığına, sakalına sevdalanmışsa
Ölünceye kadar bu daireden dışarıya ayak atamaz
HAFIZ
Yaz günleri beni hatırlamıyor.
Salgılı bir hayvanla bitişiyorum yaz yaklaşınca
yayılıyorum ortasına sevgili tüylerimin
geniş uykulardayım, muazzam uykularda
yılların zulmünden haberim yok
ne de sürgün taşralı kızlar korosundan
geçiyor hazza yatkın dudaklarıyla gece
canımın ilmekleri arasından.
Ölünceye kadar bu daireden dışarıya ayak atamaz
HAFIZ
Yaz günleri beni hatırlamıyor.
Salgılı bir hayvanla bitişiyorum yaz yaklaşınca
yayılıyorum ortasına sevgili tüylerimin
geniş uykulardayım, muazzam uykularda
yılların zulmünden haberim yok
ne de sürgün taşralı kızlar korosundan
geçiyor hazza yatkın dudaklarıyla gece
canımın ilmekleri arasından.
Etiketler:
Akdenizin Ufka Doğru Mora Çalan Mavisi,
İsmet ÖZEL
Acının Omuzlanışı
Edip Cansever için
Kadını bir gürültüye sapladılar.
Evler tıkırtıydı, tıkırtıydı, tıkırtı
kahkahamın düşürdüğü çiçekleri bulamadılar
fırtınalı bir geceydi çünkü bulamadılar
bombalar, bö sesleri, savaş alaborası...
Yaşamak bir tıkırtıydı, aldırmadılar.
Çocukların düşlerinde bir Markut
bir kurbağa zıplıyor yaşamamızdan
hergün zıplıyor, hergün eksiliyor, hergün
Markuuuut! Torbanı sarkıt.
Her doğal güzelliğin bir ucunda aptallık
öbür ucunda o kambersiz geçen düğün.
Kadını bir gürültüye sapladılar.
Evler tıkırtıydı, tıkırtıydı, tıkırtı
kahkahamın düşürdüğü çiçekleri bulamadılar
fırtınalı bir geceydi çünkü bulamadılar
bombalar, bö sesleri, savaş alaborası...
Yaşamak bir tıkırtıydı, aldırmadılar.
Çocukların düşlerinde bir Markut
bir kurbağa zıplıyor yaşamamızdan
hergün zıplıyor, hergün eksiliyor, hergün
Markuuuut! Torbanı sarkıt.
Her doğal güzelliğin bir ucunda aptallık
öbür ucunda o kambersiz geçen düğün.
Buyur Usta
Oğlum, onüç-ondört anahtarı ver
Al usta
Oğlum, yat motorun altına
Nesi var bir bakıver
Olur usta
Oğlum, iyi sık civatayı
Sonra sahibi neder?
Sıkıyorum usta
Bileğim yettiğince
Yüreğim yettiğince
Sıkıyorum işte
Al usta
Oğlum, yat motorun altına
Nesi var bir bakıver
Olur usta
Oğlum, iyi sık civatayı
Sonra sahibi neder?
Sıkıyorum usta
Bileğim yettiğince
Yüreğim yettiğince
Sıkıyorum işte
Etiketler:
Buyur Usta,
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
İbrahim SADRİ
Bizim Yaşadığımız
bizim de yaşadığımız hayattır kardeşim
biz de soluk alıp vermedeyiz
yani her insan gibi sevmekteyiz, sevilecek şeyleri
bir kır çiçeğini çimeni toprağı börtü böceği
kurban bayramlarında kınalı koçları
başları eloyasıişlemeli yemeni ile kapalı
bembeyaz saçlı kırış kırış alınlı
pencere kenarlarında oğullarını bekleyen anaları
biz de soluk alıp vermedeyiz
yani her insan gibi sevmekteyiz, sevilecek şeyleri
bir kır çiçeğini çimeni toprağı börtü böceği
kurban bayramlarında kınalı koçları
başları eloyasıişlemeli yemeni ile kapalı
bembeyaz saçlı kırış kırış alınlı
pencere kenarlarında oğullarını bekleyen anaları
Etiketler:
Bizim Yaşadığımız,
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
İbrahim SADRİ
Bir Bavulla Gelmişler (Münih Treni)
Bir bavulla gelmişler
Karaların memet, ince ali ve bir de bekir
Puslu bir alaman sabahında münihe inmişler trenden
Biraz memleket peksimeti mendil içinde üçbeş lokum
Bir de yar ilen ana baba hasreti
Bildikleri birkaç sıla türküsü
İnmişler üçüncü mevki kompartımandan
Başlarında kasketleri
Şenolasın bakalım gurbetlik şenolasın yabaneli
Karaların memet, ince ali ve bir de bekir
Puslu bir alaman sabahında münihe inmişler trenden
Biraz memleket peksimeti mendil içinde üçbeş lokum
Bir de yar ilen ana baba hasreti
Bildikleri birkaç sıla türküsü
İnmişler üçüncü mevki kompartımandan
Başlarında kasketleri
Şenolasın bakalım gurbetlik şenolasın yabaneli
Beni Kavgada Gör
Geçer gözüm
İçimizden bir aşk geçer
Ve keder
Ve heder olmuş bir hayat
Nasıl geçerse zehir damarlarımızdan
Öyle yavaş öyle deşer de geçer
Koyarlar cesaretimizi bir sokağın tabelasına
Binlerce çocuğa adımızı verirler
Bize ölüm bize kurşun bize hançer neyler
Neyler ömrünü cebine koymuş adama yağlı mavzer
İçimizden bir aşk geçer
Ve keder
Ve heder olmuş bir hayat
Nasıl geçerse zehir damarlarımızdan
Öyle yavaş öyle deşer de geçer
Koyarlar cesaretimizi bir sokağın tabelasına
Binlerce çocuğa adımızı verirler
Bize ölüm bize kurşun bize hançer neyler
Neyler ömrünü cebine koymuş adama yağlı mavzer
Etiketler:
Beni Kavgada Gör,
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
İbrahim SADRİ
Ben Aşkı Satın Aldım
ben aşkı bir üveyikten satın aldım,yaşım onaltı
o zamanlar bakır rengindeydi dağlar
daha şıvan düşmemişti böğrüme
daha deli deli esmemişti ruzigar
kalbim acıya düşmemişti
sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım
halayda delikanlı başı olacaktım
bıyıklarım yeni terlemişti
gurbeti
ismail dayımın gönderdiği
kuru üzüm ve fıstık'nan
bir de istanbul fotoğraflarından tanımıştım
o zamanlar bakır rengindeydi dağlar
daha şıvan düşmemişti böğrüme
daha deli deli esmemişti ruzigar
kalbim acıya düşmemişti
sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım
halayda delikanlı başı olacaktım
bıyıklarım yeni terlemişti
gurbeti
ismail dayımın gönderdiği
kuru üzüm ve fıstık'nan
bir de istanbul fotoğraflarından tanımıştım
Etiketler:
Ben Aşkı Satın Aldım,
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
İbrahim SADRİ
Anne
Kan ter içinde gece
Kan ter içinde her yanım
Her yanım bu gece vurgun içinde
Kurşun yemişim, sürgün yemişim
Bu sana ilk gelişim
Vur emriyle düşmüşüm kapına
Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana
Yok elimde bir demet menekşe
Yok elimde sevdiğin gül şekeri
Yok işte sana bir şey
Bilmem ki ne demeli
Bir tek ağır yaralı özlemim
Ve birtek gözlerine sürdüğün gözlerim
Anne benim, aç kapıyı
Oğulcuğun, küçük tavşanın, körolmayasıcağın
Ölmeyesin, bitmeyesin
Yürekyarısı gitmeyesin dediğin
Anne benim, aç kapıyı
İşte geldim, işte bu sana ilk gelişim
Kan ter içinde her yanım
Her yanım bu gece vurgun içinde
Kurşun yemişim, sürgün yemişim
Bu sana ilk gelişim
Vur emriyle düşmüşüm kapına
Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana
Yok elimde bir demet menekşe
Yok elimde sevdiğin gül şekeri
Yok işte sana bir şey
Bilmem ki ne demeli
Bir tek ağır yaralı özlemim
Ve birtek gözlerine sürdüğün gözlerim
Anne benim, aç kapıyı
Oğulcuğun, küçük tavşanın, körolmayasıcağın
Ölmeyesin, bitmeyesin
Yürekyarısı gitmeyesin dediğin
Anne benim, aç kapıyı
İşte geldim, işte bu sana ilk gelişim
Etiketler:
Anne,
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
İbrahim SADRİ
Ali Munzur
Açıldı ömrümün haritası
Bir omzu düşük ağır delikanlı
Ey Ali Munzur, ey dağların kartalı
Sağ yanım bıçak yarası sol yanım hicran
Ve emanet kalmıştır bir köylü kızında kalbimin yarası
Ey Ali Munzur, ey dağların kartalı
Benim ömrümde, bir kırlangıç ağıdı vardır bildiğim
Benim ömrümde, tel örgüler kuşluk ayazında
Kör karanlık yağlı kurşun
Birde yanık türküsü anamın
Her biri bir başka seherinde güz dönümümün
Vurup gitmiştir sessizce oğulları
Şu gurbet denen şu belalı buğ yılanı, şu bilinmez sefere
Bir omzu düşük ağır delikanlı
Ey Ali Munzur, ey dağların kartalı
Sağ yanım bıçak yarası sol yanım hicran
Ve emanet kalmıştır bir köylü kızında kalbimin yarası
Ey Ali Munzur, ey dağların kartalı
Benim ömrümde, bir kırlangıç ağıdı vardır bildiğim
Benim ömrümde, tel örgüler kuşluk ayazında
Kör karanlık yağlı kurşun
Birde yanık türküsü anamın
Her biri bir başka seherinde güz dönümümün
Vurup gitmiştir sessizce oğulları
Şu gurbet denen şu belalı buğ yılanı, şu bilinmez sefere
Etiketler:
ALİ MUNZIR,
Ali Munzur,
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
İbrahim SADRİ
Adın Batsın
yüreğime bir gül çizdim kanlı yaş ile
yaktın beni küle döndüm dumana döndüm
nasıl edem nere gidem dertli baş ile
bilemedim teli kırık kemana döndüm
canım aldın, can evimden vurdun ya sende
küstüm sana, faydası yok, geri dönsen de
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
sen de vicdansız çıktın adın batsın
yaktın beni küle döndüm dumana döndüm
nasıl edem nere gidem dertli baş ile
bilemedim teli kırık kemana döndüm
canım aldın, can evimden vurdun ya sende
küstüm sana, faydası yok, geri dönsen de
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
sen de vicdansız çıktın adın batsın
Etiketler:
Adın Batsın,
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
İbrahim SADRİ
Aldırma Reis
Sen içerdeyken ben
Sinemalara gittim
Bütün filmlerini seyrettim
O sevdiğimiz artistin
Sen içerdeyken ben
Vita kutularında çiçek yetiştirdim
Sokakta top oynadım çocuklarla
Ayakkabılarımı eskittim
Güneşe karşı durdum sabahları
Geceleri bir başıma yıldızları bekledim
Annenin gönlüne su serptim
Aldırma dedim aldırma
Bir şarkı söyle bir dilek tut herkes için
Bir ada rüzgarı gibi
Sürtünerek geç hayata
Bir sarmaşık gibi tutun
Sinemalara gittim
Bütün filmlerini seyrettim
O sevdiğimiz artistin
Sen içerdeyken ben
Vita kutularında çiçek yetiştirdim
Sokakta top oynadım çocuklarla
Ayakkabılarımı eskittim
Güneşe karşı durdum sabahları
Geceleri bir başıma yıldızları bekledim
Annenin gönlüne su serptim
Aldırma dedim aldırma
Bir şarkı söyle bir dilek tut herkes için
Bir ada rüzgarı gibi
Sürtünerek geç hayata
Bir sarmaşık gibi tutun
Etiketler:
Aldırma Reis,
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
İbrahim SADRİ
Adam Gibi
Ben seni hiç sevmedim ki
Yorgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim
Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim
Birde yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip,
Gözlerinde durdular.
Ben seni hiç sevmedim ki
Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim
Kurşunları sevdim beni vurduğunda
Ağlamayı sevdim unuttuğunda
Yorgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim
Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim
Birde yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip,
Gözlerinde durdular.
Ben seni hiç sevmedim ki
Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim
Kurşunları sevdim beni vurduğunda
Ağlamayı sevdim unuttuğunda
Etiketler:
Adam Gibi,
EZGİ MARŞ VE İLAHİ SÖZLERİ,
İbrahim SADRİ
Dosta Sesleniş
od düşmüş gönlüme
söndürde derdine yan
muhanne yolu kesmiş
çöldeki merdine yan
yarınlar kalleş dolu
mert olan her düne yan
.
Hüseyin Nihal Atsız
söndürde derdine yan
muhanne yolu kesmiş
çöldeki merdine yan
yarınlar kalleş dolu
mert olan her düne yan
.
Hüseyin Nihal Atsız
Davetiye
Ey Benito Musolini! Ey gayet yüce,
italyanlar başvekili muhterem Düce!
Duydum ki, yelkenleri edip de fora
Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora.
Buyursunlar... Bizim için şavaş düğündür;
Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür.
Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
Türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
Hem karadan, hem denizden ordular indir!
italyanlar başvekili muhterem Düce!
Duydum ki, yelkenleri edip de fora
Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora.
Buyursunlar... Bizim için şavaş düğündür;
Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür.
Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
Türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
Hem karadan, hem denizden ordular indir!
Bütün Türk Gençliğine
I
Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığınla yurdumuzun malısın.
Sen bir insan değilsin; ne kemiksin ne de et;
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.
Iztırap çek inleme... Ses çıkarmadan aşın.
Bir damlacık aksa da bir acizdir göz yaşın;
Yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın,
Tek başına dileğe doğru at salmalısın.
Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığınla yurdumuzun malısın.
Sen bir insan değilsin; ne kemiksin ne de et;
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.
Iztırap çek inleme... Ses çıkarmadan aşın.
Bir damlacık aksa da bir acizdir göz yaşın;
Yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın,
Tek başına dileğe doğru at salmalısın.
Etiketler:
Bütün Türk Gençliğine,
Hüseyin Nihal ATSIZ
Bahtiyarlık
Bahtiyarlık ne zafer kısrağına binmektir;
Ne yaşarken dünya uçmağına inmektir.
Şekli olmaz, rengi yok, belirsizdir ve tektir.
Bahtiyarlık: Ömründe bir kere sevinmektir.
Bir karanlık geceye akıyorken bu varlık
Bulunur mu dünyada ebedi bahtiyarlık?
Mükafatın, yapsan da en büyük bir yararlık
Nihayet zafer adlı bir kısrağa binmektir.
Ne yaşarken dünya uçmağına inmektir.
Şekli olmaz, rengi yok, belirsizdir ve tektir.
Bahtiyarlık: Ömründe bir kere sevinmektir.
Bir karanlık geceye akıyorken bu varlık
Bulunur mu dünyada ebedi bahtiyarlık?
Mükafatın, yapsan da en büyük bir yararlık
Nihayet zafer adlı bir kısrağa binmektir.
Ayrılık
Sevdiğim, kemençede titretiyorken yayı,
Bülbül sustu, unuttu o eski ağlamayı.
Öyle sandım ki gökte kızıllık sardı ayı,
Sevdiğim, kemençede inletiyorken yayı...
Ağaçların dalları saygılarla eğildi,
İçimden çarpıntıyı, gözümden yaşı sildi,
Böceklerin sesleri birdenbire kesildi,
Sevdiğim, kemençede söyletiyorken yayı...
Ayın on dördü gökte yavaşça yükselince,
Bir bağlama başladı önceden ince ince ...
Bülbül sustu, unuttu o eski ağlamayı.
Öyle sandım ki gökte kızıllık sardı ayı,
Sevdiğim, kemençede inletiyorken yayı...
Ağaçların dalları saygılarla eğildi,
İçimden çarpıntıyı, gözümden yaşı sildi,
Böceklerin sesleri birdenbire kesildi,
Sevdiğim, kemençede söyletiyorken yayı...
Ayın on dördü gökte yavaşça yükselince,
Bir bağlama başladı önceden ince ince ...
Ay Yüzlü Güzel Konçuy
Mestim bugün aşkınla ay yüzlü güzel konçuy,
Gönlümde esip çınla, ay yüzlü güzel konçuy.
Şevkinle serab ettin, aşkınla harab ettin,
Payında türab ettin,ay yüzlü güzel konçuy.
Sensiz yaşamak boştur, birlikte ölüm hoştur,
Coştum, daha çok coştur, ay yüzlü konçuy.
Sevginle geçip serden, bildim yaralar nerden;
Eyvah kara gözlerden, ay yüzlü güzel konçuy.
Zulmetteki mahımsın, gönlümdeki ahımsın,
Gönlümde esip çınla, ay yüzlü güzel konçuy.
Şevkinle serab ettin, aşkınla harab ettin,
Payında türab ettin,ay yüzlü güzel konçuy.
Sensiz yaşamak boştur, birlikte ölüm hoştur,
Coştum, daha çok coştur, ay yüzlü konçuy.
Sevginle geçip serden, bildim yaralar nerden;
Eyvah kara gözlerden, ay yüzlü güzel konçuy.
Zulmetteki mahımsın, gönlümdeki ahımsın,
Etiketler:
Ay Yüzlü Güzel Konçuy,
Hüseyin Nihal ATSIZ
Aşkınla
Aşkınla senin bunca gönül etmede nale...
Uğrunda akan gözyaşımız oldu şelale.
Onmaz kara sevdamızı kan söndürecektir...
O füsunkar ve güzel gözleri her kalbi deşen
Öyle bir nazlı kızın aşkına düştüm ben ki...
Ey bir eşi bulunmaz fedakar,mert arkadaş!
Kıskandırdın bizi sen,bak ölümün ne kadar şanlı!
Uğrunda akan gözyaşımız oldu şelale.
Onmaz kara sevdamızı kan söndürecektir...
O füsunkar ve güzel gözleri her kalbi deşen
Öyle bir nazlı kızın aşkına düştüm ben ki...
Ey bir eşi bulunmaz fedakar,mert arkadaş!
Kıskandırdın bizi sen,bak ölümün ne kadar şanlı!
AĞIT
Gönlümde yazdığım bu son ağıta
Nazire yaparak coşan dalgalar!
Hastası olup da geç vakit hekim
Arayanlar gibi koşan dalgalar!
Sizin de elbette var bir sızınız,
Bundan mı geliyor korkunç hızınız?
Benide beraber alır mısınız?
Kederle kabarıp şişen dalgalar?
Nazire yaparak coşan dalgalar!
Hastası olup da geç vakit hekim
Arayanlar gibi koşan dalgalar!
Sizin de elbette var bir sızınız,
Bundan mı geliyor korkunç hızınız?
Benide beraber alır mısınız?
Kederle kabarıp şişen dalgalar?
Afşin’a Ağıt
Ne ümitlerle gelip dünyaya
En güzel ismi takındın: Afşın!
Böyle erken bırakıp gitme neden?
Kaç bahar, kaç yılı doldurdu yaşın?
Kaldı senden bize bir gamlı seda...
Bir vedadır o seda, sade veda’
6 Kasım 1960,Pazar
Hüseyin Nihal Atsız
En güzel ismi takındın: Afşın!
Böyle erken bırakıp gitme neden?
Kaç bahar, kaç yılı doldurdu yaşın?
Kaldı senden bize bir gamlı seda...
Bir vedadır o seda, sade veda’
6 Kasım 1960,Pazar
Hüseyin Nihal Atsız
adsız
Ey gözlerinin rengi,bütün ruhumu sarsın
Kalbimde bugün açtı siyah renkli çiçekler
Bir gün beni rüzgarlara kalbinle sorarsan
''Can verdi senin ruhuna çoktaan''diyecekler!
Taa kalbe giren gözlerinin şulelerinden
Gel sevgili gel,sen bana bir semli kadeh sun
Hiç titrememiş kalbimi tiretti yerinden
Oynattı evet,sendeki baş döndüren efsun.
Kalbimde bugün açtı siyah renkli çiçekler
Bir gün beni rüzgarlara kalbinle sorarsan
''Can verdi senin ruhuna çoktaan''diyecekler!
Taa kalbe giren gözlerinin şulelerinden
Gel sevgili gel,sen bana bir semli kadeh sun
Hiç titrememiş kalbimi tiretti yerinden
Oynattı evet,sendeki baş döndüren efsun.
Beyaz id Paşa
. beyaz id pasa
gün aksamlıdır devletlim
elbet biz de ölürüz
gözüm hep o asılmışta kaldı
sanki karanfil zülfünü dokmuş de
şimşir topuzlu bir gürz
indirilmiş gibi tanyerine
kanlıydı kartal kanadı
bir tarikat değneği gibi
pürüzsüz ve düz
bir beden, asilmiş
gün aksamlıdır devletlim
elbet biz de ölürüz
gözüm hep o asılmışta kaldı
sanki karanfil zülfünü dokmuş de
şimşir topuzlu bir gürz
indirilmiş gibi tanyerine
kanlıydı kartal kanadı
bir tarikat değneği gibi
pürüzsüz ve düz
bir beden, asilmiş
Ben İçin Son net
benim yüzümdür iste, mağrur, kalın, şizofren;
unutmak ve aynayla, aşklarla azalmada;
ben gideli beridir Hilmi yavuz ile ben
bazen burdayız iste, bazen de ürkünç oda
içimize kapanan kapısıyla bu gün de
bir ben'e acılıyor, ah, yıldızlı ve çorak
bir çökelti gibiyim ben kendi belleğimde...
unutmak ve aynayla, aşklarla azalmada;
ben gideli beridir Hilmi yavuz ile ben
bazen burdayız iste, bazen de ürkünç oda
içimize kapanan kapısıyla bu gün de
bir ben'e acılıyor, ah, yıldızlı ve çorak
bir çökelti gibiyim ben kendi belleğimde...
Bedreddin
1. bedreddin
mübalağa aksam olur
güz, nefti dolaklarını kuşanır da gelir
yaprağın fetrete düştüğü zaman
sen ey yaz günlerini
top top ak çuhaya tebdil eyleyip
ve bir solgun gülümseme olarak
eğnine giyen saman
mübalağa aksam olur
güz, nefti dolaklarını kuşanır da gelir
yaprağın fetrete düştüğü zaman
sen ey yaz günlerini
top top ak çuhaya tebdil eyleyip
ve bir solgun gülümseme olarak
eğnine giyen saman
Bakiye Rubai
Ey bakışlar ustası umutlar pehlivanı
Sen anlattın bir gülde anlatılmaz olanı
Biz bir hüzne baslarken sana çıraklık ettik
Uçurduğun kuşlardır simdi Bâki Divâni
.
Hilmi Yavuz
Sen anlattın bir gülde anlatılmaz olanı
Biz bir hüzne baslarken sana çıraklık ettik
Uçurduğun kuşlardır simdi Bâki Divâni
.
Hilmi Yavuz
Aynalar ve Zaman
erguvanlar geçip gittiler bahçelerden
geriye sadece erguvanlar kaldı
şair! bahçelere özenecek ne vardı?
işte tenhâ her yanımız, hep tenhâ
ne aradık sözcüklerin kuytularında
ne bulduk soldukça çoğalan dilimizde?
Zaman'ın sırı hala duruyor olmalı ki üzerimizde
biz bakınca görünen aynalardı
geriye sadece erguvanlar kaldı
şair! bahçelere özenecek ne vardı?
işte tenhâ her yanımız, hep tenhâ
ne aradık sözcüklerin kuytularında
ne bulduk soldukça çoğalan dilimizde?
Zaman'ın sırı hala duruyor olmalı ki üzerimizde
biz bakınca görünen aynalardı
Annem ve Akşam
bir kapı açıldı, ansızın, baktık:
akşam!.. kimse benzemez oldu kendine;
kimbilir ne kadar hüzünlü artık,
bir odadan ötekine geçmek bile...
sen neysen o kadarsın, ey akşam!
annem içini çekiyor kimi ansa;
ürkü!.. biri ansızın bir gül koparsa;
şimdi uzak olandır neye ulaşsam...
akşam!.. kimse benzemez oldu kendine;
kimbilir ne kadar hüzünlü artık,
bir odadan ötekine geçmek bile...
sen neysen o kadarsın, ey akşam!
annem içini çekiyor kimi ansa;
ürkü!.. biri ansızın bir gül koparsa;
şimdi uzak olandır neye ulaşsam...
Anı-son net
aynalar dolaşıyor, bu kentin aynaları;
sözlerim sisli sözler ve aşklar kırılmada;
aşklardan isteniyor, ah, orda olmaları...
kendini odalara benzeten odalarda,
aynalar göğe ağar, bu kentin aynaları;
kimi dilerse onu göstererek, buyurman
kim bilir hangi yazda bırakmış anıları?
sen sıdre, sen son ağaç, yeşil döşek ve yorgan...
sözlerim sisli sözler ve aşklar kırılmada;
aşklardan isteniyor, ah, orda olmaları...
kendini odalara benzeten odalarda,
aynalar göğe ağar, bu kentin aynaları;
kimi dilerse onu göstererek, buyurman
kim bilir hangi yazda bırakmış anıları?
sen sıdre, sen son ağaç, yeşil döşek ve yorgan...
Akşam Ve Sen Ve Ben
ikimizdik, sen ve ben, bir çiçekle
onun tomurcuğu arasında bir yerde;
öylece durur muyduk, ikimiz gibi?
dâima birlikte olurduk hüzünlerde...
anımsar mısın, yaz günü, bir bahçeyle
gizledikti kendimizi birbirimizden;
sen ve bahçe, ben ve bahçe, sen ve ben:
akşamlar derlerdik her ikimizden...
onun tomurcuğu arasında bir yerde;
öylece durur muyduk, ikimiz gibi?
dâima birlikte olurduk hüzünlerde...
anımsar mısın, yaz günü, bir bahçeyle
gizledikti kendimizi birbirimizden;
sen ve bahçe, ben ve bahçe, sen ve ben:
akşamlar derlerdik her ikimizden...
Akşam ve Kandil
mevsimidir,
kendi hüznüme döndüm...
akşam annemle aramda
bir süs
gibi dururdu;
saatler rikkatle vururdu;
özensiz
bir eşya kuraklığı
dağılmış bahçemize;
ve her şey kandil...
kendi hüznüme döndüm...
akşam annemle aramda
bir süs
gibi dururdu;
saatler rikkatle vururdu;
özensiz
bir eşya kuraklığı
dağılmış bahçemize;
ve her şey kandil...
Akşam ve Çocuk
Zaman iyice alçaldı... aşklar
görünür oldular ve 'mazi kalbimde yara...'
o konak, yıkık, harap, anımsıyorum,
bulutlar ağır ağır inerdi odalara...
beklerdim, aşklar birer türküydü!
bir kızak, sanki saplanmış kara;
hiç bir şey kımıldamaz, öyle dururdu,
annemsi bir sessizlik çökmüş duvara...
o konakta herkes, büyük aile,
koştururdu, yazlar sanki bir sara
nöbeti gibi yaşanır, bir çırpınıştır
çocukluk, orada, boş akşamlara...
.
Hilmi Yavuz
görünür oldular ve 'mazi kalbimde yara...'
o konak, yıkık, harap, anımsıyorum,
bulutlar ağır ağır inerdi odalara...
beklerdim, aşklar birer türküydü!
bir kızak, sanki saplanmış kara;
hiç bir şey kımıldamaz, öyle dururdu,
annemsi bir sessizlik çökmüş duvara...
o konakta herkes, büyük aile,
koştururdu, yazlar sanki bir sara
nöbeti gibi yaşanır, bir çırpınıştır
çocukluk, orada, boş akşamlara...
.
Hilmi Yavuz
Veda
kendimi kendime verdim bu gece
düşünüyorum...
zamanı hecelere böldüm,
bulamıyorum.
gece sabah göz kırpıyor,
elimde son bir kelime,
onu sa sana bırakıyorum,
HOŞÇAKAL diyorum.....
.
Hasan El Benna
düşünüyorum...
zamanı hecelere böldüm,
bulamıyorum.
gece sabah göz kırpıyor,
elimde son bir kelime,
onu sa sana bırakıyorum,
HOŞÇAKAL diyorum.....
.
Hasan El Benna
Etiketler:
Hasan EL BENNA,
Veda,
YABANCI ŞAİRLERİN ŞİİRLERİ
Ayrılık (Abschied)
Aksine tatlıdır, verilen bir sözü tutmamak,
Hayli ağır kanıtsanmış bir hatırın vebali,
Ve heyhat, hiç vaat bile edilemez hak,
Gönlümüzle öylesine ters düşerse bedeli.
Bilinen sihirli besteleri çalışıyorsun pekiyi,
Büyüleyip çekiyorsun yine, susmamış birini,
Tekrar salıncak tekneye, sarhoş deliliğin tini,
Tazeliyorsun, ikiye katlıyorsun tehlikeyi.
Hayli ağır kanıtsanmış bir hatırın vebali,
Ve heyhat, hiç vaat bile edilemez hak,
Gönlümüzle öylesine ters düşerse bedeli.
Bilinen sihirli besteleri çalışıyorsun pekiyi,
Büyüleyip çekiyorsun yine, susmamış birini,
Tekrar salıncak tekneye, sarhoş deliliğin tini,
Tazeliyorsun, ikiye katlıyorsun tehlikeyi.
Etiketler:
Abschied,
Ayrılık,
Johann Wolfgang Von GOETHE,
YABANCI ŞAİRLERİN ŞİİRLERİ
Akşam Güneşi (Abendsonne)
Bakın, akşam güneşinin sıcağıyla evrim
Yeşiller içindeki kulübeleri nasıl parlatıyor!
O giderek çekilirken, Gün kurtuluyor,
Bize inip kaybolurken bile hayat veriyor.
Ah! Bir kanat yerden beni kaldırmıyor,
Ki ardından, hep peşinden yetişeyim!
Seziyorum sonsuz Akşam ışığında,
Issız alemi ayaklarımın altında,
Tutuşmuş tüm tepeler, yatışmış her dere,
Gümüş Çınar altın ırmaklara akıyor habire.
Yeşiller içindeki kulübeleri nasıl parlatıyor!
O giderek çekilirken, Gün kurtuluyor,
Bize inip kaybolurken bile hayat veriyor.
Ah! Bir kanat yerden beni kaldırmıyor,
Ki ardından, hep peşinden yetişeyim!
Seziyorum sonsuz Akşam ışığında,
Issız alemi ayaklarımın altında,
Tutuşmuş tüm tepeler, yatışmış her dere,
Gümüş Çınar altın ırmaklara akıyor habire.
Niçin Bize Öylece Nazar Eğledin (Warum Gabst Du Uns Die Tiefen Blicke)
Niçin bize öylece nazar eğledin,
Geleceğimize karamsar baktığımız,
Sevdamıza, ferdi mutluluğumuza
Derman olarak yanaşmadığımız?
Kader, neden kısmet eyledin o duyguları,
Birbirimizin yüreğini anımsadığımız,
Sık olmayan kalabalıklar ortasından
Asıl yakınlığımızı ha bire aradığımız?
Geleceğimize karamsar baktığımız,
Sevdamıza, ferdi mutluluğumuza
Derman olarak yanaşmadığımız?
Kader, neden kısmet eyledin o duyguları,
Birbirimizin yüreğini anımsadığımız,
Sık olmayan kalabalıklar ortasından
Asıl yakınlığımızı ha bire aradığımız?
Mutluluk Ve Rüya (Glück Und Traum)
Sen ikimizi rüyada çok gördün
Beraber mihraba erdiğimiz gün,
Kendini Gelin, beni de Damat.
Uyanırken onca aldım ağzından,
Beklenmedik andı işte o zaman,
Alabilindiğince öpücük, vuslat.
Beraber mihraba erdiğimiz gün,
Kendini Gelin, beni de Damat.
Uyanırken onca aldım ağzından,
Beklenmedik andı işte o zaman,
Alabilindiğince öpücük, vuslat.
Muhammedin Şanı (Mahomets Gesang 1772/73)
Görün Taşpınarını,
Şenaçık,
Sanki Yıldıznazarı;
Bulutlardan aşağı
Beslemiş delikanlılığını
İyi ruhlar
Kayalıklar ortası çalılıkta.
Körpegenç
Oynuyor buluttan dışarı
Kaya taşların üzerine,
Şahlanıyor yine
Gökyüzüne.
Şenaçık,
Sanki Yıldıznazarı;
Bulutlardan aşağı
Beslemiş delikanlılığını
İyi ruhlar
Kayalıklar ortası çalılıkta.
Körpegenç
Oynuyor buluttan dışarı
Kaya taşların üzerine,
Şahlanıyor yine
Gökyüzüne.
Minyon (Mignon/ So Laßt Mich Scheinen, Bis İch Werde ;)
Dokunmayın parlayayım, olana kadar;
Sakın beyaz elbisemi çıkarmayın!
Bakın gidiyorum doğrudan aşağıya
Bu güzel dünyadan, O muhkem yuvaya.
Orada az biraz sakin dinlenirim,
Sonra o körpe Nazar açılır,
Ak kılıftan kurtulur salınırım,
Kuşağım ve kudretim sıyrılır kalır.
Sakın beyaz elbisemi çıkarmayın!
Bakın gidiyorum doğrudan aşağıya
Bu güzel dünyadan, O muhkem yuvaya.
Orada az biraz sakin dinlenirim,
Sonra o körpe Nazar açılır,
Ak kılıftan kurtulur salınırım,
Kuşağım ve kudretim sıyrılır kalır.
İnce Ve Şirin (Nett Und Niedlich)
Gördün mü o kızı
Fıldır esen hızını?
İsterdim eşim olsun!
Tabi! Sarışını, Bozu!
Evcil, Kırlangıç gibi narin,
Yuva kurarken misali.
--------------------
Sen benimsin ve o kadar kibar,
Sen benimsin ve hayli terbiyeli,
Ama, tek bir şeyin eksik hala;
Sivri dudaklarınla öpersin,
Kumruların su yudumlaması gibi;
Pek naziksin daha.
© Çeviri: Musa Aksoy
Johann Wolfgang von Goethe
Fıldır esen hızını?
İsterdim eşim olsun!
Tabi! Sarışını, Bozu!
Evcil, Kırlangıç gibi narin,
Yuva kurarken misali.
--------------------
Sen benimsin ve o kadar kibar,
Sen benimsin ve hayli terbiyeli,
Ama, tek bir şeyin eksik hala;
Sivri dudaklarınla öpersin,
Kumruların su yudumlaması gibi;
Pek naziksin daha.
© Çeviri: Musa Aksoy
Johann Wolfgang von Goethe
Hüzün (Wehmut)
Soluyorsunuz, hoş güller,
Sevdam sizi taşımadı;
Açılın, ah! şu Umutsuza,
Ruhumu gam sardı.
Yasla anıyorum o günleri,
Ben, Melek, sana aşık,
Gizemli ilk Goncan teselli,
Eren bahçemde alışık.
Sevdam sizi taşımadı;
Açılın, ah! şu Umutsuza,
Ruhumu gam sardı.
Yasla anıyorum o günleri,
Ben, Melek, sana aşık,
Gizemli ilk Goncan teselli,
Eren bahçemde alışık.
Etiketler:
Hüzün,
Johann Wolfgang Von GOETHE,
Wehmut,
YABANCI ŞAİRLERİN ŞİİRLERİ
Hasret (Sehnsucht 1802)
Kalbimi hoplatan da ne?
Nedir beni dışarı çeken?
Çevirip de sıkarak
Evden itip yuvadan eden?
Aynı ta oradaki bulut
Kayalardan sıvışır gibi!
Göç etmek istiyorum
Varmak ve kalmak bengi!
Aha salkıyor kargalar
Dostane uçuşlarıyla;
Karışıyorum aralarına
Ve takılıyorum alaya.
Ve dağları taşları
Beraber kanatlıyoruz.
Oysa aşağıda bulunuyor,
Arıyorum onu sonsuz.
Nedir beni dışarı çeken?
Çevirip de sıkarak
Evden itip yuvadan eden?
Aynı ta oradaki bulut
Kayalardan sıvışır gibi!
Göç etmek istiyorum
Varmak ve kalmak bengi!
Aha salkıyor kargalar
Dostane uçuşlarıyla;
Karışıyorum aralarına
Ve takılıyorum alaya.
Ve dağları taşları
Beraber kanatlıyoruz.
Oysa aşağıda bulunuyor,
Arıyorum onu sonsuz.
Etiketler:
HASRET,
Johann Wolfgang Von GOETHE,
Sehnsucht,
YABANCI ŞAİRLERİN ŞİİRLERİ
Gülşen (Philine / 1795)
Tasayla türkü söylemeyin
Gecenin inzivasından;
Yo, o, hoş sevdadır deyin,
Sıcacık sohbet için bir gam.
Kadının kocaya verilmesi gibi
En güzel yarısına vardığında,
Gece ömrün yarısıdır harbi,
Ve en güzel yarısıdır aslında.
Gecenin inzivasından;
Yo, o, hoş sevdadır deyin,
Sıcacık sohbet için bir gam.
Kadının kocaya verilmesi gibi
En güzel yarısına vardığında,
Gece ömrün yarısıdır harbi,
Ve en güzel yarısıdır aslında.
Etiketler:
Gülşen,
Johann Wolfgang Von GOETHE,
Philine,
YABANCI ŞAİRLERİN ŞİİRLERİ
23 Nisan 2010 Cuma
Şahid ol Ya Rab!
Alay etmek âdet oldu mirasla
Ayetle, hadisle, sünnetle, nassla
Bu zulüm ehline hakkımı asla
Helal etmiyorum. Şahid ol Yâ Rab !
Barış düşmanları bastı tuşlara
Artık sıra geldi son rötuşlara
Cuma namazı da girdi suçlara
Bu büyük tahrike şahid ol Yâ Rab!
İçki içmek, çağdaşlığın ön şartı
Münafık sıfatlar en büyük artı
Hukuk dağıtıyor sözde bu tartı
Adalet katline şahid ol Yâ Rab
Bir metre bez diye başörtüsüne
Tahkir var kadının ihlas süsüne
Bu haya fakiri âlim sözüne
Alkış tutanlara şahid ol Yâ Rab l
Siyonist meşrepli bu arsızların
Oyunları aynı dün, bugün, yarın
ilim kapısında mazlum kızların
Bunca gözyaşına şahid ol Yâ Rab l
Teslim oldum diye secdeyle sana
Mürteci mührünü vurdular bana
Dosyalar gelince yüce divana
Sen bu iftiraya şahid ol Yâ Rab l
Kürsülerde bunca şöhret hastası
Dillerinde Kur'an hedef tahtası
Yobaz oldu Müslümanın yaftası
Bu salgın cinnete şahid ol Yâ Rab l
Biliriz ki dünya gelgeç bir handır
Sevinci kederi hep imtihandır
Ahiret mü'mine gerçek cihandır
İmanımız tamdır, şahid ol Yâ Rab l
CENGİZ NUMANOĞLU
BURSA
30,01,2001 akit
Ayetle, hadisle, sünnetle, nassla
Bu zulüm ehline hakkımı asla
Helal etmiyorum. Şahid ol Yâ Rab !
Barış düşmanları bastı tuşlara
Artık sıra geldi son rötuşlara
Cuma namazı da girdi suçlara
Bu büyük tahrike şahid ol Yâ Rab!
İçki içmek, çağdaşlığın ön şartı
Münafık sıfatlar en büyük artı
Hukuk dağıtıyor sözde bu tartı
Adalet katline şahid ol Yâ Rab
Bir metre bez diye başörtüsüne
Tahkir var kadının ihlas süsüne
Bu haya fakiri âlim sözüne
Alkış tutanlara şahid ol Yâ Rab l
Siyonist meşrepli bu arsızların
Oyunları aynı dün, bugün, yarın
ilim kapısında mazlum kızların
Bunca gözyaşına şahid ol Yâ Rab l
Teslim oldum diye secdeyle sana
Mürteci mührünü vurdular bana
Dosyalar gelince yüce divana
Sen bu iftiraya şahid ol Yâ Rab l
Kürsülerde bunca şöhret hastası
Dillerinde Kur'an hedef tahtası
Yobaz oldu Müslümanın yaftası
Bu salgın cinnete şahid ol Yâ Rab l
Biliriz ki dünya gelgeç bir handır
Sevinci kederi hep imtihandır
Ahiret mü'mine gerçek cihandır
İmanımız tamdır, şahid ol Yâ Rab l
CENGİZ NUMANOĞLU
BURSA
30,01,2001 akit
Tango
Ayrılık bitti artık
Başları güzel yıllar.
Dinle bak bizim için
Çalıyor bu çalgılar...
Sevgi dolu gözden mi,
Uzak bir denizden mi,
Yoksa içimizden mi,
Taşıyor bu dalgalar?...
Başları güzel yıllar.
Dinle bak bizim için
Çalıyor bu çalgılar...
Sevgi dolu gözden mi,
Uzak bir denizden mi,
Yoksa içimizden mi,
Taşıyor bu dalgalar?...
Renkler ve Gözler
“Şimdi söz kırmızının” deyince zaman
Ya güller konuşmalı ya da bayraklar.
Ya karlar, ya da bulutlar söylemeli beyazı,
Pembeyi, pembe dudaklar...
Yeşili ya deniz seslendirmeli
Ya da büyük rüzgârlı ormanlar,
Yeşil gözleri de yeşil bakışlar...
Ya güller konuşmalı ya da bayraklar.
Ya karlar, ya da bulutlar söylemeli beyazı,
Pembeyi, pembe dudaklar...
Yeşili ya deniz seslendirmeli
Ya da büyük rüzgârlı ormanlar,
Yeşil gözleri de yeşil bakışlar...
Ortaköy'den Görünüş (*)
Penceremin perdesi bu gece için
Kıvılcımlı mavi tülden kesilmiş,
Penceremin camları bu gece için
Sırılsıklam olmuş ay ışığından,
Pervazları yaşama sevinci silmiş.
Köşebaşı çıtrık-çiçek yaylım-ateş;
Komşu kızı sokakta mangal yakıyor
Elleri, yelpazesi ay ışığından.
Kıvılcımlı mavi tülden kesilmiş,
Penceremin camları bu gece için
Sırılsıklam olmuş ay ışığından,
Pervazları yaşama sevinci silmiş.
Köşebaşı çıtrık-çiçek yaylım-ateş;
Komşu kızı sokakta mangal yakıyor
Elleri, yelpazesi ay ışığından.
Etiketler:
Gökhan EVLİYAOĞLU,
Ortaköy'den Görünüş
İnsanlığın Gözyaşları
Çepçevre kaplamış bütün ufku
Okyanus denilen acı-tuzlu su
İki milyon yıl boyunca biriken
Acı gözyaşları mı insanlığın bu?...
.
Gökhan Evliyaoğlu
Okyanus denilen acı-tuzlu su
İki milyon yıl boyunca biriken
Acı gözyaşları mı insanlığın bu?...
.
Gökhan Evliyaoğlu
Etiketler:
Gökhan EVLİYAOĞLU,
İnsanlığın Gözyaşları
Gurbette Özlem
Seni düşündüğüm zaman
İçli ve derin
Gözümden bir yağmur bulutu geçer
Gözümün önünden geçer gözlerin
Seni düşünmediğim zaman var mı ki?...
Ne zaman içime yağmurlar yağsa
Seni düşünürüm içli ve derin
Gözümün önünden geçer gözlerin
Bu yağmur dinmeden hep böyle yağar mı ki?...
.
Gökhan Evliyaoğlu
İçli ve derin
Gözümden bir yağmur bulutu geçer
Gözümün önünden geçer gözlerin
Seni düşünmediğim zaman var mı ki?...
Ne zaman içime yağmurlar yağsa
Seni düşünürüm içli ve derin
Gözümün önünden geçer gözlerin
Bu yağmur dinmeden hep böyle yağar mı ki?...
.
Gökhan Evliyaoğlu
Çocukluk
Daha bir hoş mu kokardı çiçekler
Çocukluğumuzda?... Neden?...
Bozulan güller mi, yoksa,
Biz miyiz değişen?...
Meyvada lezzet mi kalmadı,
Dilimiz mi paslandı yoksa?
Daha büyük değil miydi bahçeler?
Neden insanlar büyüdükçe
Küçülür eski sokaklar?...
Büyüdükçe artan bilgi’ye, bilgeliğe,
Üstelik aşk’a rağmen
Neden daha güzel, daha iyiydi
Herşey çocukken?...
.
Gökhan Evliyaoğlu
Çocukluğumuzda?... Neden?...
Bozulan güller mi, yoksa,
Biz miyiz değişen?...
Meyvada lezzet mi kalmadı,
Dilimiz mi paslandı yoksa?
Daha büyük değil miydi bahçeler?
Neden insanlar büyüdükçe
Küçülür eski sokaklar?...
Büyüdükçe artan bilgi’ye, bilgeliğe,
Üstelik aşk’a rağmen
Neden daha güzel, daha iyiydi
Herşey çocukken?...
.
Gökhan Evliyaoğlu
Buharlı Lokomotif
Trenler dururdu siyah ve ıslak,
Gecenin yağmurlu karanlığında,
Gelenler özgürdü, gidenler tutsak
Telaşlı bir zaman aralığında...
Bir buhar perdesi ardında insan,
Eşya, biçim ve renk hayal olurdu.
Dev bir soru gibi yükselir duman
Lokomotif heyecanla solurdu...
Bir özlem şiirinden içli bir mısra
Gibi geçer hâlâ gözlerimizden,
O eski trenler ki sıra sıra,
Damlalar düşürür kirpiğimizden...
.
Gökhan Evliyaoğlu
Gecenin yağmurlu karanlığında,
Gelenler özgürdü, gidenler tutsak
Telaşlı bir zaman aralığında...
Bir buhar perdesi ardında insan,
Eşya, biçim ve renk hayal olurdu.
Dev bir soru gibi yükselir duman
Lokomotif heyecanla solurdu...
Bir özlem şiirinden içli bir mısra
Gibi geçer hâlâ gözlerimizden,
O eski trenler ki sıra sıra,
Damlalar düşürür kirpiğimizden...
.
Gökhan Evliyaoğlu
Bir Büyük Ağlamak
Elleri cebinde bir yağmur
sırsıklam serseri
ve üşümüş bir rüzgâr
karanlıkta küfürbaz...
İtişip kakışanlar
sarhoş kaldırımlarda
Sağa sola saldıran
sarı sarı havlıyan
hasta sokak lâmbaları...
sırsıklam serseri
ve üşümüş bir rüzgâr
karanlıkta küfürbaz...
İtişip kakışanlar
sarhoş kaldırımlarda
Sağa sola saldıran
sarı sarı havlıyan
hasta sokak lâmbaları...
Ayrılık İstasyonları
Bilirler ki kalanlar ve gidenler
Bir yerlerde duracak bu trenler,
Lâkin nasıl durur, nasıl durdurur
Hangi gözyaşlarını hangi frenler?...
.
Gökhan Evliyaoğlu
.
Bir yerlerde duracak bu trenler,
Lâkin nasıl durur, nasıl durdurur
Hangi gözyaşlarını hangi frenler?...
.
Gökhan Evliyaoğlu
.
Etiketler:
Ayrılık İstasyonları,
Gökhan EVLİYAOĞLU
Aşk
Gözler, gözlere karşı,
Bakış, bakış içinde,
Eriyip gider zaman ışıktan
Hızlı bir akış içinde...
Bir acayip ışınımdır aşk
Can çekirdeğini parçalar geçer
Darmadağın olur yer ve gök
Hiroşima’dan beter...
Ne var ki bu kez sadece
İki kişidir yok olup giden,
Bir çift Adem’le Havva
Gelir dünyaya yeniden...
.
Gökhan Evliyaoğlu
Bakış, bakış içinde,
Eriyip gider zaman ışıktan
Hızlı bir akış içinde...
Bir acayip ışınımdır aşk
Can çekirdeğini parçalar geçer
Darmadağın olur yer ve gök
Hiroşima’dan beter...
Ne var ki bu kez sadece
İki kişidir yok olup giden,
Bir çift Adem’le Havva
Gelir dünyaya yeniden...
.
Gökhan Evliyaoğlu
El Çek İlacımdan Tabib
Aşiyan-i mürg-i dil zülf-i perişanındadır
Kanda olsam ey peri gönlüm senin yanındadır
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır
Çekme damen naz edip üftadelerden vehm kıl
Göklere açılmasın eller ki damanındadır
Bes ki hicranındadır hasiyyet-i kat'-i hayat
Ol hayat ehline hayranem ki hicranındadır
Ey Fuzuli şem'-veş mutlak açılmaz yanmadan
Tablar kim sünbül rişte-i canındadır
.
Fuzuli
Kanda olsam ey peri gönlüm senin yanındadır
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır
Çekme damen naz edip üftadelerden vehm kıl
Göklere açılmasın eller ki damanındadır
Bes ki hicranındadır hasiyyet-i kat'-i hayat
Ol hayat ehline hayranem ki hicranındadır
Ey Fuzuli şem'-veş mutlak açılmaz yanmadan
Tablar kim sünbül rişte-i canındadır
.
Fuzuli
Dost bî-pervâ felek bî-rahm ü devran bî-sükûn
Gazel
Dost bî-pervâ felek bî-rahm ü devran bî-sükûn
Derd çoh hem-derd yoh düşmen kavî tâli' zebûn
Sâye-i ümmîd zâ'il âfitâb-ı şevk germ
Rütbe-i idbâr âlî pâye-i tedbîr dûn
Akl dun-himmet sadâ-yı tâ'ne yer yerden bülend
Baht kem-şefkat belâ-yı ışk gün günden füzûn
Men garîb ü râh-ı mülk-i vasl pür-teşvîş ü mekr
Men harîf-i sâde-levh ü dehr pür-nakş-ı füsûn
Her sehî-kad cilvesi bir seyl-i tûfân-ı belâ
Her hilâl-ebrû kaşı bir ser-hat-ı meşk-i cünûn
Yelde berg-i lâle tek temkîn-i dâniş bî-sebât
Suda aks-i serv tek te'sir-i devlet vâj-gûn
Ser-had-i matlûba pür-mihnet tarîk-i imtihân
Menzil-i maksûda pür-âsîb râh-ı âzmûn
Şâhid-i maksad nevâ-yı çeng tek perde-nişîn
Sâğar-ı işret habâb-ı sâf-ı sahbâ tek nigûn
Tefrika hâsıl tarîk-i mülk-i cem'iyyet mahûf
Ah bilmen neyleyem yoh bir muvâfık reh-nümûn
Çihre-i zerdin Fuzûlî'nün dutupdur eşk-i âl
Gör ana ne rengler geçmiş sipihr-i nîl-gûn
.
Fuzuli
Dost bî-pervâ felek bî-rahm ü devran bî-sükûn
Derd çoh hem-derd yoh düşmen kavî tâli' zebûn
Sâye-i ümmîd zâ'il âfitâb-ı şevk germ
Rütbe-i idbâr âlî pâye-i tedbîr dûn
Akl dun-himmet sadâ-yı tâ'ne yer yerden bülend
Baht kem-şefkat belâ-yı ışk gün günden füzûn
Men garîb ü râh-ı mülk-i vasl pür-teşvîş ü mekr
Men harîf-i sâde-levh ü dehr pür-nakş-ı füsûn
Her sehî-kad cilvesi bir seyl-i tûfân-ı belâ
Her hilâl-ebrû kaşı bir ser-hat-ı meşk-i cünûn
Yelde berg-i lâle tek temkîn-i dâniş bî-sebât
Suda aks-i serv tek te'sir-i devlet vâj-gûn
Ser-had-i matlûba pür-mihnet tarîk-i imtihân
Menzil-i maksûda pür-âsîb râh-ı âzmûn
Şâhid-i maksad nevâ-yı çeng tek perde-nişîn
Sâğar-ı işret habâb-ı sâf-ı sahbâ tek nigûn
Tefrika hâsıl tarîk-i mülk-i cem'iyyet mahûf
Ah bilmen neyleyem yoh bir muvâfık reh-nümûn
Çihre-i zerdin Fuzûlî'nün dutupdur eşk-i âl
Gör ana ne rengler geçmiş sipihr-i nîl-gûn
.
Fuzuli
Dehenin Derdüme Dermân Dediler Cânânum
Gazel
Dehenin derdüme dermân dediler cânânum
Bildiler derdümi yohdur dediler dermânun
Olsa mahbûblarun ışkı cehennem sebebi
Hûr u gılmânı kalur kendüsine Rıdvân'un
Geçdi meyhâneden il mest-i mey-i ışkun olup
Ne meleksen ki harâb etdün evin şeytânun
Urmazam sıhhat içün merhem ohun yarasına
İsterem çıhmaya zevk-i elem-i peykânun
Ne bilür ohumayan Mushaf-ı hüsnün şerhin
Yere gökden ne içün indügini Kur'ân'un
Yerden ey dil göge kovmuşdu sirişküm melegi
Anda hem koymayacakdur oları efgânum
Ey Fuzûlî oluben garka-i girdâb-ı cünûn
Gör ne kahrın çekerem döne döne devrânun
.
Fuzuli
Dehenin derdüme dermân dediler cânânum
Bildiler derdümi yohdur dediler dermânun
Olsa mahbûblarun ışkı cehennem sebebi
Hûr u gılmânı kalur kendüsine Rıdvân'un
Geçdi meyhâneden il mest-i mey-i ışkun olup
Ne meleksen ki harâb etdün evin şeytânun
Urmazam sıhhat içün merhem ohun yarasına
İsterem çıhmaya zevk-i elem-i peykânun
Ne bilür ohumayan Mushaf-ı hüsnün şerhin
Yere gökden ne içün indügini Kur'ân'un
Yerden ey dil göge kovmuşdu sirişküm melegi
Anda hem koymayacakdur oları efgânum
Ey Fuzûlî oluben garka-i girdâb-ı cünûn
Gör ne kahrın çekerem döne döne devrânun
.
Fuzuli
Çeşm-i Giryanım görüp
Ol ki her sa'at gülerdi çeşm-i giryânım görüp
Ağlar oldu hâlime bî-rahm cânânım görüp
Eyleyen ta'yin-i cezâ-yi müdâvâ derdime
Terk edip cem' etmedi hâl-i perîşânım görüp
Lâle-ruhlar göğsümün çâkine kılmazlar nazar
Hiç bir rahm eylemezler dâğ-i hicrânım görüp
Tut gözün ey dûd-i dil çerhin ki devrin terk edip
Kalmasın hayrette çeşm-i gevher efşânım görüp
Pertev-i hur-şîd sanmam yerde kim devr-i felek
Yere urmuş âf-tâbın mâh-i tâbânım görüp
Suda aks-i serv sanmam kim koparıp bağ-bân
Suya salmış servini serv-i hırâmânım görüp
Ey Fuzûlî bil ki ol gül-'ârızı görmiş değil
Kim ki ayb eyler benim çâk-i girîbânım görüp
.
Fuzuli
Ağlar oldu hâlime bî-rahm cânânım görüp
Eyleyen ta'yin-i cezâ-yi müdâvâ derdime
Terk edip cem' etmedi hâl-i perîşânım görüp
Lâle-ruhlar göğsümün çâkine kılmazlar nazar
Hiç bir rahm eylemezler dâğ-i hicrânım görüp
Tut gözün ey dûd-i dil çerhin ki devrin terk edip
Kalmasın hayrette çeşm-i gevher efşânım görüp
Pertev-i hur-şîd sanmam yerde kim devr-i felek
Yere urmuş âf-tâbın mâh-i tâbânım görüp
Suda aks-i serv sanmam kim koparıp bağ-bân
Suya salmış servini serv-i hırâmânım görüp
Ey Fuzûlî bil ki ol gül-'ârızı görmiş değil
Kim ki ayb eyler benim çâk-i girîbânım görüp
.
Fuzuli
Etiketler:
Çeşm-i Giryanım görüp,
DİVAN EDEBİYATI,
DİVAN ŞAİRİ,
DİVAN ŞAİRLERİ,
DİVAN ŞİİRİ,
DİVAN ŞİİRLERİ,
FUZULÎ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)