28 Mayıs 2010 Cuma

Küçük Serçe

Güzün sihirli değneği doğaya değince,
Yaprakların rengi sarıya, ala dönünce,
Ara sıra serin serin rüzgarlar estikçe,
Aklımda canlanırdı binbir ayrı düşünce...

Her şafak vakti veda ederken gece,
Karanlıkların saltanatı sona erince,
Hiç değişmezdi; aynı canlılık aynı neşe,
Işıyan günü müjdelerdi yüzlerce serçe...


Bir sabah erken vakit dolaşırken bahçede,
Baktım ki, ağacın altında bir küçük serçe!
Düşüp kalmış kuru yaprakların üzerine,
Üşümüş, titriyor, bükmüş boynunu öylece...

Usulca uzanıp elime alırken baktı yalnızca,
Pek derman kalmamıştı yorgun kanatlarında.
Sonra gözleri kapandı, başı düştü yana,
Bir damla kan süzüldü ellerimden toprağa...

Yüreğimden bir parça koptu gitti o anda,
Sanki birşey düğümlendi kaldı bağazımda!
Daha demin kanat çırpan kuşun semalarda,
Küçücük cansız bedeni kaldı avuçlarımda...

.

Abacan Aşkısev Şenkal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder