25 Mayıs 2010 Salı

YAĞMUR (Günümüz Türkçe'siyle)

(Günümüz Türkçe'siyle)


Küçük, tekdüze, ürkek vuruşlar

Kafeslerde, camlarda titreşerek

Dürmadan türkü söyler, ağıt yakar

Kafeslerde, camlarda titreşerek

Küçük, tekdüze, ürkek vuruşlar


Sokaklarda seller ağlaşır

Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır;


Bulutlar karardıkca zerrelere bir

Ağır, olgun dalgalanma gelir;


Bir soğuk gölge çevreyi bürür,

Gündüzden geceyarısı görünür.


Söner şimdi, görünürken demin

Maddesi karşımda bir alemin


Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere;

Bakıldıkça vahşet çöker yerlere.


Geçer boş sokaktan, hayalet gibi

Koşarak bir Cocuk, başı Ortülü


O sıra, andığım gece, solgun ve bitkin,

Sürür bir kara Carşafı bir kadın


Saçaklarda kuşlar - acıdır bu pek! -

Susarlar, uzaktan ulur bir köpek.


Oter ruhumun kulağında boş bir inilti,

Boğuk bir sessizlikle tınlamanın çelişkisi



Küçük, istek dolu, inci gibi damlalar

Sokaklarda, damlarda hep titreşir

Ezgi söyler durmadan, ağıt yakar

Sokaklarda, damlarda hep titreşir

Küçük, istek dolu, inci gibi damlalar...



Tevfik Fikret

(1897)


.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder